8. Bölüm ''Mutluluğun Resmini Yapmak...''

10.1K 819 62
                                    

Merhaba...Küçük ailem..:)Nasılsınız? Artık Bahar, kendi içinde bazı şeyleri oturttu ve önüne bakıyor ama bu bölüm Murat Erdem Mirza'nın ağzından...:)

İşin açıkçası yorumlarınızı merakla bekliyorum..:) Bakalım Murat sizi okurken nasıl hissettirecek?

Medyaya koyduğum şarkıyla okumanızı şiddetle tavsiye ediyorum...Oylarınızı ve yorumlarınız bekliyorum...Keyifli okumalar..:)


8.Bölüm '' Mutluluğun Resmini Yapmak...''


...Murat Erdem Mirza'dan...


Bahar gibiydi Bahar... Bazen ansızın yağan yağmurları bazen aniden içinizi ısıtan güneşi içinde,gözlerinde yaşatıyordu. Ben böyle güzel bir kadın görmemiştim ömrü hayatımda.

Sadece dışı değil içi çok güzeldi Bahar'ın,inatçılığı,samimiyeti ve kesinlikle ne yaşarsa yaşasın pes etmeyip her yeni güne daha bir güçlü uyanıyordu ya yerimde kim olsa bu küçük kadına hayran olurdu.

Ben çok fazla kadın tanımıştım gerek özel hayatım gerekse iş hayatımdan... Ama Bahar kadar güçlü ve ne istediğini bilen kadın çok yoktu. Susturuluyordu kadınlar..Yalnızlığa mahkum ediliyordu. Kırılmaya,yok olmaya...

Bu sadece erkek olmak mevzusu değildi. İnsan olmak mevzusuydu. Nasıl unutulurdu ki kadının ne kadar güzel olduğunu,ne kadar naif olduğunu. Omuzlarına zaten ta en başından yüklenen onca yüke rağmen onlar inatla yaşıyordu, başarıyordu.

Ama en çok kanatılan yine kadınlar oluyordu ya işte o zamanlarda anlıyordum neden bir annenin ayağının altına konmuş cennet...

İşte o zamanlarda anlıyordum kadın üzülünce yer gök yerinden oynuyor...

Çok kadın savundum,çok kadını kurtardım şerefini bir tene bulayıp çocuğunu bile görmezden gelen ibnelerden ama şimdiye kadar gördüklerim arasında en şerefsizi Haldun dene şerefsizdi.

Bahar'ın evleneceğini duyduğumda yurt dışındaydım. İçimde bir yerler sızlamıştı ama gelememiştim. Getirmemişti beni yüreğim buraya. O başkasına ait olacakken bakamazdım o bahar gözlerine...

Teyzemin sesiyle ona döndüm...

''Paşam bak o süslü kokonaya dönme emi yavrum... valla bak o kadın ne yemek yapar sana ne temizlik alimallah ölürsün açlıktan paşam...'' Kahkahamı tutamadım. Merve çok iyi yemek yapıyordu aslında ama bunu söyleyip biriciğimi üzmek istemedim. Bizim onunla ayrılmamız ne yemek ne başka şeydi. Ben ona yetişemiyordum, o bana yetmediğini düşünüyordu.Sonuç olarak yollarımızı ayırmıştık.

Bir kadını üzmüş olmak beni kırsada pişman değildim. Eğer sevemiyorsan,sevilmiyorsan,eksiksen o kişiyi de meşgul etmeyecektin arkadaş... Merve iyi bir insandı,kadındı. Ve benden daha fazlasını hak ettiği de bir gerçekti.

Konaktan üstü başı çamur içinde giren Bahar'a baktım. Küçük bir kız çocuğu gibiydi. O kadar mağrurdu ki... Ve eşsizdi. Üstünde o çamur yığınıyla bile eşsizdi. Güzledi. Masumdu.

Yanıma gelen Güneş'le gözlerimi Bahar'dan çekip onunla göz göze gelmek için eğilip dizlerimin üzerine çöktüm.

''Derdem,biz ni zaman evyeneceyiz?'' Arkadan gelen homurtuya mı yoksa adı gibi güneş olan bu küçüğe mi güleyim bilemedim.

Bahar'a baktığımda al al olmuş yanaklarıyla kim bilir yine aklına neleri doluşturmuştu bu bahar gözlü kadın? Biraz daha köşeye sıkıştırmaktan zarar gelmezdi...

İkinci Bahar - Kadın Serisi (I)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt