4. BÖLÜM: "SAVAŞ'IN İÇİNDEKİ YANGIN"

105K 5.9K 1.7K
                                    

Bölüm şarkısı : "Mariah Carey - Without You"

Bölümü okumaya geçmeden önce, aşağıdaki minik yıldızı ışığınızla parlatırsanız çok sevinirim. Keyifli okumalar!

 Keyifli okumalar! ♡

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

4. BÖLÜM: "SAVAŞ'IN İÇİNDEKİ YANGIN"

Bilinmezlik, bir ipin kördüğümü arasına sıkışıp kalmış hayat öpücüğü gibi. Dönüm noktasının görünmeyen kısmı, bir ağacın çürüyen dalı, tıpkı kör ve sağır bir adama gördüklerini resmetmesini söylemek gibi. Tüm bu çırpınışlarımın arasından yine de kıyıya vurmak gibi.

Ayaklarımın altındaki zemin adeta pamuktan bir kaftan gibi kaymaya yüz tutmuşken beynimin içindeki adalet tartısı, hakimin şikayetine maruz kalıyordu.

Karşımdaki adamın söylediği içkinin ne olduğunu bilmeyişime mi yoksa son günlerde adımı "Leyla" diye telaffuz edenlerin sayısının haylice artmasına mı şaşırayım bilmiyorum.

Adımı tekrardan "Leyla" olarak duyduğumda, aklıma yine o adam gelmişti: Savaş Kaner.

"Üzgünüm beyefendi." deyip birkaç dakika önce öğrendiğim içki markasını doğru söylemek için dişlerimi birbirine hapsettim. "Chateau Lafite kalmadı." diye devam ettiğimde karşımdaki erkek müşteri ifadesizdi. "Rakı?" dedim heyecanlı bir şekilde. "Rakı ister misiniz?"

Gözleri, karanlık ve soğuk bir gecenin en kuytu köşesinde uyuklayan bir tinerci kadar ürkünç gözüken adam, birkaç saniye gözlerimin en derinine kadar baktı ve kafasını olumsuz bir şekilde iki yana doğru salladı.

"İstemez, kalsın."

Tamamen siyaha bürünmüş kıyafetleri henüz dikkat alanıma girse de ağzımın içine biriken safra suyu sayesinde yüzümü buruşturmadan edemedim. Patronum Barbaros Bey, buranın tekin bir bar olmadığını söylerken şaka yapmadığını kanıtlar gibiydi daha deminki adam. Ve de çevredeki diğer insanlar.

"Siz bilirsiniz." dediğimde barın etrafından çoktan çekilmişti. "Bir bardan içecek beklentisi neydi acaba? Süt mü?" diye söylendim.

Birinin daha adımı Leyla olarak söylemesine tahammülüm kalmadığından göğsümdeki isim kartlığımı çıkarıp bar tezgahının altına salladım. O sırada bu geceye kadar dikkatimi hiç çekmeyen küçük bir dolabın, tezgahın altında konuşlandırıldığını gördüm.

"Haftalardır burada olmama rağmen bu dolabı karıştırmadığıma inanamıyorum."

Dolabın içinde iki katlı çekmece vardı. Birinci bölmede birkaç katalog ve gereksiz kağıtlar varken, gözlerime ilişen kokteyl tarifleriyle rahatladım. İçki türlerini bilmeyen bir barmaid olarak artık beni yönlendirecek rehber kitapçığım vardı.

"Vize ve final ders notlarından zaman kalırsa bir ara sizi de okuyup üflerim."

Parmak uçlarımı dergi sayfalarına benzeyen tanıtım kitapçığı üzerinde gezdirirken ellerimin sanki gökleri tırmanmış kadar kıpırtı içinde olduğunu hissedebiliyordum. Bunun sebebi, avuç aramda yeni yeni varlığını kavradığım soğuk ölümdendi.

BANA KENDİMİ VERWhere stories live. Discover now