-24-

2.1K 192 15
                                    

Saçını karıştırarak odaya yeni giren Nizam'a baktım. Kaşlarını çatarak ellerini bana uzattı.
"Hey, neden ağlıyorsun?"
"Yaklaşma bana!" Ellerini serbest bıraktığında bacaklarına çarptı. Bir adım geri gitti.
"O-orda ne yazıyor tıfıl?" Yutkundum.
"S-sen, n-nasıl bir başkasına d-dokunursun Nizam?!" Gözlerini kapattı.
"Açıklayabilirim!" Kafamı omzuma doğru eğdim.
"Sevdiğin kişi kim Nizam? Lütfen, lütfen doğru cevap ver." Bana doğru bir adım atınca bende geri gittim.
"Kaçma benden, ben kötü biri değilim."
"Hah, cidden mi? Kötü değilmisin?" Olduğu yerde durdu.
"Seni seviyorum." Gözlerim büyüdüğünde irice bir gözyaşı yanaklarıma süzüldü. Elimde sıkıca tuttuğum telefonu Nizam'a uzattım. Kapalı kapının ardındaki koridordan Elçin, Ege ve Onur'un bağırma sesleri geliyordu. Sanırım seslerin kaynağını merak ediyorlardı. Nizam, telefonun ekranında gezdirdiği gözlerini bana çevirdi.
"Tıfıl," yanağımdaki yaşı baş parmağıyla sildi. Aramızdaki mesafeyi kapatmak için bir adım attı.
"İzin vermem tıfıl, ne olursa olsun, sana yemin ederim izin vermem." Tiksinerek yüzüne baktım.
"Zorla bir kıza dokunduğun o tiksinç ellerini üzerimden çek." Afallayarak elini çekti. Omzuna vurarak odanın kapısına ilerledim. Kapının kilidini açıp dışarı çıktım. Gözlerimin kızardığı gören Elçin bileğimi tuttu.
"Hey, ne oldu Ezgi?"
"Abine sormaya ne dersin, ne kadar iğrenç biri olduğunu en güzel o anlatır sana." Ege 'demek öğrenmiş' gibi mırıltılar çıkarırken Onur'un kolundan tuttum.
"Eve gidiyoruz." Başını salladı. Birlikte evden çıkarak kendi evimize geçtik. Bugün zaten annemler dönecekti. Onur ile içeri girdik. Onur,
"Abla, ne ol-"
"Kes sesini, soru sorma!" Cevap vermeyeceğini bildiğinden susarak oturma odasına geçti. Kapıyı sinirle kapatarak kendi odama doğru yol aldım. İçeri girip kapıyı kapattığım sırada korku, hayal kırıklığı ve adını koyamadığım bir duyguyla karışık göz yaşlarım şiddetlendi. Yavaşca kapıdan kayarak yere oturdum.
Beni seviyordu. Birinin beni sevmesinin güzel yanını göremeyecektim sanırım. İntikam uğruna kullanılacaktım. Nizam'a acı çektirmek için beni kullanacaklardı. Elimle ağzımdan kaçmaya çalışan hıçkırıkları durdurdum.
"Birşey olmayacak" diye fısıldadım uykuya yenik düşerken. "Birşey olmayacak"       
               ╰╮╰╮╰╮╰╮╰╮
Nizam'dan

Sürekli açık bıraktığu balkonun kapısından yine odasına girdim. Işığı kapalı bir şekilde kapının önünde uyuyordu.  Küçük ve sessiz adımlarla yanına giderek eğildim. İnce belinden ve dizlerinin altından kavrayarak küçük bedenini kaldırdım. Kollarını boynuma sardığında kalbim onu uyandıracak derecede hızlı atmaya başladı.
"Tıfıl," dedim sessizce. "En masum halin bile beni heyecanlandırıyor." Küçük mırıltılar çıkardı. Yavaşca yatağına yatırıp üzerine yorganını örttüm. Siyah saçları yataktan sarkarken, küçük yüzüne düşen ayın ışıkları kirpiklerini süslüyordu. Sebepsizce yüzünde duran gülümsemesi küçük bir çocuğunki ike aynıydı. Biraz eğilerek yanağını öptüm.
"Seni gerçekten çok seviyorum."

Birdahaki bölümde çok şaşıracaksınız ehuehue. Görüşmek üzere.

Kahvemdeki SinekWhere stories live. Discover now