Sırlar Ağı

231 16 2
                                    

Alice'nin koruma kalkanını yıktığı an

Eric'in gittiğini öğrendiğim o mektuptan sonra ruhsuz bir şekilde ormanda yürümeye başladım. Kafamı yerden kaldırdığımda buranın neresi olduğu hakkında hiç bir fikrim yoktu.

Umursamadan yürümeye devam etmeye başladım. Birkaç adım sonra bana bir şey çarptı ve yere düştüm. Ayağımda ki acıyla yüzümü buruşturarak kafamı kaldırıp bana çarpan şeye baktım. Gördüğüm şeyle sesli bir şekilde yutkundum. Karşımda bana kapkara gözleriyle bakan bir siyah kurt vardı. Ne kadar süre kurtla karşılıklı olarak birbirimize baktık hatırlamıyorum ama bana sanki yıllar, asırlar gibi gelmişti. Ayağa güç bela bir şekilde kalktım. Ama bu süreç içerisinde yine kurtla olan göz temasını kesmemiştik. Bu kurt bana bir yerlerden tanıdık geliyordu ama bir türlü hatırlayamıyordum. Tam o sırada zihnimde bir ses yankılandı.

"Koruma kalkanını ilk keşfettiğin de görmüştün. Yüzüğü bulduğun zaman."

Duyduğum şeyle kaskatı kesildim.

Bu kurt benim zihnim de olan düşünce mi nasıl farkedip cevap verebildi? Hemde zihin gücüyle

En önemlisi yüzüğü nereden biliyordu??!

"Sen..."

"Nereden bildiğimi deliler gibi merak ediyorsun demi?"

"Evet!"

Benimle olan göz temasını keserek kafasını öne eğdi. Bir süre öylece kaldı. Sonra kafasını kaldırıp kapkara gözleriyle bana baktı. Bu gözler... bana bir yerlerden tanıdık geliyor... hemde sanki çok yakından tanıdık!

"Önemi var mı? "

"Ne demek önemi var mı? Tabii ki de var!"

Birden bana arkasını dönerek yürümeye başladı. Bense üzerimde ki şoku yeni atarak gittiğinin farkına vardım. Ona yetişmek için tam koşmaya başlayacaktım ki tekrar bana bir şey çarptı yine arkaya doğru uçarak yere düştüm. Kafam da ki acıyla elim kafama gitti. Biraz kafamı ovaladıktan sonra ayağa kalktım. Tekrar koşmaya başlayacaktım ki yine o sesle durdum.

"Arada koruma kalkanı var hâlâ anlamadın mı?"

Karşıya baktığım da ise o kurt bana bakıyordu.

"Bu tarafa geçemessin koruma kalkanı çok güçlü büyücüler ve bir büyü tarafından yapıldı. O duvarı şimdi ye kadar kimse aşamadı, aşmadı gerek duyulmadı."

"Bana cevap vermek zorundasın!"

Diyerek bağırdım.

"Sen nasıl bilebiliyorsun? Kimsin? Bana neden bir yerlerden tanıdık geliyorsun?"

"Her şeyin bir sırası var ve bekle sırası gelecek."

"Ne beklemesi ya ne beklemesi sen kimsin?!!"

Ben ne kadar bağırarak konuşuyorsam o, o kadar sakin bir şekilde konuşuyordu.

"Hiç değişmemişsin. Hâlâ aynısın."

"Ya yeter sen kimsin söyle  artık!!!"

Sinirlenmeye başlamıştım.

Karşımda bir kurt var ve benimle sadece Eric'in bildiği olayı biliyor. Benimle zihin gücü ile konuşup düşüncelerimi okuyor. Bana hâlâ değişmemişsin, aynısın diyor. Ve lanet olsun ki bana o gözleri tanıdık geliyor ama ben hatırlayamıyorum. Kim olduğunu söylemiyor... Ve unutmamak lazım lanet bir koruma kalkanı var..!

Elimi öne uzatarak, zihnimden duvarı yıkmaya odaklandım. Gözlerimi kapattım. Kafamı sola doğru yatırdım. Sonra elimden çok güçlü bir şekilde birşeylerin yayıldığını hissettim. (Multi) bütün gücüm sanki benden sökülüp alınıyordu. Ama pes etmedim. Burnumdan sıcak bir sıvı geldiğini hissettim. Ama umursamadım. Kendimi ayakta tutacak güç kalmayınca dizlerimin üzerine çöktüm. Hâlâ duvarı yıkmaya odaklıydım. Tekrar bana o kurt seslendi.

Ölümcül Savaş: Gölgeler Dünyası حيث تعيش القصص. اكتشف الآن