-26-

2.1K 185 99
                                    

Multimedya en değerlilerimden. Onla birlikte okuyun derim.

Bir çıtırdama sesiyle olduğum yerde durdum. Ege bileğimi çekerek bağırdı.
"Hadisene, ne bekliyorsun Ezgi?!"
Bütün kargaşanın içinde fısıldadım "Nizam" Ege kalabalığın arasından tuttuğu bileğimi birazdaha çekiştirdi.
"O gelir Ezgi. Koş!" Zorlada olsa bir iki adım attırdığında bileğimi çektim. Ve ters yöne, yangının çıktığı Nizamlar'ın katına koştum. Çığlık çığlığa okulu boşaltan insanlara çarparak Nizamlar'ın katının merdivenlerine geldim. Bütün basamakları saran alev çıkmama izin vermiyordu. Koridorun diğer ucuna doğru koşup ordaki merdiveni kontrol ettiğim sırada bir kırılma sesi geldi. Belimden tutan el beni yıkılan duvardan kurtarmıştı. Yıkılan duvar Nizam'a ulaşabileceğim tek merdiveni kapattığında acıyla bağırdım. Ege belimden tutarak beni kucağına aldı.
"Bıraksana Ege! Nizam astım, nefes alamaz o!" Dedim burnuma gelen duman kokusundan öksürürken. Dinlemedi ve daha sıkı tuttu beni.
"Ege, yalvarıyorum bırak!" Merdivenlerden kolarak inmeye devam ederken bağırdı.
"Ne yapabileceksin! Yangın onların katında! Belki de çoktan.." bütün kalabalığın sesini bastıracak şekilde bağırdım.
"Konuşma!" Çıkış kapısına geldiğimizde büyük bir gürültü ile kolonlar döküldü. Turuncu ve kırmızının içinde dans eden alev herkesi korkutuyordu. Dışarı çıkanlar arasında Su'yu görünce ona doğru atladım.
"Sen, seni orospu! Hepsi senin bok yemelerin değil mi!"
"B-ben özür dilerim. Mecburdum." Okulun dış cephesi büyük bir gürültü eşliğinde yere düştü. Birkaç kısım dışında yanmayan yer kalmamıştı. Gözyaşlarımı sildiğim sırada itfaiyecilerin 'bahçeyi boşaltın' ikazına uyan öğrenciler dışarı çıkmıştı. Okulun içinden çıkan elleri ağızlarında öksüren herkesi Nizam sanıyordum. Sert bir rüzgar saçlarımın arasında dolandığında yavaşca yere çöktüm. Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken ağlamam şiddetlendi.
"Neden?!" Diye bağırdım. Ege yanıma çöktü. Islak yanaklarından onun da oerişan olduğunu anlayabiliyordum. Okul yavaşca çökmeye devam ederken bir görevli yanımıza geldi.
"Bahçeyi boşlatmanız gerek. Lütfen çıkın dışarı."
"Hayır, çıkamam!"
"Hanım efendi sizin iyiliğiniz için. Lütfen."
Ellerimi çaresizce dizlerime vurdum ve saçlarımla sakladığım yüzümü adama doğru kaldırdım. İşaret parmağımla okulu işaret ettim.
"Benim iyiliğim içinse nolur onu kurtarın." Daha şiddetli ağlamaya başladım.
"Öldüyse bile görmek istiyorum."
Adam acı bir gülümsemeyle bana baktı.
"Biraz ilerde oturun. Zarar görmeyeceğiniz yere gidin. Size söz veriyorum onu kurtarıcam." Elini uzattı "şimdi lütfen kalkın" elini tutarak kalktım. "Lütfen" diye fısıldadım, "lütfen bul onu bana" başını salladı ve diğer görevlilerin yanına gitti. Ege, koluma girmeye çalışınca öfkeyle bağırdım.
"Sakın, sakın bana Nizam gelene kadar değme." Elini geri çekip yanağındaki yaşları sildi o da. "Tamam" diye mırıldandı. Bana en yakın banka oturup gözlerimi kapattım. Yanımda hissettiğim şeffaf beden Nizam gibi kokuyordu. Rüzgar bir kez daha estiğinde gözyaşlarım yüzümde dağıldı.
"Kelebek kadar ömrümüz var sevmek lazım hemen başlayalım." Derin bir iç çekişten sonra dans ettiğimiz an aklıma geldi. Söylediği şarkı kulaklarımda dolup taşarken çiselemeye başlayan yağmur tenimi okşuyordu. Şarkının soz sözleri kalbimi parçalarken tekrar ettim gözlerim kapalı, "Seni seviyorum" Ege birden "Nizam" diye bağırdığında o şeffaf beden gülümseyerek yok oldu. Gözlerimi açarak ayağa kalktım ve kapıdan çıkan Nizam'a baktım. Ayaklarım benden bağımsız şekilde koşmaya başlarken mutluluktan ağlıyordum. Nizam sendeleyerek merdivenlerden indi. Aynı anda, aramızda bir adımlık mesafe varken durduk. Ciğerlerimi patlatacak şekilde "Seni seviyorum Nizam!" Diye bağırdım. Gözyaşlarımı elimle sildim. Bu defa fısıldadım. "Seni seviyorum." Olanlara şaşırmış olduğunu anlıyordum. Ellerimi omuzlarına koydum. Parmak uçlarımda yükselerek dudaklarınızı birleştirdim. Ellerim omuzlarından ensesine kayarken, onun elleri belimde sabitlendi. Birkaç dakika sonra geri çekildiğinde o da konuştu.
"Bende seni seviyorum tıfıl. Çok seviyorum."

Umarım beğenmişsinizdir ehuheueh

Kahvemdeki SinekWhere stories live. Discover now