Sadece Nefes Al

27.9K 1K 62
                                    

Bir anda gözlerimi açtım. Yatağımdaydım ve Aaron'da hemen yanımdaydı. Gözleri korkuyla dolmuştu. Kolumu tutmuş sırtımı okşuyor ve adımı tekrar tekrar söylüyordu. O çığlık benimdi. Terlemiştim ama aynı zamanda da deli gibi titriyordum. Dizlerimi kendime çekerek oturur pozisyona geldim ve ona baktım. Kabus olduğu için içime yayılan rahatlama hissiyle derin bir nefes aldım. Ona sıkıca sarıldığımda ilk başta anlayamadı ama sarılışıma karşılık verdi. Oldukça endişeli görünüyordu. Saçlarımı okşarken " Sen iyi misin? Çığlık atıp duruyordun." diye fısıldadı.

" Sadece bir kabus."

" Ne gördün?"

" Hoş olmayan bir şeyler. Hatırlamak istemediğim şeyler."

" Söyle bana."

" Seni gördüm. Bütün bunların gerçek olmadığını , senin hala... Hala beni öldürmek istediğini gördüm."

Yanımdan kalkıp birkaç adımla benden uzaklaştığında aceleyle " Aaron sana her bir hücremle güvendiğimi biliyorsun. Bu sadece bir kabustu. Bilinçaltımın bir oyunu." diyerek toparlamaya çalıştım ama yine de pek mutlu görünmüyordu. Onu böyle bir şekilde görmüş olmam onu üzmüştü. Elini saçlarının arasından geçirirken " Bu sana verdiğim içeceğin bir yan etkisi olabilir. Val beni bu konuda uyarmıştı. İnsanın korkularını su yüzüne çıkarabilir demişti." dedi.

" Peki bu hep böyle mi olacak? Bunu bir daha görmeyi kaldıramam."

" Hayır. Sadece vücudunun buna alışması lazım."

Yatağımın kenarına otururken cebinden bir şişe çıkarıp bana uzattı. " Nasıl yapılacağını öğrendiğimi söylemiştim. Sen uyurken birkaç tane yapıverdim." dediğinde uzattığı içeceği aldım.

" Sana inanamıyorum."

İçeceği alıp hepsini içtim ve o ekşi tadın ağzıma yayılmasına izin verdim. Uzanıp beni öptükten sonra " Şimdi uyu ve kabuslardan uzak durmaya çalış. Yarın uzun bir gün olacak." dediğinde başımı sallayıp yatağıma gömüldüm.

" Yarın orda olacak mısın?"

" Seni Aqua'yla yalnız bırakma fikri pek cazip gelmiyor. Her ne kadar beni orda istemeselerde olacağım."

" Yarın Aqua'yla mı çalışacağım?"

" Evet."

" Bir de kabuslardan uzak dur diyorsun.."

Gülerek beni bir kere daha öptükten sonra başımı yastığıma yaslayıp gözlerimi kapattım. Yarın gerçekten de uzun bir gün olacaktı ve benim için hiç kolay geçmeyecekti. Herşey üst üste biniyordu. Arkasını dönüp koltuğa doğru yürüdüğü sırada yastığımı ona fırlattım. Kafasına çarpan yastığı yerden alıp yanıma geldi ve " Ne oldu?" diye sordu. Gülümserken " Burda kalır mısın?" diye sordum.

" Zaten buradayım."

Yana kayıp yorganımı hafifce kaldırdım ve yanımı işaret ettim. Önce hayır diyecek gibi olmuştu ama daha sonra yanıma oturdu. Uyumaya niyeti yok gibi görünüyordu. Ona sarılıp sıcaklığının tüm bedenime yayılmasını beklerken " Bence sende uyumalısın. Dinlenmen lazım." dedim.

" Belki uyurum."

" Belki.."

Sabah alarmımın çalmasıyla uyandığımda yatak hala sıcacıktı ama Aaron her zamanki gibi gitmişti. Uyandığımda onu karşımda görmek isterdim ama antremana beraber gitmemizin pek iyi olmayacağını düşünmüş olmalıydı.

Üzerime kalın bir şeyler giydim çünkü heryer karla kaplıydı. Bu havada antreman yapmak oldukça zor olacaktı ama şikayet edemezdim. Birşeyler atıştırdıktan sonra evden çıkıp yürümeye başladım. Her taraf bembeyaz olmuştu. Daha geçen hafta sarının ve kahverenginin tonları heryeri sarıyorken şimdi ağaçlar çırılçıplaktı. Kış , üzerlerindeki son yaprakları da çekip almış ve onları donmaya bırakmıştı.

ATEŞLE OYNAMAWhere stories live. Discover now