"Selim."
"Hm?"
Bacağımı kıpırdattım.
"Böyle kalmaya devam edersek yine uyuşacağım."
Gülüp üzerimden çekildi.
"İzlenmeye doymuyorsun ki."
Kalktı ayağa.
Elini uzattı bana. Bende ayağa kalkınca kapı çaldı.
Gözlerimi büyüttüm."Nasıl açacağız kapıyı?" diye sordum.
"Açmayacağız. Bizimkilerden biri değildir zaten."Kapıya doğru gittik beraber.
Ben delikten baktığımda aynı hızla Selim'e döndüm."Bunlar görevli. Şey için galiba. Mislina için. Ziyarete geleceklerini söylemişlerdi." diye fısıldadım.
Son kelimelere doğru sesim yüksek çıktığı için eliyle ağzımı kapattı.
"Sessiz ol."
Eliyle ağzımı kapatıp kapıya doğru yaslandı ve delikten dışarı baktı. Kapı ile onun arasında kaldığım için hareket edemedim.
Delikten gözlerini çekip bana baktı. Sanki elini ağzımdan çekse bağıracakmışım gibi davranıyordu."Şu an evde olduğumuzu belli etmemiz demek Mislina'nın gidişi demektir." diye fısıldadı.
Elini ağzımdan çekince derin bir nefes aldım. Hala çok yakınımda oluşu biraz tuhaf hissettirdi.
"O zaman belli etmeyelim. Giderler nasıl olsa."
Odaya doğru yürüdük beraber.
"Selim, ben evlendim. Evlendiğim için Mislina'yı benden almazlar dimi?" diye sordum.
"O konu karışık." dedi.
Biliyordum. Koruyucu ailesi olmuştum onun. Ama şu an yeni evli olduğum için onu benden alabilirlerdi. En az iki yıl evli olmam gerekiyordu evlat edinebilmem için.
"Mislina bizde kalacak dimi?" diye sordum.
Onu yanımda istiyordum.
"İnşallah." diye yanıtladı beni.
Kütüphanemizdeki minderlerimize oturduğumuzda beni kolunun altına çekti.
Göğsüne yaslandım."Hadi bana hayatını anlat." dedi.
Başımı kaldırıp dik dik ona baktım.
"Hadi Hifa. Hayat hikayeni üstün körü biliyorum. Karımın hayatını en ince ayrıntısına kadar bilmeliyim."
Başımı göğsüne gizleyip derin derin nefesler aldım.
"Hayatım hep okumakla geçti. Çok çalışkan bir kızdım. Beş yaşında 1. Sınıfa verildim. 20 yaşında da üniversiteden mezun olmuştum. Bu bir avantajdı benim için. İlk okulda biraz zorlandım ama buna değdi. Babam ile yok denilecek kadar az diyaloğumuz oldu hayatım boyunca. Ben yokmuşum gibi davranırlardı evdeyken. Annem ile de öyle. Hasta olurdum bakıcılar ilgilenirdi benimle. Sıkıcı bir çocukluk geçirdim. Lisede Kerem ile tanıştım. Hayatta tek sevdiğim varlık oldu. Abi oldu bana. Varlıklı bir ailenin evlatlık çocuğuydu. Birbirimize kardeş olduk. Şu son zamanlarda onu o kadar ihmal ediyorum ki bu beni rahatsız ediyor." diye sonlandırdım konuşmamı.
"Hifa, Kerem ile yakınlığını yaşanmışlığını anlıyorum ama onun da bir erkek olduğunu ve aranızda kan bağı olmadığı için birbirinize namahrem olduğunuzu bilmen gerekiyor."
Bunu biraz tereddütlü söylemişti.
Sanki beni kırmamaya çalışarak falan."Bu boyuttan düşünmedim ben hiç." dedim dalgın dalgın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AFİHİFA
SpiritualASKIDA / Hani her insan kendi hayatının baş rolüdür diye bir söz var ya. Her insan kendi yalanlarının baş rolüdür. Hayat doğru yazılır. Yanlış yaşanır... \/\/\/\/\/\/ "İsmini neden sevmediğini anladım Hifa." dedi önümde diz çökerek. "Neden?" diye...