Bölüm 38

3.4K 164 2
                                    

Kürşat...




Benden uzak kalması beni deli ediyordu. Aylardır aynı evin içinde saklambaç oynar gibi bir halimiz vardı. Özlediğim kadına dokunamıyor,öpemiyordum. Benimle uyumuyordu. Öpmek istediğim an kafasını çevirmesi aylardır sabrımın üstüne tuz biber olmuştu. Daha fazla kalbini kırmamak için aşağı inip salondan balkona geçtim. Daha sabırlı olmalıydım hem karım hemde kızın için dayanmalıydım.
Kapı çalması ile içeri girip kapıya yönelirken bir çığlık ile merdivenlere koşmaya başladım. Karım merdivenlerden yuvarlanırken hiç bir şey yapamıyordum.
Basamaklar bittiği an tek kelimesi "bebeğim" olmuştu. Kendini uykuya bırakan karımı kucaklayarak hemen arabaya bindim. Arka koltuğa yatırıp hemen şoför koltuğuna atladım. Hızlı gidiyordum gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum. Arabayı acı bir fren ile durdurdum.
"Sedye getirin laaan sedyeee !" Kucağıma aldığım şeydayı gelen sedyeye yatırdım. Araba kan içinde kalmıştı. Sana birşey olmayacak küçüğüm nolur iyi ol!
Ameliyatı devam ederken arayan Metehan ile beraber tam kadro burada şeydayı beklemeye başladık. Zaman geçmiyordu! Gerçekten!
Ameliyathaneden çıkan hemşire ise doktorun bilgi vereceğini söylemişti. Kızım ve karım ikinize de birşey olmasın lütfen..
Çıkan doktor yakınlarını sorunca hemen biziz diye cevap vermiştik, kanamayı kontrol altına aldıklarını ve bebeğimizinde sapasağlam hatta çok güçlü olduğunu söyledi doktor. Geriye kalan kritik 24 saatide atlatırsak hiç bi sorun yoktu.
Yoğun bakıma alınan karımı camdan izliyordum. Burada beklemek benim için tam br eziyetti. Orada olmalı onu kollarımla sarmalıydım. Eğer ona bağırmasaydım böyle bir şey yaşanmayacaktı. Tek suçlu bendim. Altı üstü canı birşey çekmişti. Alıp verecektim mutlu mutlu yiyecekti bende onu izleyecektim. Aptalım ben aptal!
O orada bir sürü makine içinde yatarken ben burada deliye dönüyordum. Zaman hiç olmadığı kadar yavaştı sanki.
Yine burada Şeydayı bekliyorduk, hepimiz.
"Kardeşim git üstünü değiş. Uyu biraz duş da al. Böyle olmaz birşey olursa ben sana haber veririm."
Metehana boş gözler ile bakıp tekrar içeride yatan meleğime baktım. Benim meleğimdi. Hayatıma girdiği andan beri gömdüğüm kalbimin yerini bana hatırlattı. Sevmek kadar güzel bir şey olmadığını ve bana sevmeyi öğreten kadın orada yatıyordu, benim için pes edemezdi. Kızımız için pes edemezdi.
Kafamı cama dayayıp gözlerimi kapadım. Etraftaki seslere sağır olmak istiyordum. Merdivenlerden düşerkenki an gözümün önünden gitmiyordu.
Sesi tuhaflaşan makineyle gözlerimi açtım. İçeri de birşeyler oluyordu. Hızla koşan doktorlar küçüğümün odasına girip camda ki şeyi de kapatmışlardı.
Kalbim sıkışıyordu. Hayır Şeyda gidemezsin, pes edemezsin!
Odadan çıkan ilk kadın hemşirenin kolunu tuttum.

"Karım nasıl? Neler oluyor?"
Hemşirenin kolunu çok sıktığım için yüz ifadesi değişmişti bende farkedip elimi çektim.

"Beyefendi Karınızın kalbi durdu. Hamile olmasından dolayı elektroşok veremiyoruz. Kalp masajı yapılıyor. Sonucu size doktor bey söyleyecek." diyerek yanımdan geçen giden kadının arkasından bakakaldım.
Burada ki tüm tanıdıklarımız da öylece bakakalmıştı.
Melisa bebeği için gitmek zorunda kalıp gitmişti. İyiki de yoktu burada. Beyza, Metehan ve ben burada bekliyorduk.
Odadan çıkan doktor bir hayli yorulmuş hali vardı.
" Genç adam karın çok güçlü seni bırakmadı. Hala yoğun bakımda kalacak uyanana kadar. Geçmiş olsun."
İşte benim küçüğüm!!

Aradan saatler geçmişti yanımda kalan herkesi eve göndermiştim. Şimdi burada ela gözlerini açması için karımı bekliyordum.
Camdan uyuyan güzelime bakarken bir haraketlilik gördüm. Gözlerini açmıştı!
İlk baktığı yer burasıydı. Beni gördüğü an gülümsedi!

