BÖLÜM -9 Sırlar

27 2 0
                                    


Arabaya bindik beni parka götürdü o sırada Sefa arabayla yanımızda durdu. Aceleci bir hali vardı yanımıza geldi.

"Aysun, Melis nerede?"

"Bilmiyorum okulda değil mi?"

"Hayır yok hiç bir yerde!"

Mehmet cevap verdi

"Oğlum sakin olsana biraz"

"Abi yok yok çıldırıyorum"

"Sabah okula gelmişti"

"Sonra Büşra'ya sordum gitti dedi o da bilmiyor nerede olduğunu."

"Nerede olabilir ki"

"Neyse ben aklıma gelen yerlere bakacağım bir haber geldiğinde beni arayın"

"Tamam haber veririz biz de bir kaç yere bakalım."

"Tamam hadi görüşürüz


Melis'in Anlatımından...

Hayatımda kendimi hiç bu kadar kötü hissetmemiştim. İçimden bir ses geç olmadan ayrıl diyor.

Her zaman yaptığım şeyi yapıyordum bir şeyler çiziyordum, karalıyordum ama ağlayamıyordum adını bilmediğim duygular içerisindeyim. Kalbim param parça toplayıp yapıştırmak çok zor mutlu muyum? bilmiyorum. Daha 18 yaşındayım ve ben kendimi aşka çok kaptırdım. Son senede çuvallamak istemiyorum.

"Melis!"

Pencereye geçip aşağıya baktım Sefa gelmişti. Aşağıya indim derin bir nefes aldıktan sonra kapıyı açtım.

"Ne istiyorsun"

"Nasıl sorular soruyorsun ben seni sabahtan beri merak ediyorum"

"Telefonum annemde seninle konuştuğumu anlayınca aldı elimden"

"Yarın okulda yılbaşı çekilişi yapacaklar"

"Umurumda değil"

"Anlaşıldı sen ters tarafından kalkmışsın bugün"

"Hadi git"

"Beni mi kovuyorsun"

"Evet"

"Ben sevgilinim hatırlatırım Melis hanım"

Sinirlenip kolumu çekiştirmeye başladı.

"Bırak kolumu"

"N'oluyo sana Melis"

"İçeriye gel"

Mutfağa gittim peşimden geldi. Daha sonra kurabiye ve çay koydum masaya.

"Anlatacak mısın?"

"Bak ben düşündüm ama olmuyor kendimi ikna edemiyorum. Dersler daha önemli annemde seni öğrendi telefonuma el koydu."

Elini başına koydu daha sonra elimden tuttu.

"Anlamıyorum çok güzel zamanlarımız oldu ama neden bu bir sebep değil."

İnanmamıştı aklıma başka bir şey gelmiyordu. Ya da geliyordu ellerimi ellerinden çekip konuşmaya başladım.

"Başkasını seviyorum."

Hızlıca ayağı kalkıp sesini yükseltti

"Ne saçmalıyorsun sen!"

"Git lütfen, lütfen"

Telefonunu çıkarttı birinin numarasını çevirip aradı.

"Alo Seher teyze-"

Konuşmaması için ağzını kapattım telefonu kulağından çekip telefonu masaya koydum.

"Sen ne kadar gıcık biri-"

Dudağıma yapışmıştı. İçimde kelebekler uçuşuyordu. Benden ayrılmak istemiyordu. Düşüncelerimi değiştirecek bir hamle yaptı. Boynuma bir kolye taktı. Üzerinde ikimizin baş harfi olan gümüş bir kolye.

"Bu sana olan hediyem kaybetme evlendiğimizde denize atacaksın"

"B-ben teşekkür ederim seni çok seviyorum"

"Bende seni çok seviyorum"

Utanmıştım o da bunu anlamış olmalı ki yüzümü inceliyordu.

Daha sonra telefonu çaldı. Hemen cevap verdi

"Alo, Melis'i bulabildin mi?"

"Evet Aysun merak etme yanındayım şuan. Sen diğerlerine haber ver merak etmesinler."

"Peki benim yerime onu öp görüşürüz"

"Görüşürüz"

Telefonu kapattıktan sonra yanağımı öptü.

"Aysun'un emri"

"Ya pisliksin"

"N'oldu panda gitti yerine pislik mi geldi?"

"Ay uykum geldi"

"Şaşırmışım asıl panda sensin hakkını yemeyelim"

Kolunu cimciklemiştim. O bana her ne kadar kızsa da ondan nefret edemem. Bunu anladım şimdi verdiği kolyeyi düşünerek yoluma devam edeceğim ve o yolun solunda ne olursa olsun Sefa olacak...



AŞKIN İZLERİWhere stories live. Discover now