11/ Pentagram

16 0 0
                                    

Multimedya: Yüksek Sadakat - Kafile

Keyifli Okumalar!

***

''Saçma sapan konuşma istersen abla, film mi çekiyoruz ne evden kaçması?''

Sıla gözlerini devirip, ''Kaçmam lazım diyorum Defne. Sence zorunda olmasam böyle saçma sapan bir şey yapmak ister miyim?'' diye sordu.

Defne cevap vermek yerine, ''Abim evde.'' Dedi. ''Yakalanırsan, olacakları düşünmek istemiyorum.''

''Babam da evde,'' dedi Sıla.

Defne gözlerini devirip, ''Abim babamdan daha tehlikeli. Hatta babam, abimin yanında çizgi film karakteri gibi kalıyor.'' Diyerek güldü.

Sıla, ''Babamız hakkında doğru konuş.'' Diyerek kızsa da daha sonra ''Benim gitmem lazım Defne.'' Dedi. ''Eğer çok önemli bir şey olmasaydı asla ama asla böyle saçma sapan bir şey yapmak istemezdim. Ama mecburum.''

''Ne oldu ki?'' diye sordu Defne tüm merakıyla.

''Sinem'in başı bela da,''

Defne ''Yahu Sinem'in başı beladaysa polisi arayalım! Biz FBI mıyız, NASA mıyız biz? Başı beladaysa biz niye gidiyoruz?'' diyerek söylenmeye başladı.

''Eğer Gamze'nin başı dertte olsaydı sen bir an beklemezdin Defne. Sinem benim dostum. Bu yüzden gitmek zorundayım. Sende benim arkamı kollayacaksın sevgili kız kardeşim.''

Defne gözlerini devirirken, ''Yakalanırsak seni tanımam.'' Dedi.

Sıla ''Ben seni doğduğun günden beri tanımıyorum. O yüzden sıkıntı olmaz.'' Diyerek pencereye yürüdü. Kulplarından tutup pencereyi açtı. Aşağı baktığında pencerenin mermerinin altından, duvara sabitli olan merdiveni gördü.

''Bu eve ilk taşındığımız zaman bu odayı almak için neden can attığını şimdi daha iyi anlayabiliyorum.'' Dedi Sıla üzerine ceketini giyip, saçlarını sıkıca toplarken. Cebindeki cüzdanı alıp, içini kontrol etti ve yeniden cebine koydu. ''En fazla bir saate kadar döneceğim. Canın pahasına beni koru.''

''Tamam, tamam.'' Diyerek ellerini salladı Defne. ''Hadi git artık.''

Sıla, ellerini pencereye koyup, bir bacağını dışarı attı ve ayağını demirin üstüne koydu. Kendine ''Aşağı bakma,'' diye fısıldayarak teskin ederken ellerini demirlere koyup diğer bacağını da demire yasladıktan hemen sonra an itibariyle pencerenin dışındaydı.

Merdivenlerden dikkatli, hızlı ve sessiz bir şekilde inmeye başladı. Defne ise o çıktıktan hemen sonra pencereyi kapatıp, odasından çıkmıştı.

Sıla'nın odasına gidip, kapısını kilitledi ve anahtarı cebine koydu. Kapının önünde aptal bir surat ifadesiyle etrafına bakındı ve ''Ben ne yapacağım şimdi?'' diye sordu kendine.

En iyisi Teoman'ı kontrol etmekti. Babasının pek sorun çıkaracağını düşünmüyordu. Gerçi Sıla ne kadar kabul etmek istemese de Defne bu evde babasından daha çok Teoman'ın sözünün geçtiğini biliyordu.

Tabi ki erkeklerde...

Teoman'ın odasına girdi Defne. Abisinin çalışma masasını katletmiş bir şekilde ders çalıştığını (?) görünce ''Abi,'' diye seslendi.

Teoman duyduğu sesle başını kaldırdı. ''Ne oldu abim?''

''Ne yapıyorsun?''

''Ders çalışıyorum.''

''Buradan bakıldığında savaşıyorsun gibi gözüküyor.''

''Keşke sende biraz savaşsan!''

Derin DuygularWhere stories live. Discover now