19

11.6K 944 194
                                    

Merhabalar yavrumlar

Uzun bir süreden sonra bölüm attım.

Umarım  beğenirsiniz.

Hikaye ve bölüm hakkında ki görüşlerinizi yorum olarak bana iletin lütfen. 

&&&

Oturduğum yerden biraz canlandım.Jimin'nin koltukları Hoseok'un koltukları kadar rahat değildi.Popoma bir şey batıyormuş gibi hissediyordum.

"Taehyung arıyor." Jimin içeride çalan telefonumu bana getirdiğinde elinden alıp kulağıma götürdüm.Taehyung telefonu benim aldığımı fark etmemiş olmalı ki bağırmaya devam ediyordu.Telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırıp ne dediğini anlamaya çalıştım.

"Hyung boğuluyorum sanırım.." Bir kaç kere öksürmüş ve hapşurmuştu.Boğazımı temizleyip ağzımı araladım.

"Taehyung?" Benim sesimi duyması ile daha çok öksürdüğünü fark ettim.Şuan nerede olduğunu anlayamamıştım.Ve neden aradığını merak ediyordum.Hormonlarım ise zaten olan merak duygumu daha da çoğaltmıştı.

"Ah Noona! Ne olur kurtar bizi." Kaşlarım hafif çatılmış ve alnım kırışmıştı.Neyden bahsediyordu? "Hoseok Hyung sıkıldığı için mutfağa girip bir şeyler yapacağını söyledi.Durdurmaya çalıştık fakat şuan burası unla dolu." 

Hoseok mutfak konusunda gerçekten beceriksizdi.Becerikli olduğu tek konu kahve yapmaktı.O zaten en kolay şeydi.Sanırım benim şuan neden Hoseok'un yanında olmadığım daha önemliydi.

O gün.Bir nevi birbirimize açıldığımız gün.

Ne hissedeceğimi , ne diyeceğimi , nasıl davranacağımı bilmiyordum.Hoseok bana beni sevdiğini söylemişti.Bundan daha mutlu olduğum bir gün daha hatırlamıyorum.Fakat o an arkamı dönmüş ve o sokaktan çıkmıştım.

Bunu neden yaptığımı dahi bilmiyordum.Hoseok arkamdan bağırmasına rağmen durmamış ve kalabalığın arasına karışmıştım.Daha sonra ise Yoongi'yi aramış ve beni olduğum yerden almasını istemiştim.

Şimdi ise Yoongi ve Jimin'nin evindeydim.Sanırım Hoseok'u görmeyeli tam olarak 2 gün oluyordu.Benim burada olduğumu biliyordu fakat sanırım yaşadığım duygu karmaşasının farkındaydı.Bana zaman tanıyordu.

Ona minnettardım.

Hormonlar beni gerçekten çok zorluyorlardı.

Hala onunla nasıl bir iletişim kuracağımı bilmiyordum.Ne diyeceğimi bilmiyordum.Nasıl davranacaktım? Yavaşça rahatsız koltuktan kalktım.Telefonu Taehyung'a bir şey söylemeden kapatırken Jimin suratıma sorarcasına bakıyordu.

"Sanırım gitmeliyim." Jimin'nin yanından geçerek kapının yanında bulunan askılıktan kabanımı aldım.Jimin yanıma gelip giymeme yardım ederken kendi montunu da alırken gördüm.

"Bende seninle geleceğim." Bir şey söylemeyip üzerini giyinmesini bekledim.Tek gidemeyeceğim çok belliydi.Beni geren tek şey Hoseok ile karşı karşıya gelmekti.

Beni sevdiğini söylemiş , bana karşılık vermişti.

Sevgim , aşkım karşılıksız değildi.

Bu bir yandan beni sevindirirken diğer yandan geriyordu.Ona vereceğim ilk tepki beni geriyordu.Jimin montunu giydikten sonra evden çıkmış ve Jimin'nin arabasına binerek Hoseok'un evine doğru gitmeye başlamıştık.

Oldukça uzak olduğu için biraz uzun sürmüştü yolculuğumuz.Jimin birşey sormamış ve konuşmamıştı.Bu aralar onu biraz düşünceli görüyordum.Fakat nedenini bir türlü çözememiştim.Genelikle çok konuşkan olurdu.Oldukça sakin ve suskundu.

Sessiz geçen yolculuğun ardından Hoseok'un evine ulaşmıştık.Arabadan inip apartmana girdik.Hoseok'un evi üst katlarda olduğu için asansörü kullanmıştık.Ve benim asansörlere karşı değişik bir korkum oluşmuştu.Normalda böyle bir şeye sahip değildim fakat artık kapalı alanda sıkışmış gibi hissediyordum.

