KUMA 23.

43.4K 1.2K 102
                                    


 

Keyifli Okumalar...

****

Bir denge vardı, hatırlar mısınız?
Bu dengenin baş rolü Azad'ı. Diğer iki oyuncusu ise Şevval ve Armina. Bu dengeyi iki kadın sağlıyordu. İki kadın da birbirine benziyordu fakat farklılıkları vardı. Birisi çocukluğunun verdiği aşkı devam ettirirken, aşık olduğu adamın kardeşi ile evlenmişti. Bu aşk burada bitmeliydi. Fakat yapamamıştı kadın. Yüreğine söz geçirememişti. Unutmaya çok çalışmıştı, fakat olmamıştı. Sevdiği adamı unutamıyordu. Ta ki onun sevdiği kadını öğrenene kadar. Sevdiği adam da tıpkı kendisi gibi yanıktı gökyüzüsüne...
Diğeri ise evlendiğinde boş bir kalple gelmişti konağa, tıpkı kocası gibi. Sevgi yoktu hiç bir şekilde. Ne Armina'da ne de Azad'a. İki kalpte boştu. Evlilikleri görücü usulüydü. Birbirlerini çok fazla görmemişlerdi. Görseler bile Armina'nın yüzünü kapatan bir örtü vardı hep. Fakat zaman değiştirmişti her şeyi. İlk başta alışmaya çalışmışlardı. Bu alışma sürecinde Armina aşık olmuştu kara gözlüsüne. Azad Soydanlı'ya deliler gibi yanmıştı bu yüreği. Fakat Azad hiç bir şey beslemiyordu karısına karşı. Zaman ona bir şey hissetirmemişti. Yüreği hala bomboştu. Alışmıştı fakat bir sevgi yoktu. Armina'da ki gibi bir aşk yoktu ama zamanla onu da aşmışlardı. Zamanla Azad karısına karşı bir hoşlantı beslemişti. Fakat o sıralarda da konağa ikinci kadın alması gerekiyordu. Tüm Amed'İn dilindeydi genç adam. 

''Azad Soydanlı'nın çocuğu olmuyor, kesin kısır. Koskoca Amed'in ağası kısır. Baksanıza şu duruma.'' gibi söylentiler genç adamı deli ediyordu. Tüm Amed'İn diline düşmüştü. Sinirlenmesi ve ani kararlar alması çok doğaldı fakat ikinci eş, kuma, alması gerektiğinin de farkındaydı. Bu yüzden de her ne kadar üzüleceğini bilse de karısınn üstüne kuma alacaktı ve almıştı da. Konağa bir yağmur tanesi gibi düşen kadın değişikti. Bir buluttu, bir sert fırtına. O da acı çekmişti, hemde çok. Ağlamıştı, gülümsemişti burukça. Tam hayattan vazgeçerken elini tutan bir bebeği olmuştu...
Şimdi ise bu iki kadının neşesi yerindeydi. İki kadında mutluydu. İkisinin de kalbi bir adama aitti. Azad Soydanlı tüm yakışıklılığıyla iki güzelin kalbini yakmıştı kor ateşi ile...

Konağın ısrarla çalan telefonu, bir şeylerin ters gittiğini yansıtıyordu adeta. Telefon ısrarla çalıyordu fakat açanı yoktu telefonun. Sadece konakta zil sesi çalmasını sağlıyordu. Bu sırada merdivenlerden inen Armina ısrarla çalan telefona doğru yürüdü. Telefonu açıp kulağına götürdü.
''Alo?'' dedi merakla.

Genç kadın karşı taraftan gelen karmaşık seslerden ne olduğunu anlamamıştı fakat açıklama yapan kadın her şeyi özetlemek için hazırdı.
''Azad Soydanlı'nın yakınları ile mi görüşüyorum?'' dedi hemşire. 

Armina ise evet dedi anlam vermezcesine. Aklının ucundan bile geçmiyordu kocasına bir şey olacağı. Çünkü biliyordu Azad'a bir şey olursa ölürdü, yaşayamazdı.
''Hanım efendi Azad Bey kaza geçirdi. Durumu oldukça ağır. Biz şuan hastahaneye gidiyoruz.''

Kara gözlerden süzülen bir damla yaş acı veriyordu. Şuan o yaşın sahibinin yüreği yanıyordu. Dokunulsa paramparça olabilirdi. Nefesi kesiliyordu, hiç bir şey duymuyor, görmüyordu. Yaşadığı acı tarif edilemez cinstendi. 
''Alo, lütfen cevap verir misiniz?'' sesi ile kendine gelen kadın yutkundu. Kendisini toparlamaya çalıştı ama beceremedi.
''Yalan, yalan söylüyorsun. Azad'a bir şey olmadı. O hala yaşıyor. Şirkete gidecekti o, akşamda erkenden gelecekti. Bizim dertlerimizi dinleyecek sonra da sinirlenip sigarasını yakacak. Ben kocamı tanıyorum. Ölmedi o. Yanlış kişiyle karıştırdınız.'' dedi Armina inmadığını belli edermişcesine.
''Bakın hanım efendi zor bir durum anlıyorum fakat **** Hastahanesine gelmeniz lazım. Azad Bey'in durumu zaten ağır.'' 

Armina tamam diyebildi sadece, ardından da telefonu kapatıp fırlattı bir köşeye. Göz yaşlarından şırıl şırıl akan yaşları umursamayıp yere çöktü. Ağlaması gittikçe şiddetleniyordu. Sevdiği adam ölüm ile cebelleşiyordu...

Yüreği sıkıştı kadının. Ne yapacağını bilmeden durdu. Dudaklarından kaçan hıçkırık dinmek yerine daha da şiddetleniyordu. Kendinden geçiyordu sanki. Sevmeye doyamadığı adam ölmek üzereydi.
''Azad...'' diye bağırdı genç kadın, ağlamakla karışık bir ses tonuyla.
''Azad gitme, dayanamam.'' diye fısıldadı ardından. 

KUMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin