10. ɮÖʟÜʍ | Yakamoz'un Kalbi

220 98 132
                                    

Multimedya: Yakamoz'un sahte kalbi

Şarkı: Game of thrones/ Suite and Rains of Castamere

--------
X:Yıldızlar, bir sürü küçük noktadan başka bir şey değil.
Y: Bazı şeyler göründüğünden çok daha fazla şey ifade eder...
--------

Gözlerimi şiddetli sarsıntıyla araladım. Yerden destek alarak güçlükle doğruldum. Karşımdaki bomboş salona ifadesiz gözlerle bakıyordum. Evren'i görmeyi umarak masaj koltuğuna döndüm. Orda değildi, hiçbir yerde değildi...

Salona yayılan yabancı seslerin yarattığı ekoyla telaşla hareketlendim. Bir oraya bir buraya giderken deli gibi görünebilirdim ama hislerim iyi olayların habercisi değildi.

Yaklaşan adım sesleriyle saklanabileceğim en mantıklı yer gibi görünen masaj koltuğunun arkasına gizlendim. Kalbim güm güm atıyor, nefeslerim boğazımda tıkanıyordu. Gözlerimi kapatıp sakinleşmeye çalışarak elimi göğsüme koydum. Derin bir nefes alıp fark ettirmeden kapıya doğru baktım.

Uzaktan bile belli gümüş grisi gözleri, platin sarısı saçları ve uzun tırnaklarıyla cadıların bütün özelliklerini taşıyan bu iki kişiyle; düzen verdiğim nefeslerim şaha kalkıp kalbimin ağzımda atıp  nefesimin boğazımda tıkanmasına yol açmıştı. Bunlar hiç şüphesiz cadılardı.

Sakinleşmek zorundaydım. Yoksa beni, seçilmişlerin son umudu olan beni, bulur ve Allah bilir neler yaparlardı. Keşke Fortest burda olsaydı, içimi rahatlatan o ılık hisse o kadar ihtiyacım vardı ki...

Fortest'i düşünmek bile içime bir sıcaklık yaymış, beni sakinleştirmişti az da olsa... Derin bir nefes alarak sadece bir noktaya odaklanan cadılara baktım. Uzun boylu, yakışıklı ve yapılı olanın yanında sırıtan kısa boylu, tıknaz, güzel olmaktan fazlasıyla uzak orta yaşlarındaki kadının çirkin mimikleri kafamı çevirmek istememe sebep oldu.

Tekrar bakınca dudağını büzüp duran ve gözleri sürekli kıpraşan bu kızın mimiklerine daha fazla dayanamayıp iğrentiyle arkamı dönerken hemen arkamdaki dik durumdaki haltere çarpmamla gözlerimin büyüyüp kalbimin damağımda atmasına korkuyla şahit oldum.

Beklediğim tok ses gelmemiş, hiçbir yerim acımamıştı. Korkuyla irileşen gözlerim yere düşen halteri aradı ama halter de dokunulmamış gibi öylece, ilk gördüğüm gibi duruyordu.

Derin derin nefesler alırken inip kalkan göğsüme söz geçirmek istercesine elimle bastırdım. Tekrar Fortest'in içime yaydığı o ılık hissi düşledim. Biraz daha iyiydim.

Halterin yere devrilmeyip Evren'in burada olmasının tek bir mantıklı açıklaması olabilirdi; Tekrar geçmişteydim...

Dudaklarımı birbirine bastırıp gözlerimi kısarak başımı hafif yana eğip cadılara baktım. Gözlerini diktikleri duvara doğru ağır adımlarla ilerliyorlardı.

Nefesimi tutarak ayağa kalktım. Artık tamamen görünür vaziyetteydim. Her ne kadar geçmişte olduğuma kanaat getirmiş olsam bile kalbimin esareti altına girdiği korkuya engel olamıyordum.

Her şeyi göz ardı ederek cadılara karşı önce korka korka, fark edilmediğimi anladıktan sonra ise hızlı hızlı adımladım. Karşılıklı duran iki cadının arasına girip gözlerini diktikleri duvara baktım ben de. Düz duvardı; diğer tüm duvarlar gibi...

Duvarın ne özelliği olduğunu anlamasam bile cadıların dikkatini bu kadar vermesine ve benim geçmişe geçmeme sebep olacak kadar önemli bir şey olduğu aşikardı.

"Nasıl açacağız, Sonna bir şey söyledi mi?" Boğazdan gelen cırtlak sesiyle kulaklarıma işkence gibi gelen bir kaç saniyeyle bu tıknaz cadıdan nefret etmiştim.

ʄօʋռɨҡʟɛʀ| Ürkek Kahraman (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now