8/ Su Ve Ateş

28 2 0
                                    

Multimedya: Adele - When We Were Young

Keyifli Okumalar Dilerim!

***

Sıla, odasında oturmuş bugünkü işledikleri derslerin tekrarlarını yapıyordu. Her akşam eve geldiğinde bir saat boyunca tekrar yapardı. Sonra YGS konuları için test çözerdi. Seneye sınava girecekti ve o onuncu sınıfın yaz tatilinden itibaren çalışmaya başlamıştı. Sıla herkesin özendiği o ''Hem dersleri iyi, hem bir sürü arkadaşı olan, hem sosyal, hem de flört hayatı iyi'' olan kızlardandı. Yani nesilleri giderek azalıyordu.

Teoman ise League Of Legends oynuyordu. Telefonu çalsa, umurunda olmazdı. Şu an ona Barbara Palvin bile mesaj atsa cevap vermezdi. Çünkü dereceli maç atıyordu. Kısacası Teoman çevrimdışıydı.

Defne kulağına kulaklıklarını takmış son ses Adele dinliyordu. Bir yandan da elindeki telefonundan WhatsApp'a giriyordu. Miraç ve Gamze ile konuştuğu gruptan mesajlar, kendi sınıf grubundan mesajlar, okuldaki arkadaşlarından gelen mesajların hepsini okudu. Defne herkes tarafından sevilen bir kızdı. Onu sevmeyen insan bulmak çok zordu. Herkesle iyi geçinen, komik ve yardımsever bir kızdı.

Mesajlaşma işini olabildiğince kısa kestikten sonra telefonu bir kenara bıraktı. Çalışma masasının üstündeki kitaplarla göz göze geldiğinde eş zamanlı olarak aklına sınavların birkaç hafta sonra başlayacağı da geldi...

Onuncu sınıfın ilk dönemi üç tane bir getirdiğini hatırladı. Bu dönem sonunda ise bölüm seçecekti. Gamze ve Miraç kesinlikle sayısal seçeceklerdi. Defne onlara uyup sayısal seçerse herhalde sınıfta kalırdı ve sonra da okulu bırakırdı. Bu yüzden hakkını eşit ağırlıktan kullanmak istiyordu. Ama hala daha karar veremiyordu.

Annesinin dediği kadarıyla abisi ilkokuldan beri hayalini kurduğu mesleği okuyordu. Teoman abisi gerçekten yirmi yaşında olsa bile hayta biriydi.

Defne de bu özelliğini abisinden almıştı ama tek bir farkları vardı. Defne'nin dersleri düşük gelirken, Teoman abisi İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesinde okuyordu. Pilot olmayı da isterdi ama askeri sınavlarda mülakatlar da elenmişti. Eh, madem pilot olup uçamıyordu, o zaman o uçakları yapardı.

Defne bu yönden abisini hep kıskanırdı. Abisi lisedeyken neredeyse annesi her hafta farklı bir şikâyet alarak okula giderdi ama abisinin bir kere bile karnesinde dört getirdiğini hatırlamıyordu. Üniversite sınavında da zaten çok yüksek bir puan almıştı. Gittiği okulda, ülkenin en iyi teknik üniversitesiydi...

Ablasının ise çalıştığını gözleriyle görüyordu! Sıla gerçekten çok çalışkan bir kızdı. O da doktor olmak istiyordu. Ve bu gidişle de olacak gibiydi. Paranoyak gibi sınava hazırlanıyordu. Defne bazen ablasından korkuyordu. Aklını sayısal ile bozmuştu...

Sıla çalışkan bir kız olduğu gibi usluydu da. Lise hayatında bir kere bile eve şikâyet getirmemişti. Tam bir örnek öğrenci ve evlattı.

Abim ve ablam böyleyken, ben nasıl böyle oldum ya?

Defne iç çekerek odasındaki kocaman kitaplığına döndü ve baktı. Okuma yazmayı söktüğünden beri kitap okuyordu ve altıncı sınıftan beri de kitap biriktiriyordu. Hayatındaki en iyi yanı kitap okumasıydı...

Belki de on beş senelik hayatının her gününde bunu kendine sormuştu Defne. Kendisini çok yetersiz hissediyordu. Ne bir sosyal faaliyeti vardı, ne de dersleri harikaydı. Kendi halinde takılan, çok tipik ve düz bir insandı.

Normalde bundan şikâyet etmezdi ama mükemmel olan iki kardeşe sahip olduğunda canı sıkılabiliyordu.

Abisinin futbol maçlarını ailecek izlemeye gittiklerinde çok imrenirdi Defne. Ya da ablasının dans gösterilerini izlemeye gittiklerinde. Annesi ve babası çocuklarıyla gurur duyardı. Ama hiçbir zaman Defne'nin bir organizasyonuna gittiklerini hatırlamıyordular.

Derin DuygularWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu