Bölüm 18

5.7K 159 33
                                    

Rüyamda eski ev sahibinin karşısına geçmiş küfrediyordum. Alarmın çalmasıyla uyanıp telefona küfretmeye başladım. Murat'a döndüm, çıplak vücudu çizilmeyi bekleyen bir sanat eseri gibiydi. Aramızda hala sevgili olmaya dair bir konu geçmemişti. Kendimi güneşe karşı uçmaya çalışan İkarus gibi hissediyordum. Beni yakacağını biliyor yine de onu ölesiye arzuluyordum.

Alarmı kapatıp omuzundan dürttüm. Hafifçe inledikten sonra gözlerini açtı. Bana ait olmasını istiyordum, artık aramızdaki şey her neyse adını koymak istiyordum.

"Sana kahvaltı hazırlamamı ister misin?"

"Boş ver kahvaltıyı, yaklaş bana."

Onu göğsünden hafifçe ittirdim. Bunu bir kez daha yaşarsam ona bir daha kopmamak üzere bağlanırdım. Kendime bunu yapmak istemiyordum. Bana reddedilme sebebini bilmediği için sinirli gözlerle bakıyordu. Eğer şimdi bu konuşmayı yapmazsam bir daha hiç şansım olmayabilirdi.

"Seni hayatımda olan herkesten daha farklı bir yere koymak istiyorum. Sana karşı hep dürüst olsam, her dediğini koşulsuz yapsam mutlu olmaz mısın? Hayatında düzenli birlikte olabileceğin birisini istemez misin? Biz olmaktan korkma, benden korkma."

"Ne diyorsun Hazal sabah sabah anlamıyorum."

"Mutluluk sebebim ol, yalnızca bana ait ol istiyorum."

"Sen bir ilişkiye hazırsın diye ben de bunu istemek zorunda değilim. Senden hoşlanıyorum beni heyecanlandırıyorsun, seninle konuşmayı da seviyorum ama hayatımda ciddi ilişki istemiyorum. Ben de siktiğim böyleyim. İşe geç kalacağım gidiyorum."

Onu her çağırışımda geliyor olması bir şey ifade etmiyordu. Bana hiç gelmeyecekti, hiç benim olmayacaktı. Benim kendime söylemeye cesaret edemediğim gerçeği gözlerimi diktiğim boş duvarım verdi, seni sevgili olmak isteyecek kadar sevmiyor.

Gözyaşlarım akmak üzereydi. Ellerimle o görmeden akmaya başlayan yaşları kuruladım. Üzerini giyiniyordu, belki de onu son kez görüyordum. Kendime hakim olabilir miydim? Bir daha onunla konuşmamaya dayanabilir miydim?

"Ben çıkıyorum, hadi sonra görüşürüz."

Kollarını açıp bana yaklaştı. Yerimden kalkıp beni sarmasına izin verdim. Ayrıldığımızda tereddütsüz arkasını dönüp kapıya yöneldi. Arkasından gitmedim. Orada öylece bekledim. Geri gelmeyecekti, kırıldığımı bile fark etmemişti.

Kapının kapanmasıyla üzerime kıyafetlerimi hızla geçirip odamdan çıkıp salondaki pencereye koştum. Gözlerimde kendini hiçbir zaman görmeyecekti. Bana hiç o şekilde bakmayacaktı. Belki de istediği başka birisi vardı. Arabasına binip çalıştırdı ve görüş alanımdan yavaşça uzaklaştı.

Camdan bakmaya ne kadar süre devam ettim bilmiyorum. Aklımdan bir sürü düşünce geçiyordu. Onun gözlerinde belki de görmeyi reddettiğim bir başkası vardı. Kitap okurken uyuyakaldığımda hiçbir zaman üzerimi örtmeyecekti, ben malzemeleri doğrarken o tencereyi karıştırmayacaktı, hastalandığım zamanlar beni hastaneye götürmek için ısrar etmeyecekti bunlara alışmalıydım.

O beni hep iyi halimle görecekti yağlanmış saçlarımı, ağladığımda pancar gibi kızaran yüzümü bilmeyecekti. İyi yönden bakmak gerekirse beni hep güzel hatırlayacaktı.

Yalnız kalmak istemiyordum. Demet'in odasına girip yanına kıvrıldım, onu uyandırmıştım. Gözlerini ovuşturup şaşkın yüzü ve kısık gözleriyle bana bir süre baktı.

"Erkencisin tatlı kız."

"Murat gidince yalnız uyumak istemedim."

Beni göğsüne çekip saçlarımla oynamaya başladı. Varlığı bana iyi geliyordu. Ben yeniden uykuya dalmaya hazırlanırken yerinde doğruldu. Başımın üzerine çektiğim yorganı açtı. Ona baygın gözlerle baktım.

Kilitli Hayaller (Lgbti)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin