44. Bölüm "İkizler!"

12.9K 1.6K 178
                                    


"Ben eğlenerek yazdım, sizde umarım keyifle okursunuz.  Yorum yapan herkese teşekkür ederim. 

-*****-

Aynanın karşısında ki görüntüsüne gülümseyerek bakarken hala bu günün geldiğine inanamıyordu. Gözleri yeniden yaşardığında kendi kendine kızmaya başladı. Bu gün kaçıncı kez mutluluktan ağladığını bilmiyordu. Yeniden akan sürmesini pamuk ile silmeye çalışırken odanın kapısının tıklatılması ile başını aralık kapıdan içeriye uzatan yengesine bakmıştı.

"Aaa hala hazır değil misin sen? Geç kalacağız..." Yaren odaya girerek genç kızın elinden aldığı pamukla onun yapmaya çalıştığı işi üstlenmişti.

"Yenge çok heyecanlıyım."

"Biliyorum hayatım ama geç kalacağız. Hadi şu sürmeni de çekelim, sonra çıkarız."

"Babam gelemdi mi hala?" Melek kendisine yeniden sürme çekip saçının üzerine tutturduğu şala ağırlık olması için kemerli toka takmıştı. Yanağından aşağıya süzülen birkaç püskül genç kızın dikkatini dağıtırken Yaren ona hayranlıkla bakmaya başlamıştı.

"Gördüğüm en güzel kızlardan birisin Melek, Asaf seni böyle görünce çıldıracak." Melek tek kaşını kaldırarak önce yengesine sonra da aynadaki görüntüsüne bakmıştı. Yaklaşık üç haftadır kocasını görmüyordu. Onun hastanede olan acil işleri, kendisinin son sınavları derken sadece telefonda görüşebilmişlerdi. Garip bir şekilde Melek kendisini sanki Asaf'ın yanındaymış gibi hissediyordu. Bedenen olmasa da ruhu hep yanındaydı. Gözlerini kırpıştırarak yengesine inanmayarak baktı. Onun gibi bir kadından böylesine bir iltifat almak kolay değildi. Üstelik kendi güzelliği yüzünden birçok sıkıntı çekmesi, güzellik kavramından nefret etmesine rağmen kendisine güzel demesi Melek'i gülümsetmişti.

"Sence Asaf beğenecek mi?"

"Beğenmek mi? Seni gördüğünde kıskançlıktan kuduracak."

"Öyle deme yenge, ben onun kıskanmasını istemiyorum. Bana sevgisini göstersin yeter..."

"Göstermiyor mu?" Yaren yeğeninin kızaran yanaklarını avuçlayarak kendisine bakmasını sağlamıştı. "Hala şüphen mi var? Duyduğuma göre damat bey etrafında pervane oluyormuş. Kimseye laf ettirmiyormuş."

"Yenge ya!" Melek yanaklarını kurtararak bakışlarını kaçırmıştı. Yaren kahkaha atarak genç kıza sarılırken derin bir iç çekti.

"Senin adına seviniyorum hayatım. Evlendiğini duyduğumda çok kızmıştım. Hele kuma olmayı kabul ettiğini öğrendiğimde abime inanamamıştım. Baban gözünden sakındığı kızını nasıl kuma verir diye çok kızdım. Ama şimdi şu haline bakıyorum da, Rabbim senin kaderini bu şekilde yazmış. Çektiğin sıkıntıların mükafatını almaya başladığını gördükçe mutlu oluyorum."

"Yenge, sence beni gerçekten seviyor mudur?"

"Bunu sana söylemedi mi?" Melek geri dönerek yatağının kenarına otururken bakışları parmağında ki yüzüğe kaymıştı. Kısa bir süre yüzüğü ile oynadıktan sonra yeniden kendisine endişeli olarak bakan kadına gözlerini çevirmişti.

"Açık bir şekilde söylemedi ama birkaç kez farkında olmadan itiraf etti. Üzerine durmadım. Hareketleri o kadar şefkatliydi ki ben sorma gereği duymadım." Melek bir elini kalbinin üzerine bastırarak iç çekti. Hüzünlü bir gülümseme ile yengesine bakmaya devam ederken bakışlarını kaçırarak birkaç kez göğsüne vurmaya devam etti.

"Burayı anlayamıyorum yenge, kalbim sanki yanıyor. Bakma bana öyle, kötü anlamda demedim. Sesini duyunca garip oluyorum. Annem babamı ayak sesinden tanıdığını söylediğinde ona garip bir şekilde bakardım. Ama şimdi yanıma yaklaştığında sesinden önce onu hissedebiliyorum. Konuşmasını beklemeden geldiğini anlayabiliyorum. Sence de garip değil mi? Görmesem de varlığını yanımda hissetmem normal mi? Şimdi bile sanki buradaymış gibi burası yanıyor. Sence gelecek mi?" Yaren şaşkınlıkla genç kızı dinlerken birden gülmeye başlamıştı. Yeğeninin sözleri gerçekten onun hoşuna gitmişti. İki gencin kalbinin birbirine bağlanmış olduğunu bilmek içindeki son endişe tohumunu da yok etmişti. Melek oturduğu yerden kalkarak yeniden aynanın karşısına geçip son kez kendisine baktı.

KARA DUVAK (Yeniden)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin