Ejderhanı nasıl eğitirsin - Ejderin Diğer yüzü

-1-

Hıçkıdık uyandığında yattığı yerde sırtüstü döndü ve bir süre tavanı izledi. Üstündeki örtüden ayrılmasını işkenceye çevirecek kadar keskin bir soğuk, insanın artık içine işlemiş bir ahşap kokusu, olmayan bir bacak her şey tamam diye düşünürken bir şeyin eksik olduğunu fark etti. Sonraysa Dişsiz'in Hıçkıdık'ı uyandırmak için çatıda çıkardığı sesleri duyuldu. 

Hıçkıdık: Her sabah istikrarsız aynı saat.

Dedi gülerek mırıldanır gibi ve ayaklarını yatağın yanından sarkıtıp esnedi. Sonraysa kalkıp güne hazırlanmaya başladı daha doğrusu sadece kahverengi yeleğini giyip dışarı çıktı.

Hıçkıdık: Bende bir eksiklik var diyordum.

Dedi çatıdan kendisine bakan Dişsiz'e. Dişsiz'se ona 'yine seni sabahın köründe uyandırdım' der gibi zafer dolu bir bakış atıp çatıdan indi ve Hıçkıdık'ı kuyruğunu takması için sırtından başıyla itekledi. 

Hıçkıdık: Tamam tamam sabırlı ol biraz.

Dedi ve Dişsiz'in kuyruğunu taktı. Akademi saatine kadar keyifli bir sabah uçuşu yaptılar ve her zamanki gibi zamanında akademiye indiler. Her zamanki gibi zamanında gelenler Astrid ve Balıkayak olmuştu. Diğerleri de toplanana kadar kendi aralarında konuşarak onları beklediler. Herkes toplandığında Hıçkıdık onlara döndü ve ekledi.

Hıçkıdık: Günaydın çocuklar bugü-

Gober: Hıçkıdık! Hıçkıdık!

Hıçkıdık ani sesle irkildi ve arkasından telaşla ona doğru koşan Gober'a baktı.

Hıçkıdık: Sorun ne Gober?

Gober: Savaş gemileri, erzaklar, silah depoları! 

Gober soluklanmak için ellerini dizlerine dayadı ve ekledi.

Gober: İmha edilmiş! 

Hıçkıdık ve herkes 'ne!?' gibi bir tepki verdiğinde Gober dikelip ekledi.

Gober: Hem her biri tek bir topuyla! 

Balıkayak: Eğer tek bir ateş topuyla onların her birini patlatabiliyorsa bu ejderha şuana kadarkilerin en güçlüsü olabilir.

Dedi merak ve korkunun karıştığı bir tonda. Hıçkıdık'sa Balık'a hak verdi ve ekledi.

Hıçkıdık: Herkes ejderhalara!

Hıçkıdık'la Dişsiz'e binen Gober onları olay yerine götürdüğünde hala kor halinde yanan devasa bir oyuntu gördüler.

Balıkayak: Tor aşkına bu da ne...

Astrid: Bunu ne yapmış olabilir?

Dedi ve Dişsiz'deki garipliği anlamaya çalışan Hıçkıdık'a baktı.

Hıçkıdık: Daha yakından bakmalıyız, sanırım Dişsiz bir şey algıladı.

Dişsiz bu ateş topunu biliyordu ama o mu emin değildi çünkü onu en son üç buçuk yıl önce hatta neredeyse dört yıl önce görmüştü ama eğer oysa alınacak büyük bir intikam var demekti. Dişsiz'in ardından diğerleri de ateş topunun yanına iniş yaptılar. Dişsiz' Hıçkıdık'a in anlamanına gelen bir hareket yaptı ve Hıçkıdık bu harekete karşı şaşırsa da bir şey söylemeden indi. Elini Dişsiz'in başının üstüne koydu ama Dişsiz ona yanıt vermedi. Ateş topunu kokluyordu ve göz bebekleri hafifçe incelip kalınlaşıyordu. Bir süre sonraysa Dişsiz bu ateşin ona ait olduğuna emin oldu ve saldırgan bir hırlamanın ardından sağır edici bir kükreme bütün takımadalarda yankılandı.

Hıçkıdık: Sorun ne Dişsiz!?

Ters ceviz: Kulaklarım acıyor ve bu hoşuma gitmedi!

Südüklü: Hıçkıdık Ejderhana susmanı söyler misin!?

Balıkayak: Birşey algılamış olmalı!

Sert ceviz: Ama ne!?

Sonraysa Dişsiz aniden sustu. Hıçkıdık'sa içten içe 'işte yine başlıyoruz' dedi çünkü onun bu halini biliyordu. En son böyle nefret dolu baktığında, sebepsiz yere havaya kükrediğinde fısıldayan ölüm sendromu yaşamışlardı. Bunun tekrarlanmasını hiç kimse istemiyordu. 

Hıçkıdık: Bak bu sefer sana yardım etmeme izi-

Dişsiz Hıçkıdık'a otur anlamında onun gövdesini başıyla dürttü ve uçmaya başladılar. Dişsiz normale göre fazlasıyla hızlı uçuyordu ki diğer ejderler gerisinde kalmıştı. Hatta Hıçkıdık bile onun kuyruk kanadını kontrol ederken bir anlık yetişememişti ve Dişsiz bunu farkedip daha yavaş uçmaya başlamıştı. Dişsiz'in önderliğinde Berk adasını ve yakın adaları dolaştılar. Bir sonuç alamadıklarındaysa Hıçkıdık'ın Dişsiz'e dil dökmesiyle akademiye geri döndüler. 

Dişsiz akademinin bir köşesinde hala etrafı kokluyor ve arada bir havaya kükrüyordu çünkü o gelmişti. Kokusunu akademi ve binicileri yönlendirdiği güzergahlarda almış olsa da onu fiziken görme fırsatı olmamıştı yani o her yerdeydi ama aslında hiçbir yerdeydi ki bu Dişsiz'i sinirden köpürtmek için yetiyor ve artıyordu.