Şeyda..
öten makine sesleri beynimde zonkluyordu zar zor araladığım gözlerimi camlara doğru çevirdim.
Cama yapışmış benim sevdiğim adam. Kim derdi ki bu buz adamın aşık olunca buzlarının eriyeceğini? Ben bile hala inanamıyorum.
En son merdivenden düştüğümü hatırlıyordum ve bedenim hala çok sızlıyordu. Ağrılarım vardı. Gözlerimi açılan kapıya çevirdim. Beyaz önlüklü doktorlar içeri girdiler. Gözlerime bakıp onu duyabiliyor muyum diye soran doktora evet manasında başımı oynattım.

"Doktor bebeğim nasıl?"
Bebeğime birşey olursa yaşayamam. Nolur kızım benimle kal!

"O da sizin gibi çok güçlü Şeyda hanım geçmiş olsun."
Doktorun çıkması üzerine odaya Kürşat girdi. Yavaş yavaş geliyordu yanıma gözlerinde pişmanlık vardı pek bir üzgün bakıyordu.

"Ne oldu sana?" Burukça gülümsedi.

"Esas benim sormam gerekmiyor mu Şeyda?"

"İyi misin?"

"Ben iyiyim. Özür dilerim küçüğüm benim yüzümden oldu. Benim yüzümden buradasın sana bağırmasaydım olmayacaktı. Sana bir şey olacak diye kızımıza birşey olacak diye çok korktum. Gerçekten özür-"

"Senin suçun yok benim dikkatsizliğimdi. Peşinden yetişmek için hızlı davranan ben oldum benim hatam esas sana böyle bir korku yaşattığım için ben özür dilerim."

"Dayanamıyorum. Sana bu kadar yakınken bu kadar uzak olmak beni çıldırtıyor. Buradasın ve ben dokunamıyorum. Karımsın ve hasret kaldığım kokunu içime çekemiyorum. Erkek ağlamaz diye birşey yok Şeyda, erkeğinde duyguları var. Canım yanıyor sesim çıkmıyor. "
Anlattıkları ile benim bile canım yandı. Bu kadar mı üzmüştüm ben onu? Hatırlamamak benim suçum değildi. Ben ona bunları yaşatmak istemezdim. O güçlü, dağ gibi duran adamı bu halde görmek benim için de bir yıkım. Kaç kere sabahlara kadar hatırlamak için ağladım, yalvardım birşeyler hatırlamak için. Ama yapamadım. En zor olay hiç birşey hatırlamamaktı. Boş boş bakmak..

"Ben özür dilerim."

"Dileme Şeyda. Bünyene çok yüksek dozda ilaç verilmiş belki de ömrünün sonuna kadar hiç bir şey hatırlamayacaksın. Bilmiyorum. Benim yüzümden seni koruyamadım. "

"Kendini suçlama. Senin suçun yok. Sen senden uzak kalmam için neler yaptın ben dinlemedim, bile bile sana geldim ve hiç de pişman olmadım. İyiki senin karınım."

Herşeyi hatırlamaya başlamıştım. Verdiğim imayı anlarsa hafızamın geldiğini de anlayacaktı sevgilim.

"Biliyorum uyardım sen dinlemedin ama ben-
Ne ? Ne dedin sen? Sen uyardın ben dinlemedim mi dedin? "

Sırıtarak ona bakıyordum. Gözlerinde ki o heyecan, anlatılmazdı. Sen çok güzel seviyorsun herifim..

"Evet öyle dedim."

"Herşeyi biliyorsun ama nasıl?"

"Kafamı çarpmam iyi geldi demekki, bilmiyorum ki. Sonuç olarak hatırlıyorum."

"Bana bak kadın bundan sonra gözümün önünden ayrılmayacaksın. Her an benimle olacaksın. Herşeyi de ben yapacağım sen elini sürmeyeceksin. Ne kendin ne de kızım yorulmayacak. Babası ve senin güçlü kocan herşeyi yapacak. Seni çok seviyorum güzel gözlüm. Bana hep böyle aşkla bak. Beni tanımayan bakışların çok canım yakıyordu. Aynı evde sana uzak olmak, dokunamamak çok zordu."

"İkimiz içinde zor günlerdi kocacığım. Sen ben ve kızımız ile beraber çok güzel bir hayatımız olacak. Tek dileğim, Dileğimizin ve Senin her zaman yanımda olman. Seni çok seviyorum."

"Her zaman yanınızda olup sizi koruyacağım karıcığım."

Alnıma kokumu içine çekerek uzun bir öpücük konduran kocama baktım. Hayat bizim için çok zor olabilirdi fakat engelleri aşıp mutlu olacağımız günler çok yakında gibi hissediyordum. Karnımda ki kızım beni daha güçlü bir kadın yapıyordu ve yanımda ki kocamın varlığı da beni güçlü kılan sebepti.
Bir kadından öte bir eş ve bir anneydim.
Bir daha asla böyle bir ayrılık yaşamayacağız kocacığımm.
Düşüncelerim ile beraber ağırlaşan gözlerimi kapadım ve uykunun beni almasını bekledim. Kocamın göğsünde huzurlu bir uyku çekmeyeli uzun zaman oluyordu..

BUZ ADAMIN KÜÇÜK KIZI (BİTTİ)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin