KUMA 20.

46.7K 1.5K 174
                                    


Değişik duygular, son pişmanlıklar...

***

Son bir kere düşündü genç kadın. Son bir kere içinde hissettiği duyguları düşündü. Şuan kararsızdı, ne hissettiğini bilmiyordu. Bir yanı mutlu ve heyecanlıyken, bir diğer yanı ise acı ve hüzün ile baş kaldırıyordu. Ne hissettiği ne düşündüğü hakkında pek bir şey duymuyor, görmüyordu. Şuan sadece hissizce kaynanasına bakıyordu. Kaynanasının heyecanı, mutluluğu gözlerinden belli oluyordu. Bunu kimse inkar edemezdi. Şevval, Rojba hanımı ilk defa böyle görüyordu. Heyecanlı, mutlu ve bir o kadar da kararsız....

Genç kadın olumlu anlamda başını sallayıp gülümsedi.
''Sen merak etme jimom. Elimizden gelenin en iyisini yapacağız.'' 

Rojba hanım gelinine gülümseyip acele ile ayağa kalktı. Sofadan hızla çıktığında Şevval genç kızlara döndü. 
''Siz buraları toparlayın ben geliyorum.'' dedi ve ardından kendisi de ayağa kalkıp sofadan çıktı. Beyaz tahta merdivenleri hızla çıktığında kendi odasının önünde durdu genç kadın. Odasının kapı kulubunu tam açarken merakına yenik düşüp başını geriye doğru çevirdi. Bir kaç adım ilerisinde Armina'nın odası vardı ve Şevval Armina'nın ne halde olduğunu merak ediyordu. En son onu bıraktığında çok kötüydü. Şevval başını iki yana salladı ve odasına girdi. Bunları düşünmemeliydi. Eğer düşünürse başına bir iş alabilirdi, sonuçta Azad'ın sağı solu belli olmuyordu.

Genç kadın yatağına doğru yürüdü. Yatağın en alt kısmına elini sokup telefonunu aldı eline. Ailesi ile uzun zamandır konuşmuyordu. Hoş ailesi dediğine bakılmamalıydı. Onun için aile annesi, Zafir ve en küçük kardeşi Adar'dı. Şevval'İn başka ailesi yoktu.

Rehberden annesinin numarasını tuşlayıp kulağına götürdü. Telefonun arama sesi kulaklarında cızırtıya benzer bir etki yaratsa da genç kadın sabırsızlıkla annesinin sesini bekledi. 
''Alo.''

İşte uzun zamandır duymadığı o muhteşem ses, genç kadının kulaklarında yankılanıyordu şuan. Şevval gözlerini kapatıp o sesi duymanın mutluluğunu yaşadı. Ardından gözünden akan bir kaç damla yaşı hızla sildi.
''Annem...'' dedi genç kadın fısıltı ile.  Telefonun karşısından bir hıçkırık sesi geldiğinde Şevval annesinin de ağladığını anlamıştı. Genç kadın kendisini sakinleştirmeye çalıştı.
''Annem... nasılsın, iyi misin?'' dedi.

Karşı taraf hala özlem ile yanıp doluşurken, Şevval'İn de annesinden bir farkı yoktu. Annesinin sesini duyar duymaz kötü olmuştu. Yatağına oturdu genç kadın ve annesinin o muhteşem sesini dinledi.
''Biz iyiyiz kızım. Bizi boş ver sen. Asıl sen nasılsın? Bir şeyin yoktur inşAllah.''

Şevval, gözyaşlarını silerken annesini cevapladı.
''Ben iyiyim annem. Sizi çok özledim sadece.'' dedi Şevval, ardından da zamanı olmadığı aklına gelip hızla konuştu.
''Annem, benim fazla zamanım yok. Zafir yanındaysa ver de bir sesini duyayım.'' dedi hasret ve özlem ile...

Rojba Hanım derin bir nefes aldı. 
''Zafir evde değil kızım. Bir arkadaşına gitti. Gelir birazdan.''

Şevval annesine 'tamam' dedikten sonra aklına gelmiş gibi tembihledi.
''Annem, konuştuğumuzu kimse bilmesin. Gizlice aradım seni. Kimsenin haberi yok.'' 

Gülsüm Hanım kızının endişeli sesine karşı sadece tamam diyebilmişti. Kızına üzülüyordu. Sevmediği bir adam ile evlendirilmişti, okutmamışlardı kızını...

''Benim kapatmam lazım. Annem, seni çok seviyorum. En kısa zamanda Rojba Hanım'dan izin alıp yanınıza geleceğim.'' dedi Şevval.
''Tamam yavrum, iyi bak kendine üzme kendini. Seni çok seviyorum kuzum.''

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin