BÖLÜM -4 Cevaplanmayan Sorular

51 4 3
                                    

Onu gördüğüm an orada sızmıştım. Nasıl oldu bilmiyorum bakışları beni çok etkilemişti..

Gözlerimi açtığımda hala onun kollarındaydım.Bana gülümseyerek;

"İyi misin?"

Apar topar ellerini belimden çekip üstümü silkeledim.

"Ben.."

Hala ona olan duygularımı anlatamıyordum. Cesaretli bir kızım aslında ama sevdiğimi söyleyecek kadar değil.

"Sağ ol ben iyiyim."

"Seni evine bırakmamı ister misin?"

"Yok sağ ol iyiyim ben gerek yok."

Başım dönüyordu yürümekte zorlanıyordum arkamdan beni yavaşça takip ediyordu. Rahatsızdım ona döndüm kısık bir sesle;

"Neden peşimdesin hala?"

"Sen iyi değilsin gerçekten, hadi boynuma sarıl gidelim. Durumun çok kötü."

Sinirli bir sesle birden haykırdım.

"Asıl sen iyi değilsin! Bu durumda olmam sana yarıyor tabi. Pis sapık."

Tam yürüyecekken kolumdan tutup kendine çevirdi.

"Bu şekilde davranamazsın ben diğerlerine benzemem benim de gururum var. Ne yaparsan yap umurumda değil!"

Hızlı bir şekilde kolumu bırakıp kapıya doğru ilerledi.Onu üzmüştüm gerçekten öyle bir çocuğa benzemiyordu. Ah n'aptın Melis!

"Sefaa...sefa lütfen."

Duymamazlıktan geliyordu. Bir kez daha çok yüksek bir sesle bağıracaktım ki ağzımı eliyle biri kapatmıştı. Bağırmaya başladım.

"Sakin olsana be kızım."

"Nasıl sakin olayım Duygu? O kadar korktum ki."

Kapıya doğru baktığımda Sefa çoktan gitmişti. Of Allah'ım ya bir daha onu göremezsem?

"Hadi gidelim artık Melis. Geç oldu."

Gözlerim sulanmıştı etrafı görmekte zorlanıyordum.Sonunda ağlamayı başarmıştım.Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum.Diz çöküp ellerimi zemine koydum kafamı öne eğdim.

"Sefa'ya götür beni lütfen ona ihtiyacım var lütfen."

"Melis yapma lütfen ağlama.Çoktan gitti o, kimse kalmadı bizden başka."

Duygu'nun söyledikleri beni ilgilendirmiyordu.Gözyaşlarımı silip, yavaşça ayağı kalktım.

"Sakın peşimden gelme. Sefa'ya gideceğim."

"Melis bir dakika gizli numaradan seni biri arıyor."

"Açsana kimmiş."

"Alo,kimsiniz?"

-Melis?

"Ben arkadaşı. Kimsin?"

-Melise ver telefonu.

Duygu telefonu bana uzattı

"Seni istiyormuş"

"Kimsin?"

-Ben Sefa.

Ağzım açık kalmıştı bir yandan da şaşkın bir şekilde Duygu ya bakıyordum.

-Özür dilerim.

Sakin bir sesle;

"Asıl ben özür dilerim sana fazla yakın davrandım.Hala orda mısın?"

"Evet kafedeyim."

-Bekle beni seni almaya geleceğim.

Telefonu kapattıktan sonra yüzümde hafifte olsa bri gülümseme belirmişti. Onu seviyordum. Galiba o da beni seviyordu pek emin değildim.

Çantalarımızı alıp Duygu'yla dışarı çıkmıştık.Sefa fazla bekletmeden gelmişti şükür. Duygu'yla arka tarafa binmiştik.

"Melis iyisin değil mi"

"İyiyim sağol"

Dedikten sonra sürücü koltuğunun sağ üstteki aynadan bana bakıyordu.Her bakışımda denk geliyordu gözleri.

Duygu daha sonra bir parkta indi. Bense araba da tek kalmıştım .Neyse ki 5 dakika sonra kapının önüne gelmiştik.

Kapıyı açıp arabadan inmiştim. O da arabadan inmişti. Ona dönerek

"Teşekkür ederim.Kapıma kadar getirdin beni. Sağol."

Tek bir kelime dahi etmemişti. Utanmıştı galiba ya da dalmıştı.

Arkamı dönüp yürümeye başladım.

Arkamdan yine o tatlı sesi duymuştum.

"Melis"

Arkamı hafifçe döndüm samimi bir sesle.

"Evet"

"Seni Seviyorum."

Adımlarımı ona doğru attım.Aramızda bi kol uzaklık kala durdum.
Ellerimi tuttu.Öptü.Evet öptü.Ben gözlerimi hiç olmadığım kadar şaşkın bi şekilde açmıştım.

Benim de sana söylemem gereken bir şey var. Ben senden çok hoşlanıyorum.

Diyebilirdim ama yapmadım. O kadar cesaretim yok. Peki ne söyleyeceğim? Sırası mı bu şimdi.

"Sana cevap veremem. Hazır değilim buna lütfen anla beni."

"Anlıyorum çok gereksiz zamanda söyledim. Ama yine de sen söylediklerimi düşün çünkü gerçekten ilk gördüğüm günden beri aklımdasın."

Ellerimi yavaşça ellerinden çekip konuşmaya başladım.

"Geç oldu gidiyim artık. Merak ederler. En kısa zamanda bunları tek tek konuşuruz."

"İyi geceler Melis. Kendine iyi bak."

Göğsüme çantamı koyup kollarımı birleştirdim. Hızlıca eve doğru yürüdüm. O da arabayı çalıştırıp oradan uzaklaşmıştı..

Kapının önüne geldiğimde annemin olmadığını hatırladım. Of ne salaksın be kızım. Duygu da o yüzden arabadan indi tabii. Baş başa kalalım diye. Benim kafa güzeldi tabi.

Telefonumu çıkartıp Duygu' yu aradım.Neyse ki yatmamış.Telefonu çantama koyup Duyguların evine doğru yürüdüm.

Kapının önüne geldiğimde Duygu evin bahçesindeydi. Çardakta oturuyordu. Yanına gittim.

"Çok sağol ya gerçekten.İnanmıyorum sana.En iyi arkadaşımsın bir de."

"Kızım sen demedin mi bana Sefa'ya götür ona ihtiyacım var diye. Daha ne yapayım?"

"Beni sevdiğini söyledi ve elimi öptü."

"Oha çocuk sana aşık çıktı."

"Ya öyle öyle."

"Sen ne dedin peki?"

"Ne diyeyim ki bir şey diyemedim.Beynim durdu. Sap gibi "Geç oldu gidiyim sonra konuşuruz "dedim.

Orada yine gözyaşlarımı tutamamıştım. Ağlamaya başladım. Duygu gelip boynuma sarıldı.

"Kıyamam ağlama hadi gel gözlerine yazık. Gidelim yat dinlen biraz."

Yatak odasına gelmiştik.Bana yatağında yatmamı söyledi.Kendisi de misafir odasında yatacakmış.

Çok yoruldu bugün Melis. Hiç yaşamadığım duyguları yaşatan Sefa. Olaylara şaşkın Duygu. Of of peki şimdi ona nasıl bir cevap vereceğim? Ne söyleyeceğim? Kafamda bir türlü cevaplanamayan sorularla baş başayım şimdi..















AŞKIN İZLERİWhere stories live. Discover now