Kayıp / 14

7.6K 534 300
                                    

# LP - Forever For Now #

*******

Düşündeki hayat, artık çok uzaklarda, sönen ateşinden geriye kalan silinik bir duman bulutunun içinde tutsaksa ve sana dönemiyorsa; elinde kalan karanlık dünyanı yeni bir ateşle aydınlatmaya muhtaçsındır

Oops! Ang larawang ito ay hindi sumusunod sa aming mga alituntunin sa nilalaman. Upang magpatuloy sa pag-publish, subukan itong alisin o mag-upload ng bago.

Düşündeki hayat, artık çok uzaklarda, sönen ateşinden geriye kalan silinik bir duman bulutunun içinde tutsaksa ve sana dönemiyorsa; elinde kalan karanlık dünyanı yeni bir ateşle aydınlatmaya muhtaçsındır. Çünkü evren senden bunu ister; düşmeyi o sunar, kalkmayı insanoğluna bırakır. Ölümü yaşam sunar, yeniden doğmak insanın ellerindedir.

Andaç, dünyasını ısıtıp aydınlatan o ateşten geriye kalan karanlığını yeni bir ateşle aydınlatmayı seçmedi hiçbir zaman, uzaktan izledi sönen hayallerinin dumanlarını; öldü defalarca, kendisi için doğmayı seçmedi. Kadem'den sonra kaybettiği huzurlu ruhunun enkazını bu gece kendisinin merkezinde olduğu yeni bir kutlamaya ev sahipliği yapan yalının altına sakladı yıllar önce, gömdü ve benliğini unuttu.

Gece, onun gecesiydi ancak yalnızca görüntüde... Andaç için yerine getirdiği sıradan bir görevdi bu davet ve bu gecelerde, sığamadığı kalıplardan kurtuluşunu yalının çatışında buluyordu her yıl. Gök yüzünün sonsuz derinliğini kiremitlerin üzerine sırt üstü uzanarak izliyor ve bir yerlerde Defne'nin de aynı gökyüzüne baktığının düşüncesiyle geçiriyordu gecenin kalanını. Yıllar önce birlikte yaptıklarını yıllar sonra ayrı da olsalar onun da yapmaya devam ettiğini düşlüyordu, avunuyordu.

Kendisinin üzerine düşeni yaptıktan sonra geceye katlanmaktan bunalarak çatıya kaçtı yine bu sebeple. Merdivenlerden üst katlara çıktıktan sonra son katın yangın merdivenini tırmanarak çatının üzerine ulaştı ve İstanbul Boğazı'nı taçlandıran köprünün ışıklarının yansıması altındaki çatıda, bir elinde tuttuğu bira şişesiyle ve çıplak ayaklarıyla yürümeye devam etti.

Çıkardığı ceketini işaret parmağının ucuyla tutarken omzuna astı ve gömleğinin birkaç düğmesini açarak nefesini rahatlattı. Geçen yılların aksine o gece Defne uzaklarda değildi, oradaydı. Ne yaptığını onu takip ettirerek öğrenmesi gerekmiyordu. Fakat bu gece buna rağmen çok daha buruk hissediyordu. Kendisinin hissettiği sancıdan öte Defne'nin yaşadığı zor anlar buna sebepti. Onun hediye ettiği tablodan da, zorlu gülümsemelerinden de bunu fazlasıyla hissetmişti, hissediyordu.

Her zaman uzandığı noktaya aklındaki düşüncelerle ulaştığında omzuna astığı ceketi elinde, değersiz bir eşyaya dokunurcasına, gelişigüzel bir top haline getirdi ve yere bıraktı. Ceketi yastık olarak kullanırken, yere sırt üstü uzanarak ellerini başının arkasında birleştirdi ve başını cekete yasladı. Gök yüzüne ve ışıl ışıl parlayan yıldız takımlarına baktı. Eli kumaş pantolunun cebine gitti o anlarda, sarma sigaralarından birini çıkarıp dudaklarının arasına yerleştirdi ve sigarayı dudaklarıyla oynarken gökyüzüne bakmayı sürdürdü. Henüz yakmak istemedi.

Kayıp Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon