Zor Olacak

31.2K 1.2K 29
                                    

Yeniden yanıma oturunca gözlerini üzerime dikti. Bu eskisi kadar rahatsız etmesede yine de parmak uçlarımı karıncalandırıyor , ürpermeme sebep oluyordu. Telefonum çalınca yerimden sıçradım. Babam arıyordu. Tüm bu olanları bildiğini düşündükçe telefonu açmak içimden gelmiyordu ama açmazsam merak edeceğini biliyordum.

" Alo?"

" Tatlım nasılsın?"

" İyiyim. Şu an arkadaşımla proje yapıyoruz. Ben seni akşam arasam olur mu?"

" Hangi arkadaşınla?"

" Okuldan. Leslie diye bir arkadaşım."

" Peki.. Dikkatli ol canım. Seni seviyorum."

" Bende."

Telefonu kapatıp kenara attım. Aaron'a dönerken " Sence birşeylerin ters gittiğini anlamış mıdır?" diye sordum. Başını hayır anlamında sallarken " Bu kadar uzaktayken sanmıyorum ama olabilir." dedi. Tüm bunları bilip beni tek başıma bırakmış olmasını hazmedemiyordum sanırım. Yanımda olsa herşeyin daha kolay olabileceği ihtimali aklımda dönüp duruyordu. Tekrar koltuğa otururken " Peki şimde ne olacak?" diye sordum.

" Her şey normal şeklinde devam etmeli. Eric'i ara ve ona antremanlara devam etmek istediğini söyle. Bunlardan bahsetme."

" Onlara sen mi söyleyeceksin?"

" Evet. Ama hiçbir şeyi anlatma. Seni buraya getirdiğimi de."

" Tabi.. Koruman gereken bir imajın var. "

" Öyle.. Böyle hayatta kalabiliyorum. Kim olduğumu gizleyerek."

Koltuktan kalkıp ellerimi yıkadıktan sonra içeri döndüm. " Önce eve gitsem iyi olur. Beni böyle kanlı bir şekilde görürlerse soracakları soruların sonu gelmez." dedim. Onunla gelmemi gösteren bir işaret yapıp merdivenlere yöneldi. Onunla beraber yukarı çıktım. Yatağı bile siyahtı. Sanırım hakkında yalan söylemediği tek şey en sevdiği rengin siyah oluşuydu.

Dolabını açıp içinden bir siyah bir tshirt çıkararak bana uzattı. Başımı sallarken " Gerek yok." dedim ama ısrarcıydı. Hiçbir şey söylemeden tshirtü elime tutuşturdu ve aşağıya indi. Kanlı tshirtümü bir kenra koyarken verdiğini giydim. Yakın bir zamanda giymiş olmalıydı çünkü aynı onun gibi kokuyordu. Onun gibi sıcacıktı.

Aşağıya inip evden çıktık ve arabaya bindik. Bir an arabanın Harry'nin olduğunu bile unutmuştum. Bu konuda da bir sürü soru soracağını biliyordum. Onun evinden uzaklaşırken Eric'i aradım. Sesi endişeli geliyordu.

" Adena tüm gün nerdeydin? Harry , onun arabasını alıp gittiğini söyledi."

" Önemli birşey değildi. Gerçekten."

" Biliyorum belki tüm bu olanlar sana fazla geliyor ama bir anda böyle kaybolamazsın. Seni güvende tutmak için uğraşıp duruyoruz biz."

" Özür dilerim. Ben.. Antremanlara devam etmemiz gerektiğini düşündüğüm için aramıştım. Ormanda buluşabilir miyiz?"

" Peki. Ben diğerlerine haber veririm. Dikkat et lütfen."

Harika.. Ormanda buluştuğumuz andan itibaren bir sürü soruyla beni boğacaklardı ve hiçbir şey söyleyemeyecek olmak durumumu daha da zorlaştırıyordu. Dikiz aynasından geride bıraktığımız şeylere baktım. Evi beklediğimden çok daha farklı çok güzeldi. Çıktığımız anda özlemiştim. Kokusunu , sıcaklığını. İnsana huzur veriyordu.

Ormana yaklaştığımızda arabadan inmeden önce ona baktım. Normalde sessiz olması işime gelirdi ama şimdi sessizliği hoşuma gitmiyordu. Camdan dışarı bakarken " Teşekkür ederim." diye fısıldadım.

ATEŞLE OYNAMAWhere stories live. Discover now