18

6.7K 422 23
                                    

1 hafta geçmişti Jungkook'u sadece birkaç kez görmüştüm. Gördüğüm her zaman kaçmıştım ondan . O zamanlarda yanında Jisoo vardı.

Kızlar bizim evimize, Jungkook larda karşı eve taşınmıştılar.

Öğrendiğime göre Jisoo ve Jungkook geçen yaz görüşmüşler. Daha doğrusu karşılaşmışlar ve takılmışlar.

''Jungkook'u bir saniye bile yalnız bırakmadı. Yılan gibi kız ya. ''

Taerin ve Mina'nın Jisoo ile ilgili anlattıklarını dinlerken sinirden kuduruyordum.

''Şimdiki söyleyeceğim şey seni üzebilir. ''

Onlara güvendiğim için Jungkook'u sevdiğimi söylemiştim.

''Bir süre sevgili oldular hatta. ''

Dediklerini daha yeni yeni anlıyordum. Bana lisenin bittiği gün Jungkook'u bulacağını söylemişti. Bulmuştu da. Fakat Jungkook'un onunla sevgili olacağı pek te aklıma gelmezdi.

''Neden ayrıldılar?''

''Bilmiyoruz. Jungkook ayrıldı. ''

Odama gidip üstümü giyindim. Biraz gezinmek fena olmazdı.

''Ben çıkıyorum. Hava alacağı.  ''

''Peki. ''

Havalar hala soğuktu bu yüzden deri ceket ve bir tayt giydim. Başıma da kırmızı beremi geçirip çıktım.

Çıkar çıkmaz karşı dairenin kapısı da açılmıştı. 

Çıkan kişi benim gibi simsiyah giyinen ve aynı benim gibi kırmızı bere takan Jungkook 'tan başkası değildi.

Bu tesadüfü fark etmiş olacak ki beni süzüp gülümsedi.

Dargındım, Jisoo' yla bile görüşmüştü fakat benimle görüşmemişti.

''Nereye? ''

''Yürüyeceğim. ' '

''Tek başına mı? ''

''Evet. ''

''Ben de yürüyecektim. Birlikte gidelim. ''

''Tamam. ''

''Neden soğuksun? ''

''Soğuk değilim. ''

Başka bir şey demeden merdivenden aşağıya indim. O da peşimden geliyordu.

Sessizce yürüdük. Ne o konuşuyordu, ne de ben.

Daha fazla sessizliğe dayanamayıp ilk konuşan o oldu.

''Yanlış bir şey mi yaptım? ''

''Evet. Yaptığın her şey yanlış. Gitmen, gelmen, Jisoo ile konuşman, her şey. ''

''Gelmem? ''

''Onu demek istemedim. ''

''Ne demek istedin Yu jin? ''

''Geç gelmen. Çok geç geldin Jungkook. Seni ne kadar özledim haberin var mı? ''

''Biliyorum. Hayat şartları bunu gerektirdi. Ama ben buraya geldiğimde eski Yu jin'i bulamadım. Eski Yu jin hep gülümserdi, bana hep sarılırdı, yaramazlık yapardı, beni sevdiğini söylerdi. Ben ne beklentiler ile geldim buraya biliyor musun? Bilmiyorsun, çünkü sadece seni bırakıp gitmeme kafayı taktın. Şimdi yanında olduğumu hiç düşünmedin. ''

''Büyüdük Jungkook. Sen de değişmişsin. Ne zamandır arkadaşına zarar veren kızlar ile sevgili oluyorsun?''

''Kimden bahsediyorsun? ''

''Jisoo 'dan.' '

''Sana ne yaptı da o? ''

''Hiçbir şey bildiğin yok. Sen gittiğinde neler yaşadım biliyor musun!  Ah tabi ki bilemezsin sen o zaman yoktun çünkü. Jisoo sırf seni sevdiği için benimle kavga etti. Eskiden hatırlıyor musun beni hep koruduğun bir çocuk vardı. Orta okulda bana sarkardı. Bizden büyük olması senin umrunda olmaz sadece beni korumaya çalışırdın.''

Göz yaşlarım düşünüyordu artık. O iğrenç gün aklıma geliyordu. İğrenç dokunuşları, sözleri her şey aklıma gelmişti tekrardan.

''Beni sıkıştırıp... ''

Derin bir nefes aldım. Gözlerimin içine bakıyordu. Utancımdan ona bakamıyordum.

''... Bir anda beni sıkıştırıp öpmeye başladı. İlk öpücüğümü piçin tekinden aldım Jungkook. Sen yoktun. Öpücüğü derinleşti, vücudumun her yerini o tiksinç elleri ile elledi. Yapma dedim ama dinlemedi Jungkook. Yapma dedim-''

''Şşşş, tamam ağlama. Artık ben varım. Seni asla yalnız bırakmayacağım. ''

Sesi kızgın çıkıyordu. Elleri ile saçımı okşuyordu. Özlemiştim bu duyguyu. Beni ağlarken sakinleştirmesini,sarılmasını. Tam anlamıyla onu özlemiştim.

''Ben çok özür dilerim. ''

''Dileme. ''

Sadece o anı yaşadım, sanki bir daha görüşmeyecek gibi sarıldım ona. Onu hissettim...

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Bir sonraki bölümde flashback olacak.
Umarım beğenmişsinizdir 💕

So Long ♡~Jeon Jungkook Where stories live. Discover now