61.Bölüm

1.4K 105 214
                                    

Migrenim tuttuğu için biraz sizi beklettim ama gerçekten odaklanıp yazamadım kusura bakmayın biraz gecikti bölüm 🙏🏻

keyifli okumalar 😽

|Satır aralarına yorumlarınızı bırakmayı unutmayın|

°°°

Esin Bigenin anlatımıyla;

Kafamı arkama çevirdiğimde onu karşımda görünce gözlerim kocaman açıldı ve birkaç adım geri çekildim. Simsiyah giyinmişti, kapüşonunu açıp yüzünü daha net görmemi sağladığında hızlı adımlarla kapıya yönelip bağırmaya başladım. Kolumdan yakalayıp sıkarak, "Nereye gidiyorsun? Daha yeni geldin" dedi.

Kolumu kurtarmaya çalışarak, "Ya sen ne çeşit bir hastasın? Bırak beni, bırak.. " diye bağırdım.

O sırada arkamdan gelen ayak seslerine bakmak istedim ama diğer eliyle saçlarımdan tutup beni çekiştirmeye başladı.

Bağırışlarım arasında dün kapısını kapalı gördüğümüz yere doğru beni sürüklüyordu. Kapıyı açıp beni içeri ittirdiğinde ayağım takıldı ve yüzüstü zemine kapaklandım. Sertçe yutkunup dönüp Emre'ye bakarken ani bir hareketle yerden kalkıp üstüne yürüdüm. Avazım çıktığı kadar bağırıyor, buradan çıkmaya çalışıyordum.

Emre gülerek beni ittiğinde bir adım geri çekildim.

"Lütfen bırak beni, bu nasıl sevgi? Yapma, lütfen, Emre bak anlaşabiliriz gerçekten yalnış yapıyorsun.. " dedim.

Hâlâ gülümseyerek üzerime doğru yürümeye başladığında ben de geri adım atıyordum. Beni bedeniyle duvar arasına sıkıştırdığında, gözlerimin içine bakarak öfkeyle parmaklarını yüzümde gezdirmeye ve yanağımı okşamaya başladı.

"Seni o kadar çok özledim ki... Yüzünü bu kadar yakından görmek, seni hissetmek" dedi ve daha da yakınlaştı.

Ani bir hamleyle dudaklarıma yapıştığında çırpınmaya başladım. Onu ittirip geri çekildiğinde yüzüne tükürüp, "Bir daha bunu deneme bile. Rezilsin, seni sevmiyorum, istemiyorum, anlamıyor musun?" dedim.

O sırada yüzündeki tükürüğü elinin tersiyle silip suratıma geçirdiği tokatla yanağımı tuttum.

"Seni ne kadar sevsem de kahpesin işte. O adam seni öpsün istiyorsun, dimi onun için yanıp tutuşuyorsun?" diye bağırıp boğazıma sarıldı, gözü dönmüştü.

Dudağım patlamıştı, ağzıma gelen kan tadından anlamıştım. Boğazımdaki elleri nefes almamı engelliyordu, her kurduğu cümlede daha fazla sıkıyordu.

"Onda olup bende olmayan neydi? Seni çok uyardım, ayrıl dedim.Şimdi olacaklardan beni sorumlu tutamazsın, güzelim, çünkü ben seni uyardım ama sen beni hiç dinlemedin.. " dedi.

Ellerini bırakması için çabaladım, ama gücüm yetmiyordu. Nefesim kesildikçe yüzüm kızarıyor, kuvvetim azalıyordu. Ellerim aşağı düşerken çaresizce ellerini çekmesini bekledim. Beni gerçekten nefessiz bıraktığını fark ettiğinde geri çekilip acıyan gözlerle bana baktı.

Öksürmeye başlamıştım elim ayağım kesilmiş bir hâlde duvar dibine dizlerimin üstüne düştüm. Derin derin nefes alarak boğulma hissinin geçmesini bekliyordum.

komşum bay | barış alper yılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin