10/ Telve

19 1 0
                                    

Multimedya: Aslı Demirer ve Gökhan Türkmen - Korkak

Keyifli Okumalar!

***

Son dersin bitiş zili çaldığında derin bir oh çekti Defne. Kitaplarını hızlıca çantasına koyduktan sonra ceketini üzerine giydi ve çantasını sırtına taktı.

''Hadi hadi hadi!'' diye bağırdı hala daha önünde uyuşuk bir şekilde hareket eden Gamze'yle Miraç'a. ''Bugün Cuma! Eve gidip kocaman bir kase dolusu mısır patlatıp ardı ardına bir sürü film izleyeceğim ben!''

''Bende okul çıkışı bir şeyler yaparız diye düşünmüştüm.'' Dedi Miraç, Defne ve Gamze'ye baktıktan sonra.

Defne teslim olurmuş gibi ellerini kaldırıp ''Asla gelmem. Siz ikiniz ne yaparsanız yapın.'' Dedi.

''Sende gel Defne.'' Dedi Gamze. ''Sen olmayınca sıkılıyoruz.''

Defne ''Yahu siz deli misiniz? Sarılın edin, öpüşün, ben ne bileyim! İki sevgili ne yaparsa onları yapın işte. Asıl bazen ben sizin yanınızda sıkılıyorum.'' Diyerek güldü.

''Benim Serhat'ı, sana ayarlayayım mı?'' diye şakayla karışık güldü Miraç. Defne gözlerini devirirken ''Teşekkür ederim ben görücü usulü sevmiyorum.'' Dedi.

''Eh, keyfin bilir.'' Dedi Miraç. ''Biz nereye gidelim güzelim?''

''Benim biraz başım ağrıyor Miraç.'' Dedi Gamze. ''Başka gün bir yerlere gideriz.''

Miraç bozulduğunu belli etmeden kafasını salladı. ''Nasıl istersen.''

Defne ortada gerçekten bir gerginlik olduğunu hissediyordu. Gamze'de bir gariplikler vardı. Hem de çok garip gariplikler...

(...)

Sıla, koridorda Sinem'le birlikte yürürken ''Gerçekten gidecek misin?'' diye sordu.

Sinem hızla başını sallayıp ''Tabi ki gideceğim.'' Dedi. ''Elime böyle bir fırsat geçmiş, kaçırır mıyım?''

''Sen manyaksın.'' Dedi Sıla. ''Gerçekten manyaksın. Sana hiçbir şey diyemiyorum Sinem. Ya, bir sürü tanımadığın insanın arasına gireceksin! Ya başına bir şey gelse?''

''Yok ya, tanıdığım iki kişi var.'' Dedi Sinem. ''Kübra'yla Esra da orada olacaklar. Yani iki ezeli düşmanımla aynı yerde olacağım.''

''Yuh! Sinem gitme oraya. Bak orası tekin bir yer değil, üstüne üstlük oradakiler de tekin değil.''

''Ay içimi baydın Sıla! Sanki düşman ülkeye gelin gidiyorum, Allah seni ne etmesin! Gidip, eğlenip, Tuna'yla tanışıp, numaralarımızı verdikten sonra geleceğim. Bu kadar işte!''

''Benim içim hiç rahat değil haberin olsun.'' Dedi Sıla. ''Sıla dediydi dersin.''

Sinem gözlerini devirirken Sıla'nın şimdiden içinde kara bulutlar dolanmaya başlamıştı.

(...)

Teoman eve geldiğinden beri aptal aptal gülümsüyordu. Odasına gitmek bile aklına gelmemişti. Salonda oturan babasının yanına gidip oturmuş ve bakışlarını televizyona çevirmişti. Ama nafile. Gözleri televizyona baksa da gördüğü tek şey Pera' ydı.

Aklına gelen fikirle elini telefonuna attı. Facebook'a girip arkadaş listesinde Pera' yı aradı. Bulamadı. Aramaya Pera yazdı ama birkaç sayfadan başka hiçbir şey çıkmadı. Kendi arkadaşlarının çoğu arkadaş listesine de baktı ama nafile. Pera yoktu.

Twitter ve Instagram da aradı. Hatta bugün indiği durağın Check-in yapan kişilerine bile Swarm'dan baktı. Ve sonuç sıfırdı.

''Bu ne lan? Yirmi birinci yüzyılda mağara da mı yaşıyor bu kız?''

Derin DuygularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin