KUMA 26.

36.7K 1.4K 232
                                    

KEYİFLİ OKUMALAR...

  Azad ise derin bir nefes alıp karısının alnına bir öpücük kondurdu. Ardından da, ellerini Şevval'in yanaklarına getirip okşadı.
''Benim şimdi gitmem gerek. Bu gece Armina ile kalacağım.''

Hayal kırıklılığı bir kez daha çalmıştı kadının kapısını. Neden olmuyordu? Neden her şey güzel giderken bir anda mahvoluyordu? Bunların bir sebebi olmalıydı. Her insan gülmeyi, mutlu olmayı hak ederken bu insanların mutluluğu neden saniyelik olanlardandı?

Derin, acıklı bir nefes aldı genç kadın. Artık dayanacak gücü kalmamıştı. Yorulmuştu, hemde çok yorulmuştu....
''Peki, o zaman sen git, bende uyuyayım.'' dedi ve yatağına doğru yürüdü. Bedenini yatağa bırakırken, üzerini de örtmüştü. Hasta olmayı istemezdi, hele ki karnında ona ait bir canlı varken. Azad karısının bu umursamaz tavrına karşılık derin bir nefes aldı. Şevval'in ilgisini, aşkını sezebiliyordu fakat elinden de bir şey gelmiyordu. Artık tıkanmıştı genç adam. İki kadınla uğraşamıyordu artık. İki kadının da ilgi istediği bariz ortadayken, genç adam hangisine ilgi gösterse bir sonuç çıkmasına alışmıştı. Hangi kadına ilgi gösterse diğer kadın üzülüyordu. Aralarında ki anlaşmazlık uzun, ince bir çizgi çiziyordu sanki...

''Şevval...'' dedi genç adam bıkkınlıkla. Ardından da karısının yanına doğru yürüdü. Yatağın kenarına otururken de karısının kollarından tutup kaldırdı. Şevval sırtını yatağın başlığına dayarken, hızla da dolan gözlerini silmeye çalışıyordu.
''Yapma şöyle. Bak bende yoruldum artık.'' dedi genç adam.

Şevval ise hayal kırıklılığı ile bir kez daha baktı kocasına. Bu kadar basit miydi yani? Hayatın adilsizliği, kocasının umursamazlığı, hepsi bu kadar basit miydi?
''Yoruldun mu yani?'' dedi genç kadın alayla. Ardından da derin bir nefes alıp, alaylı tavrından ödün vermeden devam etti.
''Sen yorulduysan ben ne yapayım? Söylesene ben ne yapayım? Anlamıyorsun Azad, anlamıyorsun. Sen hiç bir şeyi anlamıyorsun. Görmezden geliyorsun o kadının yaptıklarını. O kadın hep haklı değil mi? Ben ise haksız. Neden? Çünkü ben kumayım o ise bu eve asıl gelen kadın.'' dedi ve alayla güldü.
''Ya nasıl bu kadar rahatsın? Sen çocuk aşkı ile yanıp sönmüyor muydun? O kadın benim karnımda ki meleğe, yaratık dedi. Hadi bunu geçtim, ona beddua etti. Sırf kıskançlığı yüzünden karnımda ki masuma beddua etti.'' dedi inanmazcasına. 

Sinir krizi geçiyordu şuan. İçinde ne var, ne yoksa döküyordu. Kocasına söylemek isteyip söyleyemediği her şeyi döküyordu. Zaten tir tir titreyen elleri dengesini alt üst ediyordu adeta...
''Ne yaptım ben? Ya da ne günah işledim?'' dedi ve derin bir nefes aldı.
''Mutlu olmak benim de hakkım değil değil mi? İçten bir şekilde gülümsemek, sevgiyi hissetmek, beni de seven birisinin olduğunu hissetmek. Azad yoruldum deme bana.'' dedi genç kadın ve ardından titreyen ellerini genç adamın büyük ellerinin arasına aldı. Birleştirdiği elleri kendi kalbinin olduğu tarafa yerleştirdi ve fısıldadı çaresizce.
''Bak burası var ya, çok yoruldu, ağladı, bir kere bile gülmedi. Burası sevdi, çok sevdi ama hiç sevilmedi.'' 

Genç adam, karısının çaresizliğini görebiliyordu fakat artık rahat nefes alamaz hale gelmişti. Hangi kadının yanına gitse, o kadın çaresizlikten ağlıyordu. İki kadında seviyordu, deliler gibi. İki kadın da mutlu olmayı hak ederken kader onları en hassas noktalarından vurmuştu...

''Ben susacağım her zamanki gibi. Hep sustum, oğluma beddua ettiğinde de yaratık dediğinde de. Zaten konuşsam da kale alınmazdım ya. Ama senden şunu beklerdim. Benim çocuğuma nasıl bunları yapıyorsun diye sert çıkışmanı. Bunu yapmanı beklerdim çünkü benim ufacık hatamda her şeyi yıkan adam sensin!'' 

Genç adam derin bir nefes ayağa kalktı. Karısı haklıydı. Doğmamış bir bebeğe yaratık denilmesi, hele ki beddua edilmesi insanlığa sığmazdı. Eşitlik deniliyordu fakat Armina bu eşitliği fazlası ile zorluyordu.
''Kalk gidiyoruz...'' dedi genç adam. Şevval kocasına anlamsızca bakarken sordu.
''Nereye gidiyoruz. Ağladığım için beni babamın evine mi bırakacasın yoksa. Ya da ona bile zahmet etmeyip kapı dışarı mı atacaksın beni?'' diye sordu alayla genç kadın. Sabırla nefes alan adam, elinden bir kaza çıkmaması için direniyordu. Bu kadın sabrını zorluyordu.
''Kalk dedim sana!'' dedi sinirle. 

Genç kadın çarşafı ayakları ile itelerken köşede duran sabahlığını üzerine geçirdi. Ardından da baş örtüsünü taktı başına. Onu bekleyen kocasına hazırım dediğinde Azad hızla çıktı odadan. Şevval ise söylenerek çıkıyordu odadan. Kapının orada karısını bekleyen adam hızla tuttu elini. Koridorun sonunda ki odaya ilerlerken Şevval genç adamın ne yapmaya çalıştığını daha anlamamıştı. Anlamsızlıkla bakarken kocasına, Azad elini bıraktı ve Armina'nın odasının kapısını açtı.

Aniden kapısının açılması ile derin bir nefes aldı genç kadın. Heyecandan eli ayağı titriyordu. Azad uzun bir süreden sonra onunla vakit geçirecekti. Özlemişti genç kadın. Kocasının kokusunu, onun büyüleyici iltifatlarını...

KUMAWhere stories live. Discover now