Özel Bölüm 1: Mikail'in Çilesi

293 25 23
                                    

"İyice tırmıkla! Hiç iyi çalışmıyor yahu bu!"

"Çok yoruldum Şila! Daha fazla devam edemem!"

"Sus da çalış! Sen misin benim kızıma milletin ortasında, gözlerimin önünde evlilik teklif eden!"

"Baba yapma ya bir yıl geçti."

Düğün ya da sirk hala ne olduğu tam bilinmeyen o anların üzerinden tam bir yıl geçti.Yong hwa abim görevini üstlenip okulu bitince nikahı basacaksın bu kıza deyince Minnak Göz düğün hazırlıklarını hızlandırdı.Yoksa ona kalsa seksen yaşında anca evlenirdik biz.Ama iki aydır evliyiz!

Peki ben neden evliliğimin ilk aylarını kocamla baş başa geçirmek yerine yine ailemin yanındayım?

Min hyuk'un işleri yüzünden balayına çıkamamıştık.Tüm gün evde oturup balayına gitmemiz için Min hyuk'a zihinsel işkence yapıyordum.Zavallı Min hyuk her seferinde hayır demesine rağmen çoktan yıkılmıştı aslında.Rüyasında bile 'sus Şila' diyordu.Fakat susmuyordum.Susar mıyım hiç?

İki hafta önce kabul etti, rezervasyonumuzu bile yaptırdık.Bir hafta önce de babam aradı.Gelecek faturaya acımadan aramasından belliydi bi' işler çevirdiği.Köye geleceksiniz dedi, fındık toplayacaksınız dedi! Anlattık derdimizi.Min hyuk bile konuştu telefonda.Yok, vazgeçmedi 'geleceksiniz uleeen!' dedi.

Biz de geldik.

"Acıktım ben Şila!Çok acıktım!"

"Ne diyorsun?!" dedi babam fındıkların içindeki Min hyuk'a evin balkonundan bakarken.

"Acıkmış baba."

"Oruç tutmak kolay iş değildir evlat.Çevir Korece'ye dediğimi!"

"Çeviremem baba.Söz verdim ben Min hyuk'a, çocuk orucu tutarsın sen dedim.İzin ver de alışana kadar dediğim gibi olsun.Tansiyonu düşüyor, toparlayamıyor."

"Gencecik çocuksun tutamıyorum ne demek ya!"

Babam içeri geçerken iç geçirdim.Jeju adasındaki romantik tatilimizi Esin ve Jong hyun'a hediye ettiğimiz için içim kan ağlıyor,dışım ise sinir fışkırıyordu.İnternetin bile çekmediği bu yerde Min hyuk ve babamı aynı anda idare etmek ülkeyi yönetmekten daha zordu.

"Şila bana bir şeyler oluyor."

"Çık hadi oradan.Babam içeri gitti."

"Çıkamıyorum.İçmiş gibiyim, otuz beş tane Şila görüyorum şu an."

Babamın ısıttığı sandalyeye oturdum. "Min hyuk delirtme beni! Yürüyerek çık işte!"

Min hyuk tırmığı babama yakalanmamak için sessizce koymaya çalıştı.Başaramayınca ise yeni can dostuyla yanıma gelmeye başladı.Arkamı dönmüş gönül rahatlığıyla eve giriyordum ki duyduğum gürültüyle balkondan bahçeye atladım.

Min hyuk can dostuyla birlikte bahçede yatıyordu.

"BABA! MİN HYUK BAYILDI! KOCAM BAYILDI!"

♡♡♡

Yarım saati geçmesine rağmen Min hyuk uyanmayınca sağlık ocağına gitmeye karar verdik. Köyün sağlık ocağı kapalıydı.Ben ortalığı kocam ölmüşcesine telaşa verirken eniştemler karşı köye sürüyorlardı arabayı.Yanımızdaki babamda karşı köyün sağlık ocağının açık olması için dua ediyordu.

Köy yolunda Min hyuk uyanmayınca iyice telaşa kapıldım.Eniştemlere sağlık ocağı açık olmazsa hangi yetkili kurumlara gideceğimi anlatıyor, Min hyuk ölürse seni affetmem diyerek ne kadar koca meraklısı olduğumu da babama gösteriyordum.

hayalime inanıyorum |cnblueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin