Çünkü Bu Aşkın Sesi

825 47 13
                                    

Yoksa beni hatırlıyor muydu? Olamaz herkes hatırlasa dahi o hatırlamamalı!                  

"Kolyeyi takmamışsın" Ohhh beni hatırlamıyor.Ya hatırlasaydı ne yapardım?

Kolyeyi kazağımın içinden çıkartıp taktığımi sadece kızlara anlatmadığım için böyle yaptığımı söyledim.Min hyuk ise sinirli gözlerle bana doğru bir adım attı. "İyi bir yalancı değilsin çiçekli elbiseyle sahneye atlayan kız"der demez başımdan tekrar kaynar sular akmaya başladı.Kendimi yere atıp ağlamak istedim.Ama daha fazla rezil olmamalıydım.

"Seni hatırlıyorum. Hem de en başından beri"

"K-kolye..."

"Kolyeyi verirkende biliyordum" dediği an gözyaşlarımı daha fazla tutamadım

"Sen...sen benim bildiğim masum Min hyuk değilsin"

" Hala senden masum sayılırım"deyip gitti ve bende kendimi sonunda yere atmayı başardım Ne kadar yerde duvara yaslanıp kaldım bilmiyorum. Telefonun sesiyle kendime geldim. Arayan testereydi

"Neredesin Sıla? Merak ettik seni.CNBLUE da çok endişelendi"

" Bulunduğum yerin karşısında büyük bir market var.Restorana uzak değil. CNBLUE'yu getirmeyin sakın"

" Tamam"deyip telefonu kapattı. On dakika sonra geldiklerinde bir taksi tutmuş bekliyordum.Hayret Dünya'da gelmişti.

"Dünya sen cnblue ile de gidebilirdin"

" Ev arkadaşlarımı yalnız bırakmak yakışık almazdı"deyince hepimiz "Ne?!" diye bağırdık.Bu kız gene ne saçmalıyordu?

"İyi görünmüyorsun.Eve gidelim öyle anlatacağım"dedi.Ama ben duramadım ve otobüste belamı arar gibi Dünya'nın yanına oturdum

"Ev arkadaşlarım da ne demek Dünya? "

" Bunu burada anlatamam biraz bekle"

" Üç saat boyunca bunu bekleyemem Ağzındaki baklayı çıkar çabuk"

" Babam battı. Şirket dağıldı ve biz beş parasız kaldık. Babam uzun süredir kirayı ödeyemiyor ve benim senden başka yardım isteyecek kimsem yok"diyerek motor hızında konuşup bana sarıldı. "Babamla konuşmak için Türkiye'ye gideceğim. Döndüğümde sizinle kalabilir miyim?" diye sordu kibar bir sesle.Bu Dünya'nın benimle insan gibi ilk konuşmasıydı.Akraba olduğumuzdan mıdır nedir kalbim cız etti ve bende ona ağlarken eşlik ettim.Ağlarken aklıma Min hyuk'un beni az önce bıraktığı halim geldi ve az önceki çilekeş halime geri döndüm. Bir zılgıt çekmediğim kalmıştı. O sırada yaratılan ortamı bozmayı seven Ebrar kafasını koltuklarımızın arasına sokup "Ben Dünya'yla aynı odada kalmam"diye hayıflandı.Ebrar'ın patavatsızlığı ile bende toparlandım.O sırada ön koltukta oturan ajumma arkasına dönüp "Yavrum anlamadığımız dilden konuşup başımızı ağrıtmayın"diye bizi azarlayıp eski pozisyonuna döndü. Bizde uslu çocuklar olup sessizce yolumuzun bitmesini bekledik.Ama tam o sırada aklıma vicdansız Min hyuk geldi. Beni üzdüğün için çok mutlusun değil mi? Bagetlerin kırılsın İnşallah! ! (ve yazar çarpılır)

♡ ♥ ♡ ♥

Eve gittiğimiz zaman uyuyacağım diyerek odama geçtim. Ama uyuyamadim. Öyleki testerenin odaya"bana gitarınla My love'ı çal Jong"diye söylenerek girdiğini hatırlıyorum

"Sılaaaaaa uyan amaaaa....Daha sana baterimle Ankara'nın Bağları'nı çalacağım"

" Bateriiii"diye inlediğimde de esrarengiz ses"he gız bateri" diyerek koluma vurdu.Ben de baterinin aşkına kalkıyordum ki...

"Asdfgaaaaa...Evde üç harfli var"diye bağırmaya başladım. O şeyin maske olduğunu fark edince ise"ya psikopat mısın sen Ebrar?!"

