Bölüm 1

1.2K 59 3
                                    

Şırılll... Şırılllll... Şırıllll...

Dere ne güzel de çağlıyor.

Cikk cikk cikk ...

Peki bu kuş seslerine ne demeli?

Ya delirdim ya da artık İstanbul'da değilim. Dağda, bayırda bir yere kaçırıldım. Bu su sesinin musluktan gelecek hali yok ya!

Şırılll... Şırıllll... Şırılll...

Yok bu sesin başka bir açıklaması olamaz. Kesin kaçırıldım. Peki beni kaçırıp ne yapacaklar ki? Annem babam öğretmen emeklisi. Öyle Mısır'da mal mülk bırakacak dedem de yok. Var mı yoksa? Bunca sene beni yemiş olmasınlar.

Şırıllll... Şırıllll... Şırılll...

"Uyan artık İlkay!"

Yok artık Pelin'i de mi kaçırdılar? Yoksa Pelin'in dedesi mi Mısırlı? Kim vurduya mı gidiyorum a dostlar?

"Kızım bu saçma uyandırma alarmı da neyin nesi? Hadi kalk servisini kaçıracaksın. Haftanın ilk günü metrobüste sürünürsün bak demedi deme!"

Alarm mı? Ne yani kaçırılmadım mı?

Pelin'in perdeleri açmasıyla beraber içeriye dolan gün ışığıyla gerçek dünyaya dönmüş oldum. Doğru ya, dün gece internette bulduğum melodiyi uyandırma alarmım yapmıştım. Ne diyordu sitede "ruhunuz dinlenmiş olarak uyanacaksınız." He gülüm he. Ruhum o kadar dinlendi ki anlatamam. Sabah sabah şarıl şarıl ne komplo teorileri kurdurdunuz bana. O değil iyi ki yatağı ıslatmadım. Bu yaştan sonra ismim sidikliye çıkacaktı. Sonra "sabah güneşi kime vurur" diye sorulunca "İlkay'a" diye cevaplar gelecekti. Offf ya aman, bir daha internette gördüğüm her şeye inanırsam bana da İlkay demesinler.

Yataktan kalkmayıp hiç istifimi bozmadan gözlerim yarı açık bir vaziyette "Günaydın Pelin." dedim.

Birinin beni bu yataktan kazıması lazım.

"Ooo İlkay Hanım, sabahı şerifleriniz hayrolsun."

"Dalga geçme Pelin ya."

"Geçeceğim tabii. Kızım bir kere de kendin uyan. Gene kaçta yattın söyle bakayım?"

"10'da yattım"

"Emin misin?"

Klasik Pelin işte. Yine bağladı öğretmen moduna. Kaşlar kalkık, eller belde, inanmayan gözler, sınıfta yaramazlık yapan öğrenciyi cezalandırmaya hazır ve nazır. Üzerindeki beyaz gömlek ve siyah dar etek de sahneye tam uygun. Allahtan saçları kısa. Bir de saçları uzun olsaydı ve arkada topuz yapsaydı tam bir öğretmen olurdu.

"Tamam on ikiydi. Oldu mu örtmenim?"

"Söylemekten dilimde tüy bitti. Pazar günleri erken yatsan ölür müsün?"

"E ne yapayım tatilll."

"Sonra Pazartesi Sendromuna yakalandım Pelinnn."

"Hem ne biçim alarm o öyle? Ramsstein'ın Du Hast şarkısıyla bile uyanamazken su sesiyle mi uyanacaksın allasen?"

"Biliyorum, benim hatam. Bir anlık gaflete düştüm işte. Kızma örtmenim"

"Hadi kalk, kalk! Kahvaltı hazır, bekliyorum." deyip odadan çıktı Pelin.

Klasik pazartesi seremonimizi de tamamladık. Haftaya başlayabiliriz öyleyse. O değil de bu kız hangi ara kalkıyor hangi ara hazırlanıyor hiç anlamıyorum. Oysa ben, uykucu şirin. Annem bile uykum konusunda beni kendi halime bırakmışken Pelin bana tahammül ediyor ya takdir etmiyor değilim hani. E tabii bir de çocukluk arkadaşıyız şunun şurasında beni en iyi o tanıyor. Hem ev arkadaşım, hem dert ortağım. Hatta yeri geldiğinde annem bile oluyor. Laf edemiyorum o yüzden. Kız kafalı bir de. Koskoca bir kardiyolog.

Gereksiz İşler MüdürüWhere stories live. Discover now