Ya da şuan da olan gereksiz gerginliğimden dolayı olabilir.

Asansörden inip hemen karşımızda duran kapının zilini çaldık.İçeriden bir kaç ses geldikten sonra kapı açılmıştı.

"Ah Noona! Gelmeyeceksin zannettim." Taehyung'a cevap vermeyip içeriye doğru bir adım attım.Üzerimde ki montunn fermuarını açarken Taehyung önümde çekilmiş ve içeriye girmem için yol açmıştı.Daha fazla beklemeyerek üzerimdekini çıkarmıştım.Şuan 3 kat daha gergin hissediyorum.

Hoseok ile beraber olduktan sonra bile bu kadar gerilmemiştim.Neden şuan böyle hissediyordum? Terliyen ellerimi üzerimde ki tişörte sildim.

"Mutfakta mı?" Taehyung kafasını sallarken Jimin'de montunu çıkarmıştı.Boğazımı temizleyip arkası dönük elinde ki hamur ile uğraşan Hoseok'a doğru ilerledim.Gerçekten her yer unla kaplanmıştı.Mutfağa geçtiğim anda gözlerim ışıldamıştı.Her yer bembeyazdı.

"Bu sefer olacaksın!" Elinde ki hamurla adeta savaşıyordu.Hamuru yoğurmaya devam ederken ne yapmaya çalıştığını çözmek için öylece bekledim.Arkadan gördüğüme göre her yeri un olmuştu.

Saçlarının rengini mi açmıştı?

2 günde?

Biraz daha yaklaştım.Durmadan un kattığı için hamur sertleşmişti ve şekil almıyordu.Göğsümde birleştirdiğim kollarımı açıp ellerimi tezgaha koydum.

"Sanırım unu fazla olmuş." Hoseok kafasını hamurdan kaldırıp kafasını bana çevirdi ve gözleri büyüdü.Elinde ki hamuru bıraktı.

"Hye Su?" Gerçekten saçlarının rengini açtırmıştı.O kadar yakışmıştı ki onlara dokunmak istiyordum.Çok güzeldi.Gülümsedim.

"Çok beceriksizsin." Anlık şoktan çıkarak bana gülümsemiş ve ellerini havaya kaldırarak omuzlarını silkmişti.Ufak bir çocuk gibi görünüyordu.O bu kadar tatlı görünürken bebeğimiz nasıl görünecekti? Umarım babasına benzerdi.

"Bence biraz daha un katmalıyım." Yanında bulunan un dolu kaseden bir avuç un alıp bana doğru gelmeye başladığında gülerek ondan uzaklaştım.

"Sakın bunu yapmayı düşünme Hoseok." Kafasını iki yana sallayarak bana doğru gelmeye devam ederken geriye doğru attığım adımlar ile ondan kaçmaya çalışıyordum.

"Hamurdan bir anne olacak!" Hoseok bana doğru atıldığında ondan uzaklaşmak için bir adım daha atmıştım fakat mutfağın batmış olmasına karşılık kaygan olması adımımı engellemiş ve kaymama neden olmuştu.Hoseok beni belimden yakalayıp düşmekten son anda kurtarmıştı.

Yüzünde gerçekten güzel bir gülümseme vardı.Bazen bu kadar güzel gülümsemeyi nasıl başardığını düşünüp duruyor ve işin içinden kesinlikle çıkamıyordum.Gülümsemesi benim için bir hediyeydi.

"O gün sana tam olarak söyleyemedim." Belimden sıkıca tutarken omuzlarına sıkı sıkı tutunmuştum.Beni nasıl taşıyabiliyordu acaba? Şuan romantik bir anı böldüğümü biliyorum fakat ilk aklıma gelen bu oldu.Hoseok kafasını bana yaklaştırıp alınlarımızı birleştirdi.Aklımda ki herşey uçmuştu.Bu kadar yakın olması beni nefessiz bırakmıştı.

"Ben seni daha çok seviyorum." Dudaklarının arasından çıkan şeylerden sonra dudaklarıma büyük bir gülümseme yerleşmişti.Ona sıkıca tutunan ellerimden birini saçlarına çıkarıp unlu saçlarını karıştırdım.Unlar saçlarından dökülürken gözlerimi kapattım.

Tabii ki bu an bölünecekti.

Taehyung tarafından..

"Haha! Sana söylemiştim Noona , benim sayemde aşık oldu!" 

best friend ❆ jung hoseok✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin