12. Bölüm "Gerdek!"

15.4K 1.3K 294
                                    

Keyifli okumalar arkadaşlar.Ben bu bölümü yazarken oldukça keyif aldım. Umarım siz de okurken alırsınız.

**

Taşlı yollarda ilerleyen arabanın içinde çıt çıkmıyordu. Öfkeliydi! Başını arabanın camına doğru çevirerek baba topraklarında ilerleyişini izlemeye başladı. Her karışında atını sürdüğü topraklara daha şimdiden özlemle bakmaya başlamıştı. Sıkıntıyla ellerini birbirine yapıştırarak tırnaklarıyla oynadığının bile farkında değildi. Yanındaki kadın onun sıkıntısını fark edince elini genç kızın ellerinin üzerine koyarak dikkatini çekmeye çalıştı. Küçük temasla bakışları Güler Hanım’a dönen Melek kadının ıslak gözleriyle karşılaşınca kara duvağının altından ona minnetle gülümsedi. Kadın duygusal bir sesle, “Korkma kızım, belki annen gibi olamam ama elimden geldiğince yanında olacağım” dediğinde Melek ağlamamak için kendisini zor tuttu. Bugün güçlü olmak zorundaydı. Kadının kendisine olan sıcak davranışından daha da güç aldığını hissetti.

“Bugün gelmeliydi, Güler anne, en azından bugün gelmesi gerekiyordu. Kendim için istemedim, babam için gelmesi gerekirdi.” Güler Hanım genç kızın elini daha da sıkarken Melek daha fazla dayanamayıp gözünden aşağı yaşları salıverdi. Onun hıçkırdığını duyan kadın genç kızı kollarının arasına çekerek sıkıca sarıldı.

“Özür dilerim, onun adına özür dilerim, kızım.” Melek hızla kollarından çıkarak ağlayan kadının yüzünü avuçlarının arasına aldı. Melek ne yaptığının farkında değildi, o anda sadece içinden geldiği gibi davranıyordu. Başını hızla iki yana sallayarak,  “Onun davranışlarının sorumlusu sen değilsin, anne!” derken Güler Hanım genç kızın kendisine anne diye seslenmesi üzere duygulanarak yeniden ağlamaya başladı. Kendi çocuğundan bile anne hitabını doğru düzgün duymamışken bu kızın kendisini bu kadar kolay kabullenmesi içini ısıttı.

“Bugünkü davranışını affedemem. Bugün bana yaptığını ona ödeteceğim. Bunun için şimdiden üzgünüm, anne!” diyerek yeniden başını cama çevirdi. Kara duvağının altından geride kalan tarlaları izlerken düşünmeye başladı. Köy sınırına geldiklerinde geride bıraktığı toprakları zihninde hapsetmek için gözlerini kısa bir an kapattığında araba sarsıntıyla durmuştu. Melek öne doğru savrulurken Güler Hanım endişeli bir şekilde ona baktı.

“İyi misin, kızım?” Beş arabalı konvoy anında yolunun kesilmesiyle neye uğradığını şaşırmıştı. Güler Hanım belki de hayatında ilk kez sesini yükselterek, “Ne oluyor, kahya?” diye sordu. Adam mahcup bir şekilde,

“Hanımım, iki araba yolu kesmiş” dedi. Melek kara duvağını açarak ileri baktığında gözünden akan yaşlara engel olamadı. Arabanın kapısını hızla açarak dışarıya çıktığında ayakları titriyordu.

“Meleğim!” Kendisine seslenen adamın sesindeki hüzün genç kızın içinin titremesine neden olurken herkesin şaşkın bakışları arasında koşarak karşısındaki adamın boynuna sıkıca sarıldı.

“Amca?”   Melek karşısında Yağız amcasını görünce daha fazla içindeki duygulara engel olamayıp kendisini kollarına attı. Yağız ilk yeğenine, kızından ayırmadığı Melek’e kollarını dolarken “Ağlama meleğim, yapma. Gel, vazgeç eve dönelim” dedi. Melek amcasına daha sıkı sarılırken birden amcasının arkasında gördüğü yüzle ağlaması daha da şiddetlendi.

“Hala!” Songül, Can’ın kendisini arayarak Melek’in kuma olarak evleneceğini söyleyince hemen abisi Yağız’ı aramış ve bu işe mani olmak istemişti. İkili köy çıkışında birleşerek düğün konvoyunun önünü kesip yeğenlerini nasıl vazgeçireceklerini düşünüyorlardı.

“Halacım...” Melek amcasının kollarından çıkarak Songül’ün kollarına sığınırken ikili ağlamaya başladı. “Canım, vazgeç, hadi bize gidelim. N’olur yapma. Bak enişten de yanında olacak!” dediğinde Cüneyt hemen arkalarında belirmişti. Melek’i küçüklüğünden beri kendi yeğeninden ayırmazdı. Nasıl ayırabilirdi ki? Songül’le nişanlı olduğu zamanlarda onun çok yardımını görmüştü.

KARA DUVAK (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin