-75-

193 17 236
                                    

Hadu gözlerini açtığında kendisini yumuşakça saran sıcak bir vücut hissetmek yerine tuvaletten gelen bir kusma sesi duydu ve uyuşukluğunu atıverdi. Yatakta uyuşan vücudunun sızlamasını unutup oturdu ve gözüne çarpan ilk şey yerdeki kimisi devrilmiş kimisi boş alkol şişeleri oldu.

Hadu: Alfonze?

Hızlıca kalktı ve Slender'ın getirdiği rahat spor ayakkabılarını gelişigüzel ayağına geçirdiği gibi banyoya yürüdü.

Hadu: Alfonze?

Diye yinelerken tapıyı tıklamak için elini kaldırdığında içeriden cevap geldi.

Dişsiz: Hadu?

Hadu: İyi misin?

Dişisz: İyiyim, dışarıda kal.

Hadu: Emin misin?

Dişsiz: Dışarıda ka-

Diyecekken bir öğürme sesi daha yükseldi. Hadu girip girmemek arasına kalırken gözüne yeniden alkol şişeleri ilişti. Bir gecede tüketilmek için çok fazlalardı. Dişsiz kafayı bulmuş olmalı diye düşünürken gözlerini pencereye çevirdi. Gün daha yeni doğuyordu. Dişsiz bütün bu şişeleri birkaç saatte tüketmişti. Dişsiz kesinlikle kafayı bulmanın ötesine geçmiş valhala kapısının yolunu arıyordu.

Hadu kapıyı hızlıca açtı ve berbat kokan banyoya girdi. Tuvaletin önünde dizleri üzerine çöken Dişsiz'in yanına hızlıca vardı ve elini onun sırtına koyup klozete çıkan şeye baktı. Hiç katı bir şey yoktu.

Hadu: Ne halt ettiğini sanıyorsun sen!?

Diye Dişsiz'e kızdı ve onun güçsüz düşmüş bedenini sertçe duvara dayadı. Dişsiz'i omuzlarından silkerken bu berbat kokunun alkol yerine kusmuk olmasını istedi.

Hadu: Alfonze! Bana cevap ver!

Dişsiz: İyiyim ben, dışarı çık.

Dedi Hadu'nun üzerindeki ellerini çekerken. Hadu onun konuşabilmesini bile mucize gibi görürken Dişsiz dizinden destek alıp ayağa kalktı. Hadu'ysa devrileceğinden korkup ayaklandı ama Dişsiz biraz yalpalaması dışında gayet de iyi durumdaydı.

Hadu: Hey nereye gittiğini sanıyorsun sen?

Dedi ve Dişsiz kapıdan çıkacakken onu geri döndürüp duşakabine soktu. Tam ahizeyi en soğuğa ayarlayacakken Dişsiz onun musluğu tutan elinin üstüne koydu.

Dişsiz: Gerçekten iyim ben, her şeyi açıklayacağım.

Hadu Dişsiz'in yüzüne bir süre baktı. Alkolün etkisinden kurtulmamış olsa da dışarıdaki boş şişelere göre son derece iyi durumdaydı.

Dişsiz: Yüzümü yıkayıp dişimi fırçalayacağım ve geleceğim, lütfen dışarı çık.

Hadu: Alfonze iyi falan değilsin. Yıkılıp gitme diye burada bekleyeceğim.

Dişsiz başındaki ağrı, ağzındaki berbat tat ve hala karman çorman olan midesinden dolayı daha fazla konuşup Hadu'yu reddetmedi. Hadu ona bakmayı sürdürürken Dişsiz lavaboya yürüdü ve yürürken –nedenini bilmediği bir şekilde- ıslanan tişörtünü çıkarıp bir kenara fırlattı. Hadu onun fırlattığı tişörtü yerden alıp kokladığında bir koku alamadı, sadece su gibiydi.

Dişsiz bol suyla yüzünü yıkarken Hadu tişörtü elinden bırakmadan yanına yürüdü ve lavabonun kenarına yaslanıp yüzü alkol ve soğuk sudan kızarmış Dişsiz'e baktı.

Hadu: Alfonze bunu neden yaptın?

Dediğinde Dişsiz yüzüne çarpacağı suya baktı. Bir şey diyecek gibi oldu ama sonra vazgeçip bıkkınca nefes verdi ve suyu elinden bırakarak musluğu kapadı. Başı çatlayacakmış gibiydi. Hadu Dişsiz'in gözlerinin boşluğa kaydığını görür gibi olduğunda elini onun omzuna koydu. Bunun üzerine Dişsiz hafifçe irkilerek önce omzundaki ele sonra Hadu'nun kendisine merak ve endişeyle bakan gözlerine baktı.

Ejderhanı nasıl eğitirsin - Ejderin Diğer yüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin