Başım çatlaya çatlaya açtım gözlerimi.
Allah aşkına ne haltlar yemiştim ben?Yatakta kalkıp kapıya doğru baktım.
Kıyafetlerim ıslaktı üzerimde pijama vardı.Ben en son barda ikinci bardağımı içtiğim sıra yanıma gelen Erdem'i hatırlıyordum.
Evet pişmanlık tane tane geliyordu bedenime.
Gözlerim doldu.
Neler olmuştu?Hiçbir şey yoktu.
Hiçbir şey!Telefonumu aldım.
Konuşma geçmişinde tamda tahmin ettiğim gibi Selim vardı.İki kere konuşmuşuz gece geç vakitlerde birincisi yirmi saniye ikincisi bir dakika.
Cidden hiçbir şey hatırlamıyordum.
Saate baktım. Öğleni baya geçiyordu saat.
Allah'tan bu gün dersim yoktu.İlk önce gidip kendime bir kahve yaptım.
Kahveyi içtikten sonra da banyoya girdim.Biraz olsun rahatladıktan sonra telefonu elime alıp tüm cesaretimle Selim'i aradım.
Birkaç çalıştan sonra telefonu açtı.
"Yeni uyandın ve hiçbir şey hatırlamıyorsun. Öğrenmek içinde beni aradın"
Biraz daha yerin dibine girmek istiyorum.
"Çok kötü şeyler olmadı inşallah."
Kalbim deli gibi çarpıyordu. İnşallah inşallah kendimi rezil edecek bir şey yapmamışımdır.
"Korkma çok kötü şeyler yapmadın."
Derin bir nefes aldım.
"İçim rahatladı." dedim.
"Hemen rahatlamasın için. Kötü bir şeyler yapmamış olduğun sarhoş olmadığın anlamına gelmiyor."
O da bir detaydı tabi.
"Neyse bu gün yine evinin önündeki çardaklarda bir saat kadar bu konu hakkında konuşacağız."
Kaşlarımı çattım ama tabiki o bunu görmedi.
"Neden bir saat olduğunu sorabilir miyim? " diye sordum.
"Çünkü ikindi ezanına bir buçuk saat var ve benim ezana yetişmem lazım."
Bunun üzerine kapının zili çaldı.
"Şu an kapıdaki sen olabilir misin?""Evet benim."
Telefonu kapattım ve kapıyı açtım.
Bir anlık bana baktı ve, "Kapıya hangi cesaret ile çıplak çıktığını sorabilir miyim? "
Bir an eğilip üzerime baktım.
Başımda havlu üzerimde kısacık şort ve askılı tişört ile kapıya çıkmıştım, hem de Selim'in karşısına.Lanet lanet.
"Ya ben bir an öyle. "
"Neyse tamam ben gidiyorum çardaklarda bekliyorum. "
Anahtarı alıp tam peşinden gidecektim ki, "Bu kılıkla gelmeyi planlamıyorsun her halde." dedi.
Yine lanet.
Heyecandan şaşkınlıktan ne yaptığımı mı biliyordum ben?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİHİFA
SpiritualASKIDA / Hani her insan kendi hayatının baş rolüdür diye bir söz var ya. Her insan kendi yalanlarının baş rolüdür. Hayat doğru yazılır. Yanlış yaşanır... \/\/\/\/\/\/ "İsmini neden sevmediğini anladım Hifa." dedi önümde diz çökerek. "Neden?" diye...