BÖLÜM 9 ''Yandım ve Kül oldum''

14.1K 1.2K 284
                                    

Merhaba!Lütfen okurken amatör bir yazar olduğumu unutmayınız

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Merhaba!Lütfen okurken amatör bir yazar olduğumu unutmayınız. Hatalarım olabilir şimdiden uyarıyorum sizi.Anlayışınız için teşekkürler.

Umarım beğenirsiniz :)

Alex'in sert ve uzun kolları belime dolanmış,yüzü yüzüme çok yakındı. Kalbimin ritmi hızlanırken Alex'in nefesi yüzüme vuruyordu. Tanrım o kadar yakındı ki! Ve o kadar muhteşem! Alex gözlerini dudaklarıma çevirdiğinde ise hayat benim için bitmişti. Ona deli gibi aşıktım ve Tanrı biliyor ya, beni öpsün diye canımı bile ortaya koyardım.

Derin derin nefesler alırken onunda tıpkı benim gibi derin nefesler aldığını hissediyordum. Bu aklımı daha da çok alıyordu. Tanrım,bu duruma nasıl gelmiştim ben? Nasıl bu kadar aşık olmuştum?

Kollarının dokunduğu her yerimi tatlı bir uyuşma kaplamıştı. Öyle bir uyuşmaydı ki bu kalbimi bin bir parçaya bölüyordu. Alex gözlerini dudaklarımdan gözlerime çevirdi tekrardan. Onun yeşil gözlerinin odacıklarında gördüğüm şaşkınlık ve arzu kırıntıları beni benden almaya yetmişti.Dayanamıyordum artık!

Birkaç saniye daha gözlerine baktıktan sonra kafamı hafifçe ona doğru ilerlettim. Tanrı biliyor ya bunu yaptığım için kendimden nefret edecektim ama kalbime söz geçiremiyordum. Evet,onu şimdi burada karanlıkla aydınlığın tam ortasında,küf kokusu ve onun odunsu tarçın kokusu eşliğinde öpecektim.

Kafamı ona doğru uzatırken gözlerimiz birbirinden kopmamıştı. Geri çekilmiyordu,Tanrı biliyor ya çekilirse mahvolacaktım. Ilık ve sert nefesi dudaklarıma vuruyordu artık ve inanın bu ölmem için yeterli bir sebep olurdu ama onun dudaklarının tadına bakmadan ölmek istemiyordum.Dudaklarım onun dudaklarına küçücük bir mesafe kala durdu.Tepkisini ölçmeye çalışıyordum,neden geri çekilmiyordu? O da mı istiyordu? Belki benim istediğim kadar değil ama istiyordu.

Kalbim deli gibi atarken saniyelerce öyle durdum.Daha sonra dudağımı onun kalın üst dudağına hafifçe değdirdim.Kalın üst dudağını hafifte olsa kendi dudaklarımın arasında hissetmemle, İşte o an her şey tepetaklak oldu.Önce alev aldım,yandım cayır cayır. Öyle bir yanıştıki bu, benden geriye bir kaç kül taneciği kaldı. Daha sonra yavaşça yükseldim göğe doğru,özgür hissettim sanki tamamlanmışlığa ulaşmak üzereydim. Daha sonra süzüldüm gökyüzünün sınırında ve en sonunda yok oldum. Artık tamamlanmıştım.

Küçücük bir dokunuştu bizimkisi ne arzu dolu ne de iştahla. Sadece dudaklarımız hafifçe birbirine sahip oluyordu,hareket etmeden sakince. Ne ben geri çekiliyordum ne de o. Ne ben gözlerimi ondan alıyordum ne de o. Alex hafifçe hareket edip kollarını bana daha da sardı.Kollarının o büyülü dokunuşlarında kayboldum o an,daha sonra odunsu ve tarçın kokusuyla mest oldum,sanki cennetin kokusuydu.

Öyle derin şeyler hissediyordum ki,kocaman şişirilmiş bir balon gibiydim;Her an patlayıp etrafa saçılan.Yavaşça dudaklarına uyguladığım hafif baskıyı durdurup geri çekildim ama ne gözlerine bakabiliyordum ne de onun o muhteşem yüzüne. Gömleğinin beyaz yakalarına gözlerimi diktim ve nefesimi kontrol etmeye çalıştım. Onun gözleri benim üzerimdeydi,bunun farkındaydım. Kimse konuşmuyordu,hala az önce yaptığım şeyin etkisindeydim ve Tanrı biliyor ya pişman da değildim.

MAVİ KUBBELER : Yalnız Prens ( -TAMAMLANDI- )Where stories live. Discover now