16

7.3K 445 179
                                    

Jungkook'un sarılması ardından hep birlikte bir yere oturmuştuk. Yanındaki arkadaşları Jimin, Taehyung, Mina ve Taerin ve benim arkadaşlarım ile.

Jimin minyon tipli ama birazda egoist bir tip gibiydi fakat güldüğünde 5 yaşında bir çocuk gibi oluyordu. Mina öğrendiğime göre Jimin'in kardeşiydi. Havalı, sessiz güzel bir kızdı. Saçları turkuazdı. Şimdi bakınca Yoongi ile saç renklerine kadar aynıydılar. Onlar da bunu fark etmiş olacak ki geldiğimizden beri birbirlerini inceliyordular.

Taehyung çok saf bir tipteydi, dikdörtgen gülüşü ona ayrı bir hava katıyordu. Taerin de Taehyung'un kardeşiymiş. Aynı Taehyung gibi gülüyordu. Enerjik bir tipteydi o da geldiğinden beri Hoseok ile sohbetini ilerletmişti.

Min ji, Jimin'i kesiyordu eğer arkadaşımı tanıyorsam kesin etkilenmişti ondan.

Sae Jin ise utangaçca bardağı ile oynuyordu. Yeni insanlar ile tanışmayı seven bir tip değildi.  Taehyung ise onun utangaç hallerine bakıp gülümsüyordu.

Ben, Jungkook, biz... Biz sadece etrafa bakıyorduk. Arasıra ona baktığımda göz göze geliyorduk. Pişman gibi bir hali vardı. Ben ise umursamaz gibi görünmeye çalışıyordum. Ama sadece çalışıyordum, çünkü Jungkook bana bakarken pek te umursamaz olamıyorum malesef.

''Daha ne kadar etrafı ve insanları izleyeceksin Yu jin? ''

Jungkook'un büyümesi nedeniyle değişen sesini duyduğumda ona döndüm.

''Ah dalmışım.  ''

''Ben cidden sana ulaşmayı denedim Yu jin. Evine geldim ama taşınmıştınız. Numaranı değiştirmiştin. ''

''Giderken neden bir şey demedin? ''

''Zordu Yu jin, zordu.''

''Zor olan ne?' '

''Senden ayrılmak. Sen benim sahip olduğum tek arkadaştın. Kardeşim gibiydin. Hala da öylesin. ''

Kardeş?

''Anladım. Sorun değil. ''

''Seni cidden özlemişim ufaklık. ''

''Yaa! Kime ufaklık diyorsun sen?! ''

''Sana. ''

Gülüşün beni gülümsetiyor Jeon Jungkook.

''Ah vıcık vıcık. ''

Yoongi ve Mina'nın aynı cümleyi, aynı bıkkınlıkla söylemesine hep birlikte gülmüştük. Cidden aynıydılar.

''Öğrenciler seçtikleri ders doğrultusunda sınıflarına gitsin. ''

Anonsu duymamız ile hamgi derse gireceğimizi öğreneceğimiz listeye baktık.

Bende şans olsa Jungkook'un sevgilisi olurdum ama yok ki. Aynı sınıfta değiliz. Ben enstrüman sınıfına girecektim o ise çizim sınıfına. Bugün zaten bir derse girip bırakıcaktılar. Onunla ve arkadaşlarıyla selamlaşıp enstrüman sınıfına yol aldım.

İçeride her türlü enstrüman vardı. Boş bir yere oturup etrafı inceledim. Yanımda kıpırdanma hissedince kafamı çevirdim.

''Selam, ben Chanyeol, Park Chanyeol. Sen? ''

''Yu jin, Kim Yu jin. ''

''Memnun oldum Yu jin. Her ne ihtiyacın olırsa bana sorabilirsin. Enstrümanlardan ben sorumluyum. ''

''Ah, tabi ki. Teşekkürler ederim. ''

''Resmi olmana gerek yok, rahatça konuş benimle.' '

''Tamam, saol. ''

Ayapa kalkıp gittiğinde boyuna baktım. Bu çocuk cidden uzundu.

Ders bitiminde çıkar çıkmaz karşımda bu görüntüyü görmek istemiyordum. Ağlamak istiyordum şu an. Saçmamıydı bu tepkim acaba?

Ama eski arkadaşım - şimdiki düşmanım- ile Jungkook 'u gülüşürken görmek pek iyi hissettirmiyordu.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Tam 400 kelime 👏
Umarım beğenmişsinizdir. 💕

So Long ♡~Jeon Jungkook Where stories live. Discover now