XXIV

4K 337 2.2K
                                    

Bölüm şarkısı; Nirvana - You Know You're Right
_____________

Louis eve varır varmaz kendini kanepeye attı, perişan, korkunç, berbat ve kendi duyguları yüzünden iyice sersemlemiş hissediyordu, ki duygularının çoğu Harry'nin ismiyle şu siktiğimin saçma Dorian Gray alıntısını haykırıyor ve göz kapaklarının ardına bir sürü soru işareti bırakıyordu.

"Demek Harry'yi görmeye gittin?" diye sordu Niall mutfaktan, daha şimdi uyanmıştı ve elleriyle, elmalı tart gibi görünen bir şey yiyordu, büyük parçalar yumruklarından aktığında uykulu ve huzur dolu mutlulukla ellerini yaladı. İğrenç bir şekilde sevimliydi. Yoksa sevimli şekilde mi iğrençti? Louis yüzünü kanepede daha derine gömdü.

"Hayır," diye yalan söyledi, sesi, rahatlık vermek yerine tırmalayıcı hissettiren kadife yastık yüzünden boğuk çıkmıştı.

Niall rahat bir tavırla, Louis'ye dikkatini veriyormuş gibi bile davranmadan, "Nasıl geçti?" diye sordu, şekerli yapışkan elmalı tart parçacıkları çenesine yapışmıştı.

Louis teslim olarak, "Her şeyden nefret ediyorum," diye homurdandı. "Buradan gidiyorum ve asla da geri dönmüyorum."

"Sömestrin bitmesine sadece iki hafta kaldı. Çocuğu görmek zorunda kalmayacaksın bile. Bence sorunsuz atlatırsın," diye mırıldandı Niall, birbirine yapışan dudaklarının arasından.

"Hayır, sorunsuz atlatmayacağım," dedi Louis kendine acır tonla.

Niall bunu duyduğunda sırıtmış, ellerini yaladıktan sonra tavşan gibi Louis'nin yanına hoplayarak kendini üstüne atmış ve tüm bedenini bedeniyle örtmüştü, ki bu da Louis'nin öksürüklü hırıltı sesleri çıkarmasına neden olmuştu.

"Tanrı aşkına!" dedi nefessizce, Niall'ın ağırlığı altında hemen hemen ezilerek. "Ne halt ediyorsun?"

"Sana sarılıyorum," dedi Niall basitçe, ama esnek vücuduyla Louis'nin saçına gülümseyerek orada yatmaya devam ediyordu.

"Bu beni rahatlatma şeklin mi?"

"Hayır. Bu kendimi rahatlatma şeklim."

"Ah. Anlıyorum." Louis çabalayarak nefes alabilmesine yer açmak için bedenlerini kıpırdatmaya çalıştı. Neyse ki rahat orta denge bulabilmişti, nefes yolu artık ölü İrlanda ağırlığı tarafından engellenmiyordu, böylece artık nefessizlikten ölmeyeceğinden Niall'ın üstünde kalmasına izin verebileceğini düşündü. Bu hatta biraz iyi hissettiriyor olabilirdi. Belki.

"Harry pisliğin teki," diye homurdandı Niall bir anlık duraklamanın ardından.

"Hayır, değil," diyerek iç geçirdi Louis. "O sadece Harry."

Niall alayla, "Harold," diye düzeltti.

Louis güldü

Sıkıca kapatılmış pencerelerin diğer tarafından uzaktan gelen öğrencilerin konuşmaları dışında odaya huzurlu bir sessizlik hakimdi, ve tam da Louis Niall'ın uykuya dalıp dalmadığını merak ediyorken:

"Babam yarın sabah ilk iş stüdyoya uğramamı istedi."

Hm?

Louis'nin merakı kabarmıştı. "Stüdyoya mı? Şarkının yayınlanmaya neredeyse hazır olduğunu sanıyordum? Bu yakınlarda lansman partisi yapılmayacak mıydı?"

Niall yerinde kıpırdanarak bükülmüş dudaklarıyla Louis'ye baktı.

"Öyleydi."

Louis bir kaşını kaldırdı. "Oh?"

Young & Beautiful ➸ l.s  (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin