12. Bölüm

5.1K 359 22
                                    


#2012- ÇAĞIL EREN ER#

Karanlık sokakta ağır adımlarla ilerliyordum. Kollarım iki yanına düşmüş, sanki hareket edemiyorlar gibi sadece bedenimin hareketiyle sallanıyordu.

Yüzümde kuruyan göz yaşlarım akmıyordu artık. Nereye gideceğimi bilmiyordum bu yüzden sadece yürüyordum. Zaten ne önemi vardı nereye gideceğimin ve ne yapacağımın.

Hayatın bir önemi kalmamıştı. Her şey kayıp gitmişti ellerimden. Hiçbir şeye tutunamamıştım.

Kalbim sevdiğim adamla birlikte ölmüştü de bedenim neden yaşıyordu?

Neden hala nefes alıyordum ki?

Tüm amacımı kaybetmiştim ve artık dayanamıyordum. Nefret ediyordum herkesten her şeyden. Her insanın yaşamak için, dünyanın kötülüklerine karşı çıkmak için bir sebebi vardır. Bu yüzden kendi mutlak ölümümüz gerçekleşene kadar hayata sıkı sıkı tutunuruz ve devam ederiz yıkılmadan, yılmadan.

Benimde bir dayanağım vardı birkaç hafta öncesine kadar. Murat...Sevdiğim adam. Hayatımın anlamı, yaşama sebebim.

Onu tanıdığımda küçüktüm...18 yaşıma yeni girmiştim. Ailelerimiz tanışıyordu ve o gün doğum günümde karşılaşmıştık. Çağkan ile ikizdik ve evde büyük bir parti düzenlenmişti. Reşit olacağım için mutluydum. Hayatım o kadar güzeldi ki...ta ki onu görene kadar. Onu tanıdıktan hemen sonra aslında hayatımın bir anlamı olmadığını anladım. Hayatım onunla güzelleşmiş onunla anlam kazanmıştı.

Benden birkaç yaş büyüktü ve yurt dışında yaşıyordu. O günden sonra sadece onun hayaliyle yaşadım. O ise geri dönmüştü.Daha sonra ailemi kaybettim ve her şey tepetaklak oldu. Kötü hayatımın başlangıcını o gün yapmıştım.

Ailemi kaybetmenin acısına bir de Çağkan'ın bozulan psikolojisi eklendi. Her geçen gün kötüleşti. Aslında ilk başlarda normal davranıyordu. Hayatımızı düzene sokmuştuk ve acımız hafiflemişti. Çağkan holding'in başına geçmişti. İşler nedeniyle az görüşüyorduk. Kendisini şirkete adamıştı resmen. Acısıyla böyle başa çıkıyordu oda. Ben üniversiteyi bitirene kadar böyle devam etmişti.

Daha sonra şirkette çalışmaya başlamıştım ve o günden sonra Çağkan daha bir paronayak olmuştu. Sürekli çevremdeydi ve yanıma kimseyi yaklaştırmıyordu. Benim aklım ise yurt dışından dönmüş Murat'daydı. Çağkan'ın durumuna ise dikkat etmiyordum. Hayatta kalan tek ailesi bendim ve biz her zaman iyi anlaşan kardeşlerden olmuştuk. Birbirimize dikkat ederdik ve olaylardan sonra haklı olarak üzerime düştüğünü düşünüyordum.

En yakın arkadaşı Erdem'di ve Erdem'in bana olan ilgisinden dolayı ondan uzak duruyordum. O ise vazgeçmeyerek üzerime düşüyordu her seferinde. Bazen Çağkan ile daha çok ilgilenmem gerektiğini ve vakit geçirmem gerektiğinden bahsederdi ben ise sadece beni yanında tutmak için söylediğini sanırdım. Çünkü ikisi ayrılmaz ikililerdi.

Gel zaman git zaman Murat ile karşılamış ve birbirimize hislerimizi açmıştık. Benim için geri dönmüştü. Karşılaştığımız andan beri beni düşündüğünü söylemişti. Çok güzel giden bir ilişkimiz vardı ama Çağkan'ın giderek artan düşkünlüğü sebebiyle ilişkimizi saklamaya karar vermiştik. Açıkçası son zamanlarda bana olan tavırlarından korkmuştum.

Ama 27. Yaş günümde her şey ortaya çıkmıştı. Çağkan delirmişti. Öyle bir gözü dönmüştü ki, nerden çıkardığını anlamadığım bir silahı Murat'ın kafasına dayamış ve anında tetiği çekmişti. Sevdiğim adam gözlerimin önünde can verirken benim canımdan can gitmişti. Yitirmiştim işte o gün herşeyimi.

Artık hayatta kalmam için bir nedenim yoktu.

Bu yüzden bu gece hayatıma son verecektim.

Uzun bir süre yürümüştüm. Çalışma yapılması nedeniyle kapatılan bir yere geldiğimde durmadım ilerledim.

Uçurum kenarı diyebilecek yükseklikte bir yere gelmiştim. Kazı çalışması nedeniyle ay ışığından seçebildiğim kadar kayan kayalıklar vardı aşağıda.

Yapacağım şeyin doğru olmadığını biliyordum.

Ve korkuyordum.

Ama benim için sona gelinmişti. Daha fazla katlanamazdım bu hayata. Her gün Murat'ın hayaliyle yatıp, ölüm anıyla kalkıyorken, her geçen gün yavaş yavaş ölüyorken olmazdı.

Kafamı kaldırdım ve parlayan gökyüzüne baktım.

'Affet Allah'ım, ne olur affet.' Diye yalvardım ve birkaç adım daha atarak uca geldim.

Kendimi aşağıya bırakırken bir ses duydum, fren sesi...Aynı anda uçurumdan aşağıya kayan bir arabanın derin lastik sesi...

Sonrası ise büyük bir sessizlik...


Diyorum...Gerçek ÇAĞİL'ın da neden intihara kalkıştığı ortaya çıktı.

Bakalım bir sonraki bölüm bizi neler bekliyor.

Ve Beğenmeyi unutmayın. :D

Görüşmek üzere...



ALTIN KADEH "TAMAMLANDI"Where stories live. Discover now