Yazarın anlatımıyla.Karanlık ormanda yürüyen Ada'nın kalbi hızla çarpıyordu. Her adımda kuru yaprakların çıtırtısı, sessizliğin içinde yankılanıyordu. Ormanın derinliklerine doğru ilerledikçe, ağaçların gölgeleri daha da uzuyor, karanlık daha da yoğunlaşıyordu.
Ada'nın içini bir ürperti kapladı. Elindeki telefona baktığında telefonun çekmediğin görünce daha çok panikledi. "Sakin ol kızım. Sakin."
Kendini sakinleştirmeye çalışsa da içindeki korku onu ele geçiriyordu. Ada korkuyordu...
Yürümeye devam ederken karşıda bir yolun olduğunu gördü. Ve birkaç saniye sonra bir arabanın yaklaştığını görünce hızlıca yola doğru koşmaya başladı. Arabaya yetişmeye çalışıyordu. İçindeki umut o arabaydı.
Koşuyordu, ayaklarının altında kalan kuru dalların ve yaprakların çıtırtısı kulaklarına dolarken, rüzgarın esmesiyle saçları arkaya doğru savruluyordu.
Hayatında ne zaman bu kadar hızlı koştuğunu hatırlamıyordu. Bacaklarının acısını umursamadan koşmaya devam etti. Ve sonunda tam arabanın önüne kendini attı. Araba ani frenle durmaya çalışırken, içerideki adam Ada'ya çarpmamak için direksiyonu kırdı. Araba durduğunda ikisi de heyecanla olayları sindirmeye çalışıyordu. Adam hemen hızlıca arabadan inerek şaşkın gözlerle Ada'ya baktı.
"Ada?!"
"Alper?!"
Ada arkadaşını gördüğü anda önce şaşırsa da daha sonra mutluluk gözyaşlarıyla ona doğru koşarak sarıldı. Korkmuştu, hem de hiç olmadığı kadar. Ada'ya sıkı sıkı sarılan Alper saçlarını okşayarak onu sakinleştirmeye çalıştı.
"Bak küpüm, senin burada ne işin var?"
Ada cevap vermek istemiyordu, hemen buradan kurtulmak istiyordu. "Gidelim, lütfen gidelim."
"Tamam atla, arabaya hadi."
Arabaya biner binmez araba harekete geçti. Arkalarında ormanı bırakırken Ada derin bir nefes almıştı. Alper Ada'nı telaşlı görünce bir taraftan yola bakıyor, diğer taraftan ona bakıyordu. "İyi misin?"
Ada başını salladı. "Evet, şimdi iyiyim.""Ne oldu? Bu saatte orada ne işin vardı? Emir nerede? Neden yalnızsın?"
Aniden diğerleri aklına gelen Ada hemen telefonu açarak Şebnem'i aradı. "Bir dakika, anlatacağım."
"Ada? Kızım neredesin sen? İki saattir seni arıyoruz." Şebnem'in sesi kötü çıkıyordu. Ağlamış gibiydi.
"Ben Alper'leyim. Merak etmeyin eve gidiyoruz. Siz gittikten sonra ben çok korktum, peşinizden geldim ama duymadınız beni. Arkamdan sanki biri kovalıyordu. Ondan sonra da kayboldum zaten." Sesi ağlamaklı çıkıyordu.
"Emir aradı, delirmiş durumda. Onu ara hemen."
Emir'in ismini duyduğu an kalbi teklemişti. Gözleri bir noktada donakaldı. "Tamam," gözyaşları teker teker akarken elinin tersiyle gözyaşlarını sildi. Ne söyleyecekti şimdi? Emir başdan beri onun oraya gitmesini istemiyordu ve haklıydı da. Şimdi Emir'le karşı karşıya kalacaktı. Ada hata yapmıştı. Ve bu hatası yüzünden Emir'i tekrar üzmüştü.
Tam tüm cesaretini toplayıp Emir'i arayacakken Emir onu aramıştı. Çok bekletmeden telefonu açtı.
"Şu siktiğimin telefonunu neden açmıyorsun?! Neredesin sen?!" Emir bağırarak konuşuyordu. Ve ikinci kez Ada'yla küfürle konuşmuştu.
"Emir, ben iyiyim. Alper'leyim. Geliyoruz." Emir rahatlamışcasına derin bir nefes aldı.
"Tamam," deyip telefonu suratına kapattı. Haklıydı, ama bu kadar sert olması Ada'nı üzüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hedef
Teen FictionBaşlama tarihi 28.10.2021 "Ada," sustu. "İyi misin?" Gözlerim dolmaya başlamıştı. Değildim hiç iyi değildim. "Evet, ne oldu ki?" "Sesin kötü çıkıyor, ağladın mı sen?" "Hayır," ses tonum yine aynıydı. Düzeltmek isterken daha kötüye gidiyordu. Boğaz...