VIII

5.6K 364 3.1K
                                    

Harry'nin hikayedeki şarkısı; The Kills - Hook & Line, Niall'ın şarkısı; Franz Ferdinand - This Boy.  Bölüm şarkısı olarak da; Citizens! - I Remember
____________

Louis ertesi sabah her an patlama potansiyeli olan bir başla uyanmıştı.

"Ah tanrım," diye soludu, gözlerini açmadan komodinde su arayışına girişerek. Ama sikeyim, su falan yoktu —ve Niall hangi cehennemdeydi? Niall'ın onu kontrol etmesi ve ihtiyacı olan şeyleri getirip götürmesi gerekmez miydi?

Dün gece Louis nihayet kapıdan içeri sendelediğinde, çocuk ortalıkta yoktu, Louis onu son kez gördüğünden beri evde olduğunu belirten tek şey lavaboda kalan İrlanda yahnisi kalıntılarıydı.

Bu onu irite falan etmemişti. Eve dönüş yolunda parti ve Harry Styles hakkında yapacağı uzun konuşmasını zihinsel olarak planladığı falan da yoktu. Gerçekten yalnızlığın huzurunun keyfini çıkarıyordu. Eğer Niall burada OLSAYDI, muhtemelen ya piyano çalardı ya da osururdu.

Ama şu an Louis uyanıktı (kelimenin sadece yarı anlamında) ve yastığı yüzüne bastırarak varlığı boyunca acı çektikçe zayıf bir şekilde zorla nefes almaya çalışıyordu.

"Niall," diye seslendi kısık sesle, sesi uykudan ve susuzluktan zayıf düşmüştü.

Şampanya kötü bir şey. Şampanya çok güzel ve eğlenceli ve seni seviyor ve çok kötü.

"Niall," diye denedi yeniden, fakat kapısı kapalıydı ve Niall'ın zayıf yalvarışlarını duyacak kadar yakın bir yerde olmadığını biliyordu.

Neyse ki, yirmi birinci yüzyıldayız.

Kendini şeytanın kıç deliğinden çıkmış gibi hissederek, Louis beceriksizce telefonunu aramaya koyuldu, Niall'ın adını buldu (Niall'ın numarasını favoriler listesine eklemesinden bahsetmiyordu — bunu kolaylıktan başka bir şey için yapmamıştı zaten) ve akşamdan kalma zavallı halinin toplayabildiği kadar hırsla numarayı tuşladı.

Sadece bir kere çalmıştı.

Telefonu açar açmaz, "Tommo!" diye cevap verdi Niall yüksek sesle. "Neredesin sen? Daha az önce Rory'ye bize yemek getirmesini söyleyecektim."

"Bu kadar erken bir saatte uyanık olan birine göre kulağa fazla neşeli geliyorsun," dedi Louis sinirle.

"Neredeyse öğlen olacak."

"Öğlen erken işte. Günün güneş içeren herhangi vakti erkendir."

"Bu konuda sana katılmadığımı söyleyemeyeceğim. Ama buna rağmen, dersim vardı. Hatta daha demin geldim."

Ders.

Bugün pazartesiydi.

Sikeyim.

SİKEYİM.

"Sikeyim," diye tekrarladı Louis, bu daha çok bir çaresizlik ciyaklamasıydı. "Tüm ders boyunca uyuyup kalmışım! Bu gidişle okuldan atılacağım."

"Dramatik davranma. Ee, ne diyorsun o halde? Özel olarak istediğin bir şey var mı? Somon balığı? Sandviç? Lazanya?"

"Benzine ihtiyacım olacak. Ve kibrite. Hazır dışarıdayken biraz barut da al."

"... Bunun Harry'yle bir ilgisi var mı?"

"Hayır. Pekala. Demek istediğim, aslında olabilir. Ama hayır —Niall, sanırım ölüyorum."

"Neredesin?"

"Odamdayım."

"Beni odandan mı aradın?"

Young & Beautiful ➸ l.s  (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin