7. Bölüm.

14.8K 891 229
                                    

-

Kalbim dedim sebepsizce. Bu kadar acıma.

Sinirden sıklaşan dudaklarında ki çizgiler bir araya gelmiş ve sanki o çizgilere ölümün son nefesini zehirleyen kanı akıtılmıştı. Parçalara ayrılan geçmiş, şimdi önümde fotoğraf pikselleri gibi birleşiyor, soluk görüntüleri ortaya koyuyordu.

Bars'ın gözleri bana kaydı. Kaşlarını çattı ve az önce ki gülen yüzünü öfke, bir ebru sanatına damlayan boya gibi yayıldı. Bars'a bakmamayı tercih edip arkamı yavaşça döndüm ve gözlerimi ona çevirdim. Tam karşımdaydı. Hayatımı cehenneme çeviren o beden iki adım uzağımdayken yanan gözlerime nefretim bir kül gibi serpildi.

"Bak sen, Karaer'in Suskun'u buradaymış. En son olması gerektiği yerde." Tek kaşı havada, elleri ceblerindeydi.

"Piç kurusu." Sesimin kısıklığına rağmen sert bir tınıyla söylemiştim bunu. Yüzü bir an kasılır gibi oldu ama sonrasında bir adım atarak mesafeyi kapattı. Parmak uçlarıma kadar titredim, ondan korkuyordum.

"Gideceğini bilseydim uğurlardım seni. Biliyorsun sürprizlerim çoktur benim."

"Senin hakkında tek bir şey biliyorum. O da bok herifin teki olduğun." Çenesi seğirdi ve yamuk bir gülüş attı. Bu cevabı beklemediği, söylediğimin farkına varıp şaşkınlığımı gizlemem kadar barizdi. Bakışları kısa bir an vücuduma dokundu ve gözlerini yapmacık bir şaşkınlıkla irileştirerek dudağını ısırdı. Ellerimi bedenime sarmamak için kendimi zor tuttum.

"Bayağı değişmişsin."

"Çabuk git buradan. " dedim.

"Imm, bakıyorum konuşmayı da öğrenmişsin Suskun."

"Kes sesini!" diyerek uyarıda bulundum. Bu adı burada kullanamazdı. Buna hakkı yoktu. O isim Karaer'de kalmıştı. İki adım geriledim fakat bir anda kolumu tuttu ve kendine çekti. Afallamamdan faydalanıp yüzünü yaklaştırırken kafamı geriye vererek "N'apıyorsun sen!" diye hırladım. Etrafına kısa bir göz attı ve sonra bana baktı. "Seni özledim."

Cümlesi sanki bir camın parçalara ayrılmasında ki kopardığı feryat gibi zihnimde tuzla buz oldu."Bırak." deyip omuzlarımı geriye atarak ellerinden kurtuldum. Ona bakmıyordum. "Git buradan. Arkadaşlarım gelecek."

"Arkadaş?" dedi şaşkın, soru sorar bir tonda. "Sen gerçekten değişmişsin."

Gözleri arzuyla parlıyordu. Kusacak gibi oldum bir an. Gitmek için harekete geçtim fakat kolumu tekrardan tutarak engelledi. O an kulaklarımda ki melodi birden durdu ve Ayza'nın hıçkırıkları yerini aldı. Kaner'in bana yaptıklarına gözlerimi kapamak ve bu anı hiç yaşamamak istedim. Vücuduma dokunan parmaklarını hissetmemek, kulağımda yankılanan çaresiz Ayza'nın yardım çığlıklarına ruhumu teslim etmek istedim.

"Ne istiyorsun Allah'ın cezası!" diye bağırdım bir anda. Kalabalık umurumda değildi. Gözlerimi işgal eden yaşlara boyun eğerken kolumda ki elinin baskısıyla yüzüm acıdan dolayı büzüştü.

"Sence?" Karşımda ki kişinin kim olduğunu kendime hatırlatmak zorundaydım. Başından beri zayıf olduğumu bildiğinden elinden geleni ardına koymamıştı. İçimde oluşan öfke kızgın bir yağ gibi elime sıçradı ve hızla onu ittim. Aramızda bir mesafe açılsa da eli bileğime kelepçe gibi sarılmıştı.

"Sana gitmeni söyledim! Yaptıkların yetmedi ha? Daha ne istiyorsun pislik herif!" Sesimin ağlamaklı çıkmasına daha bir sinirlenip acıyan bileğimi çektim fakat öyle sıkı tutuyordu ki dudaklarımın arasından boğuk bir inleme döküldü.

"Orospu çocuklarının alınmadığı yerlere ne zamandır giriyorsun?" Bars'ın sesiyle bir an hareketsiz kaldım fakat bu uzun sürmedi, kafamı ona çevirdiğimde bana baktı. Dolan gözlerimi kırpıştırıp kolumu tutan elden kurtulmaya çalıştım, Kaner'in değişen yüzü dikkatimi çekmişti. Bars elini aramıza uzatıp Kaner'in bileğini bir anda geriye doğru savurarak benden uzaklaşmasını sağladı.

SUSKUN 1. (Tamamlandı)Where stories live. Discover now