Ebrar maskeyi çıkartarak aaaaa ha ha ha diyerek o meşhur tavuk sesine benzeyen kahkahasıyla evi delmeye başladı (Onew'in kulakları çınlasın)Ya! diyerek bu psikopatı boğmaya başladım

"Yapma ama sana baterimle patates kızarttım"

" Sen nasıl bir arkadaşsın? Arkadaş dediğin arkadaşının acısıyla...Patates kızartmasi mı? "

♡♥♡♥♡

"Kalk kız judoya meraklı kişilik.Kalkta bize çay koy" diye Esin'in dün söyledikleriyle dalga geçti Elif

"Oldu canım tavlayla okeyde getireyim mi? Yeter be! İçiniz çürümüş sizin.Çay içerek sarhoş oldunuz.Yaş 21 ama hissedilen 80"diye uzun süre söylenerek karşılık verdi Esin.Ardından yüksek sesle CNBLUE-Lady açtı

"You're my lady... ~~ha ha~~ diye şarkıyı söyleyerek saçma bir şekilde de dans etmeye başladı."Bu gece PARTY TONIGHT. Ne demiş Jonghyun ya da Yong hwa şarkıda"seni baştan çıkaracağım demiş. O zaman ne yapıyoruz? Ha ne yapıyoruz? "

" Anamızı cep telefonundan arıyoruz"

" Seni beş dakikalığına insanlığa davet ediyorum Ebrarcığım"diye azarladıktan sonra elini kulağının arkasına koyup"ne yapıyoruz?"diye sormaya devam etti Esin.Bu duruşuyla tıpkı Jung shin gibiydi

"Sıla'nin aç karnını doyuruyoruz.Mantı yapsanıza bana"

" Canım benim sen aşk acını atlat diye ben sana mantı açamam.Ama seni Gangnam'a götürebilirim"diye fikir öne sürünce tüm ev hangi para? hangi arabayla? sorularıyla inledi.Esin ise Won adlı Kore parası ve toplu taşıma aracıyla diye bize cevapladıktan sonra.Gangnam Steyle oynayarak odaya gitti.Bu ev deli hastanesinden beter aisssh

♡♥♡♥♡

Gangnam'ın pahalı sokakları derdimi hafifleteceğine daha da arttırdı. Ama sonunda bir kahve dükkanına girdik ve Yong'u hatırlamak adına Americano içmeye karar verdik.Tabi kahvenin parası bize kafa yaptı.

"Bana yalancı dedi Min hyuk"

" Desin ne var? Ne diyor Yong şarkıda 'You're a beautiful lie'.Sizinkisi de o hesap bugün yalancı derse yarın güzel yalancı der"

" Düşüncelerini kendine sakla"

" Saklayamam. Çünkü aklıma bir şey geldi. Şimdi bu Yong Americano icmeyi çok seviyor ya. Hani bir röportajda bir günde 10 bardak kahve içebildigi ortaya çıkmıştı ya"

Testerenin saçmalıklarını dinleyen biz dörtlü "Sağlığına zararlı ama ya"

" Bence de.İçmesin on bardak kahve.Bunun tadı iyi değil ki.Eğer içmeden duramıyorsa sakız çiğnesin"

Hala dinlemekte olan biz dörtlü" sakız ne alaka?"

" Sigara tiryakilerine sakiz cigneyin diyorlar ya. İşte o mantık"

" Bunu Jonghyun'a bedavaya verelim gitsin"diye ortaya bir öneri sürdüm.Dünden meraklı olan Esin ise kabul etmesinin ardından şeytansı bir şekilde sırıtmaya başladı.Ebrar ise "Çeyizsiz mi gidecen gız? "dedi ve Esin'in omzuna vurdu.Benim arkadaşlarımdan zeka fışkırıyor

"Aaaa... Yong hwa"

" Siz kızlar nasıl tanıyabildiniz beni? Maske ve gözlük takmıştım o kadar"diye şaşkınlıkla soran Yong'a muhteşem beşli olarak aynı anda "biz oppamizi gözünden tanırız diye cevap verdik"

" Sen iyi misin Şila solgun duruyorsun?"

" İyiyim"

" Bize katılmak ister misin? "diye sordu Selin

"İsterdim ama Jung shin yurtta beni bekliyor.Maknae o ama onun yapması gerekenleri ben yapıyorum.Ha...Ebrar, Shin seni merak ediyor.Dün gece pek iyi bitmedi malum.Fotoğrafçılık dersleri için onu ara.Umarim tekrar görüşürüz kızlar dedi ve dükkandan çıktı. O an aklıma Min'in Yong hwa'ya her şeyi anlatmış olabileceği geldi ve bende arkasından çıktım.

"Yong hwa! "

" Ne oldu?"

" Özür dilerim"dedim ve ağlamaya başladım. Yong omzumu tuttu ve "Ne için? "diye sormaya başladı...

Bu bölümümüz üç parttan oluşuyor. Birinci partı tamamladık umarım beğenirsiniz

hayalime inanıyorum |cnblueHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin