ATEŞLE OYNAMA

Ölene Kadar

Bu kadar çabuk ikna olması beni sevindirmişti. Gerçi planımı duyduktan sonraki hali ve tavrı hiç hoş olmayacaktı bunu hissedebiliyordum ama fark etmezdi. Yerimde doğruluğ hepsinin gözlerinin içine tek tek baktım ve " David'le bir anlaşma yapacağım." dedim. Colin'in kahkahası tekrar odayı doldururken " Nasıl bir anlaşma?" diye sordu.

" David'e onun için çalışmayı teklif edeceğim."

İrina söylediklerime inanamıyormuş gib ibana baktı. Colin hafifce sırıtıyordu ki bu planı beğendiğini gösterirdi. Asıl beni endişelendiren Aaron'un bakışlarıydı. Fazlasıyla boştular. Başını sallarken " Sana neden güvensin. Bu plan çok saçma." dedi.

" Burda insanların birbirine güvenmek için yaptıkları bir şey var. Kan yemini edersem bana güvenir."

" Ne üzerine?"

" Kendi hayatım üzerine. O ölene kadar ona sadık olacağımı söyleyen bir yemin."

" Sen ona hiç sadık olmayacaksın Adena."

" Olacağım. Ta ki onu sana getirene kadar."

" Ne?"

İrina gülümserken " Evet bunu kabul edecektir." dedi ama Aaron hala umursamazca başını sallıyordu. Öne eğilip dirseklerini dizlerine dayarken " Bence yine de şüphelenir. Beni sevdiğini biliyor. Böyle bir şey ona mantıklı gelmez." dedi.

" Ben ona anlatacağım hikayeyi biliyorum. Ve kan yemininden sonra bana güvenecektir."

" Peki onu bana getireceksin ve bende onu öldüreceğim öyle mi?"

" Daha iyi bir fikrin varsa söyle. Colin'le oraya gideceğiz. O birinin bedenine girecek böylece her adımda yanımda olacak. Ben David'i götüreceğim yeri belirleyince sana haber verecek ve hazırda bekleyeceksin. Onu sana götürmemi o isteyecek ve bende kan yeminini bozmayacağım."

" Bu akıllıca bir plan değil."

Aaron başka bir şey söylemeden yerinden kalkıp kapıyı çarparak dışarı çıktı. Evet hoşlanmayacağını biliyordum. Bu işleri zorlaştıracaktı ama bir noktadan sonra bize yardım etmesi lazımdı. Colin'e baktığımda bana cesaret vermek ister gibi gülümsedi ve " Ben varım!" diye bağırdı.

" Gerçekten mi?

" Sana bu konuda yardım etmekten onur duyarım. Plan bence iyi. Evet mükkemmel değil ama kan yemininden bahsediyoruz. Bizim dünyamızda bundan daha güvenilir bir söz olamaz."

Babama baktığımda başını usulca salladı ama gözlerinden onaylamadığını görebiliyordum. Hepsi deli olduğumu düşünüyordu. James bana bakarken " Neden direk oraya gidip , başkasının kılığına girip David'i öldüremiyorsunuz?" diye sordu. Bilmesi , öğrenmesi gereken daha çok şey vardı.

" Merial bölgesinde David'i öldüremeyiz. Öldürsekte ordan canlı çıkamayız inan bana."

" Yani tek seçenek bu mu?"

" Öyle görünüyor."

Hepsine bir kez daha baktım. Benim asıl Aaron'la konuşmam gerekiyordu. Yavaşca yerimden kalktınca dışarı çıktığımda hemen arkamdan bu planı tartışacaklarını biliyordum ama umursamadım. Koridora çıktığımda Aaron'u bir ileri bir geri sinirli bir şekilde yürürken buldum. Yavaşca yanına gidip elimi omzuna koydum ama geldiğimi farkedemeyecek kadar dalmıştı. İrkilere bana dönerken omuzlarımdan tutup " Bunu yapmanı istemiyorum. Kendini öldürteceksin." dedi. Onu sakinleştirmek için " Her şey iyi olacak." dediğimde beni dinlemeden " Ya olmazsa.. Ya.." diye söze başladı ama dudaklarımı dudaklarına bastırıp susmasını sağladım.