Bölüm 6

432 41 2
                                    

Ne projeymiş arkadaş. Kaç günüm talepleri analiz etmekle geçti. Amma çok şey istemişler. Verilen süre zarfında rahatlıkla bitiririm bitirmesine o konuda sıkıntı yok ama müşteri tarafında bir buçuk ay önce yönetim el değiştirmiş. Önceki yönetici ile iş yapanlar çok iyi insandır diyorlar da koltuğunu bıraktığı oğlu hakkında kimsenin bir fikri yok. Bu yüzden de ayrıca bir gerilim yaşıyorum haliyle.

Projenin muhatabı Amisos Tur. Türkiye'nin dört bir yanında bayileri olan oldukça büyük bir tur şirketi. Otobüsle yapılan turlarda misafirlerine ikram edilmek üzere yemek kutuları tasarlanmasını istemişler. Diyette olanlar için olsun, çocuklar için olsun, şeker hastaları da düşünülsün gibi gibi talepleri var. Böyle olunca da projeyi kapsamlı ele almak gerekiyor. Bilgisayara gömülmüş nereden başlasam diye düşünürken Okan Bey'in sesiyle kendime geldim.

"İlkay."

"Buyrun Okan Bey" diyerek ayağa fırladım.

"İki dakika görüşebilir miyiz?" dedi yüzünde her zamanki tebessümüyle.

"Tabii, hemen geliyorum."

Okan bey gidince kendime çeki düzen verip odasına doğru ilerledim.

Hayırdır inşallah. Şahika değil de Okan Bey çağırdığına göre ciddi bir şey olmalı. Kapı açık olmasına rağmen sembolik olarak kapıyı tıklatıp masasının karşısındaki koltuğa oturdum.

"Nasılsın bakalım?" diyerek başladı konuşmasına.

"İyiyim efendim teşekkürler, Siz nasılsınız?"

"Teşekkür ederim ben de iyiyim."

Merakla iyilik sağlık faslını geçip esas konuya gelmesini bekliyordum.

"Geçen haftalarda Amisos Tur Projesini sana vermiştik diye hatırlıyorum. Doğru mudur?"

"Evet efendim. Üzerinde hala çalışıyorum."

"Güzel." dedi Okan Bey ve sonrasında önündeki dosyayı açıp incelemeye başladı.

"İlerleme raporun da gayet iyi."

Hadi ama, sadede gel artık!

"Biliyorsun Amisos Tur'un yöneticisi değişti."

"Evet efendim biliyorum."

"Yeni yönetici projenin gidişatı hakkında bilgi almak istiyor."

"Tabii efendim. İlerleme raporuna yazdım zaten her şeyi."

Anlayışlı bir şekilde başını salladı Okan Bey. Sonra devam etti konuşmasına.

"Raporlardan değil de, projeyi yapan kişiden direkt olarak bir sunum şeklinde bilgi almak istiyor."

O an resmen donup kaldım. Henüz elle tutulur bir şey yok ki. Neyin sunumunu yapacağım ben?

"Ama efendim, zaten çok kapsamlı bir proje. Hem daha iki haftalık bir süresi var. Elle tutulur bir şeyler sunabilmem için biraz daha zamana ihtiyacım var." dedikten sonra Okan Bey'in vereceği cevaba odaklandım.

"Haklısın, o konuda diyeceğim bir şey yok ama..."

Ama ile biten cümleler ne zaman iyi oldu ki! Kahretsin kötü bir şey gelecek.

"Ne yapalım müşteri daima haklıdır."

İnanamıyorum. Resmen inanamıyorum.

"Pekala, Pazartesiye kadar elimden geleni yapmaya çalışırım."

Gereksiz İşler MüdürüWhere stories live. Discover now