28 Final

8.2K 513 78
                                    


Hayat gariptir. Birinden hoşlanırsınız, daha sonra seversiniz, aşık olursunuz ve   ölürsünüz.

Uzak mesafelere rağmen seversiniz, sizi sevmemesinde rağmen bu içinizdeki sevgi bitmez, bitemez.

Çaresiz hissedersiniz o an anlarsınız size kötü geldiğini.

Onu hayatınızdan çıkarma kararı alırsınız ve bir nevi başarılı olursunuz. Ama bir gün, öyle bir an gelirki tam unuttum dediğinizde - ki o zaman bile kendinizi kandırıyor olursunuz- karşınıza yine çıkar.

Bu kez daha çok bağlanırsınız, istemeden de olsa o duygular sizi kendi içine hapseder.

Bende de böyle oldu, Jungkook gittiğinde unutmayı denedim tabiki sadece sözde başarılı oldum, ama bu kalbim kabullenememişti.

Gözlerini tekrar görünce, kokusunu içime tekrar çekince, tekrar güven bulduğun bedene sığınınca anlamıştım unutmadığımı.

Tekrar karşıma çıktıktan sonra daha da büyüdü hislerim sevmekten aşka dönüştü, ölümüm ne zamandı peki?

Ölmedim ben, onun sevgisi beni yaşattı.

Bu yüzden minnettarım Jungkook'a, daha önce bilmediğim sevgiyi bana verdi, beni sevdi.

Birlikte şu an küçükken keşfettiğimiz tepemizde, elimizde defterlerimiz ile dikiliyorduk.

Manzara güzeldi ama sağımdaki Jungkook daha güzeldi, hafif esen rüzgar ile saçları uçuşuyor, büyülenmiş gibi manzaraya bakıyordu.

Defterleri verme zamanıydı, garip hissediyordum çünkü bunlar benim hislerimdi, o defter bendim.

Huzur bulduğum gözlerini çevirince gülümsedim.

Hala inanamıyordum, hayalini kurduğum insan şimdi benimdi.

Sahiplenmek garipti fakat kim sahiplenmezdi ki?

Kim mutlu olmazdı sevdiği kişi ile sevgili olunca, gerçek anlamda sevgililikten bahsediyorum.

Öyle ergen hallerindeki uyduruk sevgililiklerden değil.

Ben kaç göz yaşı döktüm onun için, kaç gece resimlerine bakıp ağladım sarılamadığım için.

Ben ona olan hislerimi, onun bende olan yerini kimseye anlatamadım. Anlamadılar beni, ya da ben anlatamadım sevgimi.

Boğazını temizleyip defteri uzattı, bende onun gibi yapıp defteri uzattım.

Önce eğilip kızardığına emin olduğum burnumu öptü daha sonra küçük bir buse kondurup geri çekildi.

Defteri aldığımda ilk sayfasında ki yazı dikkatimi çekti,

'Bu defter benim değil, bu defterin ta kendisi benim. '

Gülümseyip açtım, bu sırada yere oturmuştuk.

Aradan saatler geçti ikimizde deftere odaklanmış bir şekilde hiç bir şey konuşmadan öylece defterlere baktık.

Defter bittiğinde göz yaşımı fark ettirmeden silmeye çalışıyordum ki uzun ince parmakları bana engel oldu.

''Ağla meleğim, sana böyle davrandığım için özür dilerim, beni biliyorsun hislerimi gösteremem ama seni sevdiğimi bil yeter. ''

''Biliyorum, seni seviyorum Jungkook hemde çok. Anlatamıyorum. İyiki geri geldin, iyi ki seni tanıdım. ''

''İyi ki beni sevdin Yu Jin. Sevdiğin kişi olduğum için çok şanslıyım. ''

''Sevdiğim kişi sen olduğun için asıl ben şanslıyım. ''

Bizim hikayemiz yeni defterler ile devam edecek ama tek fark artık tek deftere yazacağız, çok sayfası olan tek deftere çünkü artık bizim hikayemiz ve biz biriz.

--------------------------------------------------

Ani bir final oldu, bu zamana kadar umarım beğenmiştirsiniz. Oy veren ve yorum yapanlara çok teşekkür ederim sizi seviyorum 💕

So Long ♡~Jeon Jungkook Where stories live. Discover now