-29-

2.4K 164 27
                                    

"Ne demek evleniyoruz?" Dedim gözlerimi dehşetle büyütürken.
"Şirket,ortak,varis?" Dedi ve beni yere düşürdü Nizam. Ege, Mert ve Şimşek sudan çıkarak yanımıza geldiler. Şortuna girmiş kumları gizliden gizliye çıkarmaya çalışan Ege konuştu.
"Olay ne kankalar?"
"Evlenmek?" Dedi Nizam. Kendini pat diye kuma, yanıma attı sonra. Şimşek konuştu.
"İyi çanak varmış çocukta. Kendimi böyle yere atsam götüm içeri kaçar be" Mert kollarını iki yana açarak konuştu.
"Biri doğru düzgün anlatabilir mi?"
"Evleniyoruz" Dedim soluklandım.
"Yani benim anladığım bu." Bakışlarımızı Nizam'a çevirdiğimizde başını ellerinin arasına almıştı.
"Kagıt üzerinde, değil mi?" Dedi Mert. Nizam kafasını kaldırdı ve iki yana salladı.
Ben gözlerimi büyüterek konuştum.
"Ne demek kağıt üzerinde değil?" kaşlarını çatan Mert kollarımdan tutarak beni yerden kaldırdı.
"Saçmalaman biterse haber verirsin Nizam. Yürü Ezgi, gidiyoruz." Ayağa kalkarak üstüme plaj elbisesini geçirdim. Paytak adımlarla önden giden Mert'e yetiştim. Homurdanarak ağzındaki sigaradan bir nefes aldı. Gri merdivenlerden tırmanarak sahilden çıktık.
"Noldu Mert?"
"Nizam ve sen, nasıl evlenirsiniz?" Dedi ve başını bana döndü. Elimi omzuna koydum.
"Eminim mantıklı bir açıklaması vardır Mertkom. Niye bu kadar sinirlendin?" Yüzünü buruşturarak tekrar etti.
"Mertkom mu?" Elimi ağzıma koyarak kıkırdadım.
"Evet, Mertkom." Küçük bir çocuk elindeki renkli topu ve bir zarfla bizim olduğumuz tarafa koştu. Yanımıza geldiğinde sırıttım. Küçük elleriyle bacaklarımı dürtüyordu.
"Efendim veled?" D harfi ile söylemek için insan üstü bir çaba harcamıştım ama olsun.
"Biy abi bunu şana veymemi şöyledi." Dedi ve zarfı uzattı. Mert zarfı benden önce aldı ve çocuğa,
"Kaybol lan burdan, sigarayı götünde söndürürüm yoksa." Çocuk hızla geldiği tarafa koştu. Mert, baş ve işaret parmağının arasına aldığı sigarayla zarfı bana uzattı.
"Al bakalım tıfıl." Yutkunarak zarfı aldım. Mert'in okumamı işaret eden bakışları eşliğinde zarfı yırttım.
"Selam, Yine ben.
Özledin mi beni Ezgi. Ben seni çok özledim. Deniz'le neden evlenmek zorunda olduğunu Merak ediyorsun değil mi? Merak etme. Yakında öğreneceksin zaten. Küçük bir ip ucu verebilirim ama. Yeni oyunumun en küçük parçalarından biri.
Sevgiler Berke."
Mert kahkaha atarak mektubu elimden aldı.
"Götü havalanmış. Biz bunu en  son dövdüğümüzde yoğun bakımdaydı be." Teşefonum çaldığı için bakışlarımı Mert'ten çekerek telefonuma yönlendirdim.
"Efendim?"
"Tıfıl, .... kafedeyiz. Oraya gelin." İçimden buraya damat diye fısıldadım. Bu espiriye gülmeyi sonraya bırakıp Nizam'ın çağırdığı yere gitmemiz gerektiğini söyledim. Birkaç dakika sonra kafeye vardığımızda Şimşek hunharca el salladı.
Bende aynı şekilde el sallarken Mert arkamdan ittirdi.
"İlerlesene Ezgi." Çirkef kadınlar gibi yüzümü burulturarak "iyi be" diye hayıflandım.
Nizam sonunda anlatmaya başladığında hepimiz onu dinlemeye başladık. Şimşek ve Ege hariç tabiki.

Kahvemdeki SinekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin