27.Bölüm, "Gerçek"

12.9K 1.3K 212
                                    

BU BÖLÜM YAZDIĞIM EN EN EN ÖZEL, EN MÜKEMMEL, EN HİSSETTİĞİM, İLK KURGULADIĞIM ANDAN BERİ YAZMAYI BEKLEDİĞİM BİR BÖLÜM. 

O KADAR ÖZEL Kİ...

İyi okumalar.♥

Gözlerinin içine baktım bir süre.
Sonra gözlerimi kapatıp şu içimdeki büyük hissin geçmesini bekledim.

"Ağlama." dedi.
"Yeni doğanlar ağlamaz mı?" diye sordum. "Bir tek bağırışım eksik Selim. Bağırabilir miyim?"
Gözlerimi açtım. İçi acıyor da belli edemiyor gibi bakıyordu.

Bedenimi kenara kaydırıp başımı dizlerine koydum.
"Bu dizlerde yeniden doğmak istiyorum. Bağıra çağıra. Susa, yutkuna. Öleyim sonra dirileyim? Yeniden doğayım... Olmaz mı?"

Elleri saçlarıma kaydı.
"Ölme, ama yeniden doğ. Unutsana bundan öncesini."
Gözlerimi sımsıkı yumup içimden bir şeyleri söktüm.
Beynimde bir kuyu vardı sanki.

Düşüncelerim, hislerim, geçmişim, anılarım, hatıralarım...
Hepsi o kuyudan hızlıca düştü.

Gözlerimi tekrar açtığım an gözlerini gördüm.
"Oldu." diye fısıldadım. Bir damla göz yaşı usulca saç diplerime kayarken, "Doğdum." dedim.

Doğrulup ona baktım.
"Yaptım."
Saçlarımı yana aldım.
"İsmimi seviyorum."
Beni dinliyordu. Parça parça cümlelerime anlam yüklüyordu.

"Çabalayacağım Selim. Söz veriyorum."
Gülümsemeye çalıştım.
"Daha hızlı olacağım mesela. Çabuk öğreneceğim söz veriyorum."

Hiç konuşmayıp beni dinliyor oluşu daha da güven vericiydi.
"Nişan ne zaman olacak?" diye sordum.

"Haftaya olsun mu?"

"Evet evet olur hatta iyi olur."
Birden sustum
"Hadi anlat." dedim.
"Hikayeni anlat."

Bu kadar rahat olabilmek onun yanında...

Güzeldi işte.
Yeniden doğmamış mıydım dizlerinde?
Susup konuşmayınca,
"Gidecek misin?" diye sordum. Bu geceyi kast ederek.
Gitmeseydi...

"Hayır, Mislina bizde kalacak." dedi. Burada kalacaktı yani.

"Çay demleyeyim mi?" diye sordum. Başını salladı. Kalktım ve mutfağa koştum.
Çocuk gibiydim bu akşam. Yeniden doğmuştum ya hani...
Çocuk olmuştum şimdi de. O olgunlaştıracaktı beni.

Çayları demleyene kadar mutfakta bekledim.
Hazmetmeye çalıştım..

Çayları demleyince orta demli çayını koydum.
Alış demişti bana...
Orta demli çay koymaya alış.

"Geldim." Tepsiyi sehpaya koydum.

Çayları aldık. Sessizce içtik.
Konuşmadık hiç.
"Yatsıyı okuyacağım birazdan. Sonra geri gelirim tamam mı?" diye açıkladı.
Çayını bitirip kalktı. Kapıya kadar gittim peşinden. Kapıyı açtım.
Sonra gülmeye başladım.

"Niye gülüyorsun?" diye sordu.

"Bilmem."

Kapıyı örttüm. Kapının önüne oturup gülmeye başladım.

Deliriyordum. Çocuktum. Hani yeni doğmuştum ya...

Kapının önünde bekledim onu. Soğuk vurdu bedenime umursamadım. Tam kapının ucunda oturup bekledim.

Ezan okudu, yine işledi sesi içime. İlk günki gibi...
Sonra bekledim. Bekledim bekledim.
Kapının hemen ucuna yattım beklemeye devam ettim.
Uykum geldi. Gözlerimi kapattım. Uyursam, kapıyı çalınca uyanırdım nasıl olsa.

AFİHİFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin