Ashton: Minerva
Ashton: Dediklerimi çok dikkate almış olabilir misin?
Minerva: Hangilerini?
Ashton: Bir kere daha söyleyip daha çok utanmana sebep olmak istemiyorum.
Minerva: Ama utanınca yüzüne bakmıyorum ve bu da senin işine gelir.
Minerva: Hem neden utanayım ki?
Ashton: İşime gelebilir, ama geleceğini söylemedim.
Minerva: Ney?
Ashton: Ama gelmeyeceğini de söylemedim.
Minerva: Aklını oynatıyorsun.
Ashton: Oynatmıyorum, ağzımdan kelimeler çıkmadan kendi kanaatine varmamalısın.
Minerva: Peki.
Minerva: Hoşçakal.
Ashton: Aman tanrım, Minerva.
Ashton: Bunu abartma.
Minerva: Ashton
Minerva: Lafının içindeki temel üç öge ben, sen ve altına almak eylemiydi.
Minerva: Abartmıyorum!
Ashton: Söyle söyle diye uğraşıyorsun, sonra söyleyince uzaydan gelmişim gibi davranıyorsun.
Ashton: Ama uzaydan gelen sensin!
Minerva: Sadece birkaç yüz kilometre uzaktan geldim, Ashton.
Ashton: Dönme şansını kullanacak mısın peki?
Ashton: Yoksa ortalıkta araba farı gibi dolamaya devam mı edeceksin?
Minerva: O ne alaka?
Ashton: Bak, bir kadını en çekici kılan renk daima kırmızıdır, bunu inkar etmeyeceğim.
Ashton: Ama etrafında olduğum her an utançtan kıpkırmızı olup ortalıkta gezmemelisin.
Ashton: Yoksa istemeden -ama kesinlikle istemeden- yine seni utandıracak şeyler söylemek zorunda kalırım.
Ashton: Ve bunu cidden ikimiz de hiç istemeyiz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Want to Ignored // Irwin
Fanfiction"Zamansızlığı bilir misin? Geldin ve beni bir savaşın içine attın. Aşk benden güçlü çıktı, işte bu kadar basit." /text/ 33 içinde #HayranKurgu Virgülüne kadar, @obsidiyensever
