17.Bölüm

129 37 16
                                    

- Olamaz!

   İçeriye girdiğimizde yerde yatan silueti tahmin etmek istemiyordum. Tahmin de edilemezdi. Kurumuş ve çürümeye başlamış yaralar, yüzünden göbeğine kadar inen siyahlıklar ve yerlerdeki pislik izleri Jack ile şok olmamıza yetmişti.

- Bu o mu Janberk?
- Tanımak imkansız gibi fakat bilemiyorum işte!
- Vücut yapısı ve boy uzunluğunu düşünürsen?
- Hatırlamıyorum. Lanet olsun hemen otopsi yapılmalı.
- Bizimkileri çağırıyorum.

   Jack de en az benim kadar şok olmuştu. Şaşkındı, bunu gizleyemiyordu. Yerde yatan kişinin Michael olduğuna emindi. Ya ben?

   Yarım saat sonra olay yeri inceleme işe başladı. İlk bulgular ortaya çıktı. Telefon sabit bir hattı arıyordu. Karşıdaki hatta hiç durmadan bir müzik çalıyordu. Telefon bir günden fazla sürede hiç kapanmamış, hattan hiç kopmamıştı. Bu da bize aslında buraya gelmemizi sağlayan, bizi buraya çeken, her şeyi görmemizi isteyen birisinin, bir katilin, bir canavarın oyunuydu. Peki telefonun şarjı nasıl yetmişti? Katil buraya gelmiş miydi? Sinyali hep canlı tutmak için telefonu şarj etmiş miydi?

   Şok etkisinden çıkmış gibi görünen Jack adamlarla konuşuyordu. Sanırım bilgi alıyordu. Sonrasında Jack yanıma yaklaştı.

- İyi misin?
- Ne? Benim iyi olup olmamamın bir önemi yok Jack! Burada neler olmuş?
- Bunu kısa bir zaman içinde öğreneceğiz.
- Jack, ölen kişi Michael olmayabilir.
- Tabiki olmayabilir. Sen merak etme bugün öğreneceğiz.
- Hayır. Michael böyle ölecek birisi değil. Bunu ona kimse yapamaz.
- Bilmiyorum dostum, hayat.

   Jack söylemek istediğimi anlamıyordu. Beni teselli etmeye çalışıyor, üzülmemi istemiyordu. Ama o ölen kişi Michael değildi. Bunu ilk andaki şaşkınlıktan sonra anladım. Ölen herif başkasıydı. Katil başka birisini yem olarak kullanmıştı. Michael' a yapabileceklerini mi göstermeye çalışıyordu?

   Olay yerinden ayrıldık. Paris' e yaklaşmıştık ki Janset' in aramasıyla kendime geldim.

- Efendim?
- Hangi cehennemdesin?
- Bu da ne böyle Janset, neden bağırıyorsun?
- Neredesin diyorum, cevap verir misin?
- Paris. Evin yakınındayım. Bir sorun mu var?
- Hemen eve gel. Senin için gelenler var.
- Kim? Kimler?
- Bilmiyorum. Sadece Mamadou' nun arkadaşları olduğunu söylediler.
- Hemen geliyorum.

   Neden? Neden evime gelmişlerdi? Bu kadar acil olan neydi? Beni ilgilendirebilecek ne söyleyebilirlerdi ki? Hem artık Mamadou umrumda bile değil.

- Neler oluyor Janberk? Kim bunlar?
- Jack beni hemen eve bırakmalısın. Mamadou işi bir türlü bitmedi.
- Ya ceset?
- Sen ilgilenebilirsin değil mi?
- Tabiki iş bende.

   Janset' e gelenleri eve almasını söylemiştim. Bana biraz saydırsa da kabul etti. Eve geldiğimde Janset beni karşıladı ve neler olduğunu sessizce sordu. Ona cevap vermeden hemen adamların yanına gittim.

- Hoşgeldiniz beyler. Bir sorun mu var?
- Sana söyleyecek çok önemli bir şeyimiz var.
- Bekliyorum.
- Mamadou' yu öldüren herifi bulduk.
- Nerede? Ona ne yaptınız?
- Adamı sadece bulduk. Yani o bizimle iletişime geçti.
- Hemen Jack' i arayın ve ona her şeyi anlatın. O sizi savcıya yönlendirecek.

   Bununla uğraşamazdım. Michael' ı, onun izini bulmuşken Mamadou benim için önemsizdi. Dünyayı kirletmekten, abileri için ölmekten, siyahı kızlarla oynaşmaktan başka bir şey yapmayan bu uçuculara hiç saygım yoktu. Evet onlardan nefret ediyorum.

   Adamları yolladıktan sonra son derece şüpheci ve çekici bakışlarla Janset yanıma geldi. Belli ki yine çekiciliğini beni konuşturmak için kullanacaktı. Lanet olsun beni tahrik etmişti bile. Ellerini yakama uzattı ve beni itti.

- Bugün her şeyi anlatacaksın bebeğim anladın mı? Bugün anlatacaksın.

Siyahı Görebilir Misin?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin