#Wattys2018longlist
05/01/2018 Bilim kurgu #1
Dünya tamamen değişmişti.
Savaşlar, kaos, atom bombaları insan soyunu neredeyse tüketmiş ve dünyayı yüzyıllar öncesine kadar geriletmişti. Bu yüzden dünya savaşmak yerine barışıp soylarını korumaya ka...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
''Hayır'' dedim setçe. ''Beni arkada bırakıp öylece gidemezsin'' diye devam ettim. Alex bana doğru geldi ve ellerimi tutup ''Seni tehlikeye atamam Cass'' Ellerimi silkeleyip onun tutuşundan kurtuldum ve geriye doğru bir iki adım atıp ''Bu yola birlikte çıktık ve birlikte devam edeceğiz'' Sinir ve korkudan başım dönüyor,ellerim titriyor ve nefesim kesiliyordu. Beni bırakması düşüncesi bile beni mahvediyordu. Hadi onu geçtim tehlikelerle dolu bir yere gitmesi beni delirtiyordu. Sinirle ellerimi saçlarıma geçirdim ve ''Buna izin veremem olmaz'' demeye başladım.
Alex bir iki adımda yanıma gelip ''Cass sakin ol'' dedi. Onu duymazdan gelip yeniden ''Gitmene izin veremem,bensiz bir yere gidemezsin'' diye sayıklamaya başladım. Alex bir elini saçlarıma diğerini belime koyup beni kendine çekti ve anlını anlıma dayayıp ''Şş sakin ol Cass,tamam sensiz bir yere gitmeyeceğim'' diye devam etti. Cevap vermedim,sıcaklığının vermiş olduğu rahatlamayla öylece ayakta dikildim. Beni bırakmasına asla izin veremezdim,onu seviyordum ve tehlikeye girmesine göz yumamazdım,en azından bensiz.Bir kaç uzun dakika sonra birbirimizden ayrıldık ve masanın üzerinde duran boş tabakları mutfağa götürdük ardından birlikte dağılmış mutfağı toparladık.
Tezgahın üzerini sildikten sonra bezi tekrardan yıkadım ve köşeye güzelce koydum. Alex ayakta durmuş tabakları kuruluyordu. Göz ucuyla güzel yüzüne baktım,benden habersiz planlar yapıyordu ve planlarının içine beni katmıyordu. Bu beni fazlasıyla sinir etmişti,neden beni dışlamıştı? Tamam tehlikeli bir durumdu ama şuanda Batı krallığında arananlar listesinin ilk sırasında adım altın harflerle yazılıydı,yani şimdide tehlikeli bir durumdaydım.
Derin bir nefes aldım ve arkamı dönüp küçük yatak odasına doğru yürüdüm,Alex tabakları bırakıp peşimden geliyordu.Ona bu yaptığının ne kadar sinir bozucu bir şey olduğunu göstermeliydim. Bu yüzden işe yarayıp yaramayacağını umursamadan bir kaç plan kurdum kafamda.
Odaya girince köşeye koyduğum çantamın içinden defter ve kalem alıp oturma odasına geçtim ve Alex'in ne yaptığımı göremeyeceği koltuklardan birine kurulup saçma saçma şeyler karalamaya başladım. Alex beni izliyordu ama onu aldırmadım ve çöp adamlar ordusu çizmeye devam ettim.
''Ne yapıyorsun?'' diye sordu Alex yavaşça. Kafamı kaldırıp ''Hiç'' dedim gülerek, ardından yazı yazmaya devam ettim. Merak etmesini hatta sinir olmasını bekledim ama o tam tersine, Güney kitaplarından birini alıp çevirmeye devam etti. Hadi ama neden sinir olmuyordu? Sıkıntıyla iç çektim ve saçma saçma resimler çizmeye devam ettim.
Tam bir saattir köşede oturup defterimin canım temiz sayfalarını karalıyordum. Alex ise kafasını kitaptan kaldırmamıştı bile.Merakıma yenik düşüp elimdeki defteri kenara koydum ve ayağa kalkıp masanın yanına gidip Alex'i izlemeye başladım.
Kafasını kaldırıp ''Resim çizme işin bitti mi?'' diye sorunca şaşkınca ona baktım. Hadi ama nasıl görmüştü! Şaşkınlığımı görünce hafifçe gülüp ''Kalemi oynatış biçiminden resim çizdiğini anladım'' dedi ve ''İnsanlar hareketleriyle neredeyse her şeyi ele verebilir ve ben iyi bir gözlemciyimdir Cass,azda olsa anlayabiliyorum'' diye ekledi.