Bölüm -10 Derin Düşünceler

12 2 0
                                    

Tebessüm ettiğim yüzümü bozup pencereye baktım. Kedi sesi geliyordu. Mutfağın kapısını açıp bahçeye çıktım. Sefa'da peşimden geliyordu.

"N'oldu prenses?"

"Aaa ağaca baksana kedi kalmıs ay canım benim.. Orada mı kaldın sen?"

Sefa gülümseyerek bana bakıyordu.

"Onu kurtaracağım"

"Dikkatli çık"

Sefa dalı tutup yukarıya çıktı. Kediyi sol eline alıp aşağıya atladı kedi çok korkmuştu gözleri masmavi rengi kar gibi bembeyaz...


Neden bilmiyorum ama Sefa bana iyi hissettiriyordu her davranışıyla, centilmenliğiyle, sevgi dolu bakışlarıyla...

Kafamı sağa doğru çevirdiğimde Sefa kediye yemek veriyordu merhametli yüreği o yanlız kediyi doyurmayı da unutmuyordu. Bana bakarak;

"Prenses daldın bakıyorum da"

"Hm şey annem birazdan gelir sen git ben hallederim"

"Pekala gidiyorum telefonunu annenden al hemen beni ara sana sürprizim olacak"

"Sürprizlere bayılırım" dedikten sonra boynuna sarıldım kokusunu içime çektim uzun uzun.

Bir daha göremeyecekmiş gibi.

Dış kapıya doğru yürüdük onu öptükten sonra kapıyı açtım sarıldım o gittikten sonra kapıyı kapattım.

Mutfağa gelip bahçeye doğru geldiğimde gözlerim kediyi arıyordu daha sonra kedinin koltukta uyuya kaldığını gördüm. Öyle tatlı bir uyuyuşu vardı ki eve alıp beraber uyumak geliyordu içimden ama annem bu konuda benimle hemfikir sayılmazdı.


Bir süre sonra kendi kendime konuşmaya başladım "Madem annem evde yok bari kek yapayım" dedikten sonra mutfağa geçip 3 yumurta, un, portakal, kabartma tozu ve diğer tüm malzemeleri masaya koydum. Yumurtaları kırdım portakalları rendeden geçirdikten sonra diğer malzemeleri de karıştırdım. Fırının ısısını da ayarlayıp keki fırına koydum.

20 dakika boyunca fırının önünde bekledikten sonra fırını kapatıp kapağını açtım, keki çıkardım. Mutfağı portakal kokusu sarmıştı. Gerçekten çok emek vermiştim olması için. Keki masaya bıraktım hemen dilimledim bir dilim aldıktan sonra saklama kabına koydum. Yukarı çıkıp çantamı getirdim. Çantama koydum ve hemen okula doğru yola çıktım. Saat 12:37 geçiyordu durağa doğru koşup otobüsü beklemeye başladım ah nefret ediyorum şu otobüse binmekten. Ama 10 dakika bekledikten sonra gelmeyeceğine karar verip yürümeye başladım.

Yaklaşık 20 dakika boyunca yürüdükten sonra okula gelip yukarı kata çıktım. Sefa duvara yaslanmış arkadaşıyla konuşuyordu. Çantamda ki keki alıp yanına gittim. Arkadaşı gittikten sonra konuşmaya başladım.

"Sefa bu senin için yani senin için yaptım"

"Benim için? Hm tadına bakalım"

Ağzına bir dilim aldıktan sonra yüzünü ekşitip öksürmeye başladı. Elimle ağzımı kapattım endişeli bir sesle;

"Kötü mü olmuş yoksa?"

"Imm nefis çok güzel olmuş"

"Yaa pisliksin"

Dedikten sonra hafifçe koluna vurdum.

Gerçekten korkmuştum neden bunu yapıyordu? Çünkü seviyor evet beni çok seviyor çünkü o benim sadece benim...


AŞKIN İZLERİWhere stories live. Discover now