5. BÖLÜM : "ALLAME"

102K 5.4K 1.8K
                                    

Bölüm şarkısı : "Non Blondes - What's Up"

Paragraflar arası yorumlar bırakmayı ve küçük yıldıza dokunarak vote vermeyi unutmayın. Keyifli okumalar dilerim ʕʔ

 Keyifli okumalar dilerim ʕ•ᴥ•ʔ

Йой! Нажаль, це зображення не відповідає нашим правилам. Щоб продовжити публікацію, будь ласка, видаліть його або завантажте інше.

5. BÖLÜM: "ALLAME"

Allame. Bir cinayetin kelam ile anlatılma sanatına denilirdi ve bunu ne zaman duysam garipserdim. Bir cinayet, nasıl olur da kelimelere sığardı?

Nefesi soğuk bir failin çığlığı kokan katil, gözlerimin önündeydi.

Kelimelerin gaf ile tükendiği, bir kartalın en derin savaşı içinde olduğu oluk mahzeni içindeydim. Vazgeçmek ve direnmek arasındaki ince çizgide. Kaybetmenin bir sonraki evresinde, tükenmenin arifesinde. Belki de yeni bir hayatın en başındayım ya da ölümün eşiğinde.

Böyle bir yerdeyim işte. Sanki kalsam canım yanacaktı. Gitsem de hayatım.

Morgda yatan ölülerden farksız olan bedenim sadece adını ve ne kadar huysuz olduğunu bildiğim bir adamın güvenli bulduğum kolları arasına sıkışmıştı. Etrafta olan birçok insan can havli ile kendilerini dışarı atmak yerine oradan oraya şaşkınca koşuyordu.

"Savaş Bey..." diye fısıldadım, dilim damağıma yapışmıştı.

Onun burada ne işi vardı? Dumanla kaplı zihnimin içine ilmek ilmek işlenen sorularla birlikte olduğum yerde birkaç saniye duraksamak istedim. Mahşer alanındaydım ve geçmişe dair aklımı kurcalayan gizler, ayak bileklerime kalın bir urganla sıkıca bağlanmıştı.

"Buradasınız..."

Son günlerde, baktığım her yerde bu adamla karşılaşıyordum. Bir iş yerinde, bir barda. Bir cehennem çukurunda.

"Burada ne işiniz var?" dediğimde suratıma anlamsız bir bakış atarak etrafı hırsla kolaçan etmeye devam etti.

"Bu soruyu sorması gereken kişi sen değilsin, benim."

Kalabalık, etraflıca dağılmaya devam ederken gözlerim barı bile isteye ateşe veren adamı arıyordu. Birkaç dakika öncesine kadar parlaklığı ile göz kamaştıran bar şimdi olabildiğince kasvetli, karanlık ve koyu görünüyordu.

Oradaydı. Tam karşımda.

Bir siluet gibi, tozlu gölgelerden ve barın içinden sızan turuncu ışıktan rahatça çıkıp gelmişti. Elinin teki yayvanca pantolonunun cebindeydi. Bize doğru sakin adımlarla yürüdü. Sadece bir şeytan, kendi krallığını kurduğu cehenneminde bu kadar rahat yürürdü.

Savaş Bey'in yanına kadar geldiğinde ikisinin de gözlerinde birbirlerini tanıyan bakışlar vardı. Turuncu alev, birden daha zalimce çöktü ve tüm detayları yutarak karanlık bir kırmızıya teslim etti.

BANA KENDİMİ VERWhere stories live. Discover now