Kuşlar ve Kargalar

164 8 2
                                    

Hızlı adımlarla yürürken Kevin kolumu tuttu.

"Alice bir sakin olur musun?"

"Sakin mi oluyum? Ne sakinliğinden bahsediyorsun sen Kevin?"

"Şu an ki sinirin sadece sana zarar veriyo. Kimseye bir etkisi yok!"

"Ben onu kurtarmak için elimden geleni yapayım. Onun için kendimi feda etmeye hazırlamışken... onun bu yaptığı"

Gözlerim dolunca sesim de ağlamaklı çıktı. Dayanamayıp, ağlamaya başladım. Halimi görünce Kevin beni kendine çekip, sıkıca sarıldı. Bana sarılmasıyla ağlamam şiddetlendi. Bende ona sıkıca sarılıp karşılık verdim. Kevin saçıma öpücük kondurdu.

"Şşş tamam geçti. Bak ben yanındayım. Ondan intikamını beraber alıcaz tamam mı?!"

Kafamı sallayınca, güldü. Kafamı kaldırıp, ona bakınca hala gülüyordu.

"Ne? Ne oldu? Neden gülüyorsun?"

"Sen hep böyleydin. Hiç değişmedin."

"Hı"

"Yani sen sinirlenince hep ağlardın. Ben sana sarılınca birde üstüne böyle konuşunca kafanı sallayıp, ağlamanı keserdin!"

Gülümsemeye çalıştım. Doğru söylüyordu. Ben hiç bir zaman ağlayan ve mızmız bir çocuk değildim. Düştüğümde bile gülerdim. Ama ağladığım zamanlar bir bakıma tam ağlardım.

"Haklısın. Beni sakinleştirmenin her zaman bir yolunu bulurdun."

O da bana gülünce gülümsemem genişledi. Ama sonradan aklıma gelen şeyle yüzüm yine asıldı.

"Hey! Ne oldu yüzünü neden astın?"

"Kevin. Ben... buna inanamıyorum. Yani bilmiyorum Eric böyle bir şey yapmazdı. Bana bu ihaneti asla yapmazdı. O bana yıllar sonra güvendiği tek insan olduğumu söyledi. Bir yanım Eric sana böyle bir şey yapmaz diyor. Bir yanım adamın zihnini okudun Victoria'nın emirlerini duydun. Burayı ona Eric söylemiş işte diyor. Ben ne yapacağım Kevin?!"

"Ne yapacağımız belli. Bizim felsefemiz neydi?"

Güldüm ve cevap verdim.

"Kalp yolu!"

*****

Bölgeye geldikten sonra bütün her şeyi anlatmıştık. Tabii ki tepkileri biraz sert oldu. Benim boğazımda ki morlukları da görünce...

"Alice!"

Arkamdan gelen sesle oraya döndüm. Kevin bana doğru yaklaşıyordu. Elini omzuma koyup, hafifçe sıktı. Destek vermek ister gibi.

"Saçma bir soru olabilir ama iyi misin?"

"Sence? Ordan nasıl görünüyorum?"

Yüzünü buruşturup, beni baştan aşağı süzdü. Elini çenesine koyup, düşünür sesler çıkardı.

"Gerçeği söyleyeyim mi?"

Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Çamura yatmış domuz gibisin! Yani dostum berbat!"

"Sağol ya! Çok mutlu oldum şu an! Bende diyordum bu bende ki muhteşemlik hissi nereden geliyor?!"

Eliyle saçlarını düzeltti. Kendince çapkın olduğunu düşünen bir gülüş attı ve konuştu.

"Yani kızım şimdi kendimi ben öyle övmeyi pek sevmem biliyorsun ama hep böyleyim yani bir bakışım, bir gülüşüm bile insanlara mutluluk veriyor. Ne yaparsın buda bizde ki karizma!"

Ölümcül Savaş: Gölgeler Dünyası Where stories live. Discover now