10. Bölüm "Kendi cehennemin..."

12.2K 1.1K 95
                                    

Hayırlı geceler arkadaşlar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hayırlı geceler arkadaşlar. Öncelikle yapılan yorumlara gerçekten çok teşekkür ederim. Umarım bu bölümü seversiniz. Bundan sonra hikaye daha da hareketlenecek. Bakalım ne olur. Keyifli okumalar. 

****

Genç kız ağır adımlarla odanın kapısından annesine doğru ilerlerken aralık bıraktığı kapıdan içeriye Gökçe girmişti. Yatakta uyuyan kadını görünce bakışlarını ona diken genç kız Melek'in seslenmesi ile dikkatini annesinin yanında oturan Melek'e çevirmişti.

"Orada öylece durma, geç otur şöyle," dediğinde Gökçe tedirgin bir şekilde onun dediğini yaparken Melek yeniden bakışlarını annesine çevirdi. Elini avucunun arasına alarak şefkatle öpmüştü. Türbentinin altından görünen saçlarını usulca kenara çekerken Gökçe'nin kendisini izleyen bakışlarını yeniden unutmuştu.

"Nesi var?" Melek genç kıza hüzünlü bakışlarını çevirirken gözlerine biriken yaşları yanağından aşağıya usulca yol almaya başlamıştı.

"Neredeyse düşük yapıyordu. Çok şükür şimdilik iyi," dediğinde Gökçe korkuyla Asude'ye bakmıştı. Yüzünün güzelliği o kadar masum bir şekilde parlıyordu ister istemez uyuyan kadına karşı bir hayranlık oluştu içine. Melek onun annesini incelediğini görünce içten bir şekilde gülümsemişti.

"Annem seni çok sevecek," dedi. Gökçe duydukları karşısında birden irkilirken Melek uzanarak onun elini tutmuştu. "Korkma, annem hayatında görebileceğin en iyi niyetli insandır. Ona çekinerek yaklaşırsan annemi üzersin." Gökçe susmayı tercih etmişti. Ne söyleyebilirdi ki? Bu zamana kadar kimseyle uzun süren konuşmalar yapmamıştı. Melek ona anlayışla bakarken gözü annesinin kolunda ki seruma takılmıştı. Bitmesine az vardı. Elbet doktor gelip annesini kontrol edecekti. Garip bir şekilde annesinin emin ellerde olduğunu düşünüyordu.

Genç adam annesinin peşinden evin en dip odalarından birine doğru ilerlerken yanından yedi yaşlarında bir çocuğun koşarak ilerlediğini hayal etmişti. Küçükken annesinin yanına giderken bu koridordan koşmayı çok severdi. En sonda ki kapıya yaklaştığında ise aniden durarak kapıya son anda çarpmamayı başarıyordu. Hüzünlü bir gülümseme ile annesinin peşinden odasına girerken gözleri istem dışı odada dolanmıştı. Normal bir odaya göre oldukça büyük olan odanın yüksek penceresinin önünde genişçe bir sedir vardı ve hemen önünde ahşap işlemeli antika orta sehpa... O sehpanın üzerinde döşeme parçaları ile oynayışını, annesine her birleştirmede gülümseyerek bakışı hala gözünün önündeydi. Başını diğer tarafa çevirdiğinde üzerinde eskiden tül cibinliği olan ahşap ökçeli yatağın çıplak dört direğine bakmıştı. Görkemli olan ahşap yılların verdiği bakımsızlıkla iyice yıpranmıştı. Annesinin yatağının bu kadar eskimiş olmasından hoşlanmamıştı. Annesinin yanında uzandığı o yıllarda tülün ardında attığı kahkahaları düşününce gülümsemişti. O ihtişamlı koca yataktan geriye sadece ağacının kaliteli olduğu belli olan yataktan bakışlarını çevirmişti. Bir duvarı boydan boya kaplayan gömme dolabın kapaklarından birinin kırık olduğunu görünce dişlerini sıkmıştı.

KARA DUVAK (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin